---------------------------
   
 
  Ödemiş Tarihi
 
    Bir kentin eskiliği, onun kuruluşu ile başlangıç kazanır. Kentlerin kuruluşu ise çok gerilere klasik, arkaik, hatta prehistorik (tarih öncesi) devirlere değin uzanabilir. Kentler ya bir halkın uygun bir coğrafi mekanı benimseyip topluca yerleşimi ile oluşmuş; ya bir yöneticinin (kral, imparator gibi) kendi adına bir kent kurma düşüncesi ile kurulmuş (örnek: Roma İmparatoru Hadrianus'un kurduğu Hadrianapolis yani bugünkü Edirne, yine Roma İmparatoru Konstantin'in kurduğu Kostantinapolis yani bugünkü İstanbul gibi); ya her dönemde kutsal sayılan bir mekana insanların yerleşmeleri ve çoğalmaları ile ortaya çıkmış; ya da önceleri küçük bir köy topluluğu iken zaman içinde türlü nedenlerle nüfusunun kabarması sonucu kent topluluğu biçimine dönüşmüştür.
    İşte yazımıza konu olan Ödemiş bu son nedenle kurularak, zaman sürecinde kentleşme olgusuna kavuşmuştur. Ödemiş, Ortaçağ'da çok küçük bir yerleşim birimi iken, yüzyıllar sonra bugünkü durumunu alan yeni kenttir.
    XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde Ödemiş o sıralarda metruk ve bugün durak istasyonu çevresinde Süleyman köyüne (bugün u köy yoktur) bağlı altı hisse arazidenbir parçaydı. 8-10 evlik bir çiftlikti ve halkı Rum asıllı 25-30 kişiden oluşmaktaydı.
    1334-1348 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği'nin ikinci hükümdarı Gazi I.Umur Bey'in sancaktarı İlyas Bey'e verildiğini o döneme ilişkin bir vakfiyedeki: "Nahiye-i Birgi'dir, Karye-i Süleyman, Kadıka-i İlyas" anlıyoruz.
    Otamış adlı bu yerin daha sonra XIV. yüzyılın ikinci yarısında Sofi Saruca'ya timar olarak verildiği 855 (hicri) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden anlaşılmaktadır.
    1390'da Aydınoğulları Beyliği Osmanlı Sultanı I.Beyazid tarafından ortadan kaldırılınca Aziz Bey'e verildiğini ve Otamış aldlı bir köy olduğu yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarına Ait Timar Defterindeki "Kariye- Otamış Timar-ı Kadı Asker" ifadesinden anlıyoruz.
    XV. yüzyıl başında Otamış kariyesi (köyü) şarapdar İskender Bey'in oğulları Yunus ve Yusuf Çelebilere birlikte timar olarak verilmiş olup, yılda biri eşküne giderdi. Otamış kariyesi bu sırada 27 evden oluşmaktaydı. 
    Yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden Otamış kariyesşnşn daha sonra Birgi'ye bağlı serbest timar oldğunu ve köyde vergi mükellefi 36 ev bulunduğunu çıkarıyoruz.
    991 (hicri) miladi 1583 tarihli Aydın Vakıflar Defterinden anladığımız kadarıyla Otamış kariyesi (köyü), Birgi kazasındaki bazı köyler gibi Mekke Hassı arasına alınıp, geliri vakfa verilmiştir. Bu durum Cumhuriyet yönetimindeki aşar vergisinin kaldırılmasına kadar sürmüştür. Birgili Müftü Arif Efendi vakfiyesine göre Ödemiş'in bulunduğu yer "Boyalık Timarı" adıyla kayda geçmiş ve İbrahim Ağa'nın sipahiliğine bırakılmıştır. 1671 yılında Küçükmendere Havzasına gelen Evliya Çelebi Ödemiş ya da Otamış kariyesinden söz etmez. Sanıyoruz ki Ödemiş o zaman göze batmayan bir köydü. 
    Ödemiş'in önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması o sıralarda havzada özellikle doğu kesiminde Ötemiş oymağı olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan Türkmenlerin 1684'den başlayarak bugünkü Ödemiş'in olduğu yerde sedanter gelmeleri ile oluştur(1). Kısaca XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde 8-10 evlik bir çiftlik olan bu yer, daha sonra köy topluluğu biçimini kazanacak, XVIII yüyılın yarısındaki yerleşmelerle kasaba kimliğine ulaşacaktır. Ödemiş'te ilk medre 1700 yılında Helvacı Ömer Ağa tarafından yaptırıldı. 1702'de Yeniköy'lü Bıçakzade Hacı Mustafa ağa tarafından Büyük Cami yaptırıldı. Gürcüzade Camii'nin (Küçük Cami) Gürcüzade Hacı Salih Efendi tarafından aynı yüzyılda yaptırıldığını sanıyoruz. Ödemiş hemen hemen bu iki caminin çevresinde kentleşti. 1704 tarihli Helvacıoğlu vakfiyesinde Ödemiş Birgi'ye bağlı bir köy olarak geçer.
    Ötemiş ya da daha sonraki söyleyiş biçimiyle Ödemiş, doğusundaki Alaşehir, Sarıgöl, Keles (Kiraz), Balyambolu (Beydağ), Birgi, Badmiye (Bademli), Adagide (Ovakent) gibi yerleşim merkezlerini ve bunlara bağlı köyleri batısındaki Tire, Bayındır, Tepeköy, Ayasulug(Selçuk), İzmir gibi yerleşim merkeziyle, Ege Denizindeki limanlara bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunduğundan nüfusu hızla çoğalarak XVIII. yüzyılda bir Voyvodalık durumuna gelecektir.
    Burada Voyvoda ve Voyvodalık sözcükleri üzerinde kısaca durmak isteriz. Voyvoda sözcüğünün aslı Slavca olan Vojvoda'dan gelir. Asker sürücü, ordu komutanı anlamlarında kullnılmıştır. Osmanlılar Eflak ve Boğdan Beylerine bu adı verdikleri gibi, kesime verilen bir yerin vergilerini toplamakla görevlendirilen kimselere de voyvoda demişlerdir. Ayrıca devletin iltizama verdiği mukataalarla, vezirlere ait hasların yıllık gelirini toplayan kimselere de voyvoda denirdi(2). XVIII. yüzyılda ve XIX. yüzyılın başlarında kaza düzeyindeki yönetim birimleri voyvodalarla yönetilirdi. Voyvodaların yönettiği bölgeye da voyvodalık denildi.
    Ödemiş'in XVIII. yüzyılda merkezi Aydın Güzelhisar kenti olan Aydın Livasına bağlı bir voyvodalık olduğu kesindir. 1795 yılından itibaren Ödemiş'in eski voyvodalarından adını saptandığımız kişiler Kara Hasan Ağa, Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa, Cin Ali Ağa, İbrahim Ağa ve Bayındırlı Mehmet Ağa'dır. Muhammed Ağa, 1760'li, 1770'li yıllarda Adagide (Ovakent) merkezli zaptiye amirliği yapan Kılcı Hasan Ağa'nın oğludur. Kılcı Hasan Ağa'nın oğlu Seyyid Muhammed Ağa'nın Ödemiş voyvodası olduğunu kanıtlayacak en önemli belge ise 1810 miladi yılında genişletip, yenileşmesine neden olduğu ve kendi adıyla söylenen bir vakıf da kurduğu Bademli Aşıklaroba mahallesindeki Kılcı Camii'nin girişindeki kitabede bulunan "Baisi tecdit tevsi camii şerif/ Ödemiş Voyvodası Kılcızade/Esseyid Muhammed Ağa / Sene 1226" iadesidir(4). Adagide'nin (Ovakent) kuzey doğusunda Çatalarmut ile Karahayıt arasındaki alan tapu kayıtlarında Kılcı çiftliği mevkii olarak geçer. Şimdi Kılcı ailesindeki kimsenin bir zamanlar çiftlik olan bu yerde toprağı yoktur.
    Ödemiş voyvodası Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa'nın 48 yıl yaşadığı ve miladi 1812 yılında vefat ettiği biliniyor. Erken yaşta öldüğüne göre voyvadalık görevini sürdürdüğü bir sırada aniden vefat etmiş olmalıdır.Mezarı Bademli'dedir.
    Burada "seyyid" sözcüğü üzerinde de durmak isteriz. Seyyid, Peygamber Hz. Muhammed'in soyundan olan kimseler için kullanılan Arapça kökenli olması gerekir. Fakat işin aslı öyle değildir. Seyyid sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu döneminde "Efendi, Ağa" yerine de kullanılıyordu(5). Voyvoda Kılcızade Muhammed Ağa Türk kökenliydi ve Seyyid sözcüğünü "Efendi" anlamında kullanmıştı. 
Ouinet ve Texier'e göre Ödemiş kasabasının nüfusu 1800 yıllarında başlayarak hızla arttı ve kent kuzey batısındaki antik Hypaipa (Günlüce) şehrinn mermerlerinden yararlanılarak onarıldı. XIX. Yüzyılda Ödemiş'in bir voyvodalık olduğu kesindir. 1820 tarihli Aydın Livasında bulunan memleketler: Birgi, Balyambolu, Bademiye, Keles ve Ödemiş olarak belirtilir(6).
XIX. yüzyılın birinci çeyreğinde Aydın bölgesinde Atçalı Kel Mehmet Efe ayaklanmış, hayli yandaş toplamış, hatta Küçükmenderes havzasındaki Tire, Bayındır, Balyambolu, Birgi Atçalı Kel Mehmet Efe'nin elebaşlarından Çakmakoğlu şecereli Mehmet komutasındaki bir kaç yüz neferlik kuvvet tarafından, Ödemiş ise Atçalı Kel Mehmet Efe'nin muhtelif kolları tarafından 1828'de zapt edilmiştir. Bu nedenle adı geçen yerlerdeki voyvoda, kadı, naib, müftü gibi yöneticiler yöreyi terk etmişlerdir. Bu durum 1829'da Bayındır, Birgi, Ödemiş ve Tire'nin Yetim Mehmet Ağa tarafından geri alınmasıyla son bulur(7).
Dipnotları:
1-Behiç Galip Yavuz, Ödemiş tarihi, III. Baskı, Ödemiş-1998 s.161-163.
2-M.Çağatay Uluçay, Tarih Ansiklopedisi, İstanbul-1961,s.588
3-Ödemiş Voyvodası Seyyid Muhammed Ağa hakkındaki bilgiler torunu Sayın Kemal Kılcı'dan derlenmiştir.
4-Behiç Galip Yavuz, Bademli Rehberi, İzmir-1998,s.60
5-Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, İstanbul-1959 s.642
6-Dr. Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara-1968
7-Çağatay Uluçay, Atçalı Kel Mehmed, İstanbul-1968
ÖDEMİŞ KENT TARİHİ 2
    1831 yılında Osmanlı İmparatorluğundan yapılan nüfus sayımında Ödemiş kaza merkezi olarak görülür. 
Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Navarin'de donanmasının yakılması üzerine Osmanlı Sultanı II. Mahmud'dan Suriye valiliğini istemesi ile başlayan anlaşmazlık, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa yönetiminde bir orduyu Suriye'ye göndermesi ile sürdü. Mısır Seraskeri İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu 1832'de geçidinde ve 1833'de konya Savaşı'nda yendi. Konya'yı ele geçirip, Kütahya'ya girdi. Batı Anadolu'da hiyerarşik bir hükümet teşkilatlanmasına gitti. 1833'de Osmanlı Devleti'nin hükmü Anadolu'da hemen hemen silinmişti. Aydın Sancağı'na Süeyman Bey Mütesellim atanarak, Osmanlı mütesellimi görevinden alındı (8). Ödemiş de içinde olmak üzere kazalardaki voyvodalıklara Mısır Seraskeri İbrahim Paşa'nın adamlarından atamalar yapıldı. Mütesellimliklere Mısır ordusuna bağlı askerler getirilerek bölge denetim altına tutuldu. Osmanlı gelir kaynakları Mısır Seraskerliği gelir laynaklarına dönüştürüldü. Mısır geçici hükümetinin gelmesiyle Ödemiş yöresinde huzursuzluk artmış, ekonomik bakımdan büyük bir darbe yenilmiş, soygunlar çoğalmıştır. Bu durum 1834 yılına değin sürdü. Bunan sonra Osmanlı'nın hükmü yeniden Ödemiş ve yöresinde geçmeye başladı. 
1841'de Ödemiş'e gelen Charles Felix Marie Texier kenti şöyle tanımlar: "En sonunda Bayındır'dan doğu ve kuzey doğu yönünde altı fersah uzakta olan Ödemiş adındaki büyük şehre geldik. Ödemiş'in 8000'den çok nüfusu vardır. 1200 ev Türk, 700 ev Rum ve 40 ev kadar da ermeni'dir(9)

    Ödemiş'in Sungurlu yöresindeki modern kabristanda mezarı bulunan ve kitabesinden Rumi: 1285, miladi:1869'da vefat ettiği anlaşılan Vamık Efendi de Ödemiş'in eski yöneticilerden birisidir. Gerek Voyvoda Muhammed Ağa'nın ve gerekse Kaymakam Vamık Efendi'nin tarafımızdan bilinip, tanınması Ödemiş'te vefat ederek bu yöreye defin edilmeleri ve kabirlerinin günümüze kadar ulaşmış olmasıdır. 
1843'de Ödemiş kenti yönetim bakımından merkezi Güzelhisar olan Aydın Eyaletine bağlıydı. 1850'de Ödemiş'i de içine alan vilayetin adı Aydın, merkezi İzmir oldu. 1867'deki Vilayetler İdaresi kanunu ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim bölünmesi değişmiş, Birgi, Keles, Balyambolu kaza olmaktan çıkarılarak, Ödemiş kazasına bağlı nahiye (bucak) durumuna getirilmişlerdir. 

    XIX. yüzyılın ikinci yarısında balkan toplulukarında görülen ayrılıkçı hareketler ve çeteleşme bazı Türk ailelerini rahatsız ettiği gibi, 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) sonucu Balkanlar'dan birçok soydaşımız ve Kırım'dan Türk kökenli Tatar ailelerinden bazıları Ödemiş'e gelerek yerleşmişlerdir. Tatarlar, Üçeylül mahallesi Kırımlı sokağın olduğu yeri satın alarak karşılıklı evler yapıp, bir sokak oluşturmuşlardır. ve sokağın her iki ucuna büyük kapılar yapmışlardır. Bugün bile bu sokağın adı "Kırım Sokağı" dır. 
Ödemiş'te Türkmen mahallesindeki Halepli çıkmazına girerken solda bulunan yapı eski Ödemiş voyvodalarının "Ağa konağı" olarak kullanılmıştır. XIX. yüzyılın son çeyreğinde bu Konak yetersiz kalınca "Emmioğlu Konağı" Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır. 
Ödemiş'te ilk belediye teşkilatı 1876'da kuruldu. İlk belediye binası 1897'de yapıldı. 1881 yılının kaymakamı: Rüstem Efendi, belediye Başkanı Hacı Mustafa Ağa'dır. 1888'de Torbalı'dan ayrılan demiryolu hattı Bayındır, Tire ve Ödemiş'e kadar uzandı. Ödemiş'teki eski istasyonun yapımı da aynı yılda gerçekleşti.

    1888'de Ödemiş Kaymakamı: Hakkı Bey, belediye başkanı ise: Hacı Ali Efendi'dir. 1892'de Kaymakam: İsmail Hakkı Bey Belediye Başkanı: Zühtü Efendi olmuştur. 1892'de Ödemiş kazasına bağlı Birgi, Balyambolu, Keles adlarında üç nahiyesi 124 kariyesi (köyü) bulunmaktaydı. Ödemiş kentinin nüfusu 4679 erkek, 4451 kadın olmak üzere toplam 9130 idi. Bina sayısı 1983 olup, kazanın nahiye ve kariyeleri ile genel nüfusu 29592'si erkek, 29118'i kadın olarak toplamm:58710 idi. Bu nüfusun 53847'sini Türkler, 4863'ünü Rum ve Ermeniler oluşturmaktaydı. 1892'de Ödemiş'te Belediyeye ait 20 yataklı hastahane kuruldu. Ödemiş'te geceleri yakılmakta olan sokak fenerlerinin sayısı 168 idi. 

    1895'de Ödemiş kaymakamı yine İsmail Hakkı Bey'dir. Belediye başkanı: Ahmet Efendi'dir. Aynı yılda Hacı Abdullatif Efendi tarafından Ödemiş'te Kırlıoğlu Camii yaptırıldı.

    1897'de kaymakam: Hasan Hüsnü Bey, belediye başkanı: Raşit Efendi'dir. 1901 yılında Ödemiş kaymakamı Mehmet Rıza Efendi, belediye başkanı: Ali Haydar Bey'dir. XX yüzyılın başında Ödemiş kenti şöyle bir durum ortaya koyuyordu: Mahalleleri Hamam (Emmioğlu), Hacı İmam (Umur Bey), Katırcılar (Mimar Sinan), Meşrutiyet, Bengisu, Şimdiki Hastane caddesi veuzun sokak Rum mahallesini oluşturuyordu. Yanan iyi sinema (şimdiki Yalgın düğün salonunun olduğu yerder) Rum kilisesiydi. O zaman belediye binası şimdiki postahanenin karşısında Vakıflar Bankası'nın doğusundaydı. Hükümet binası ise Ekin Pazarı'nda (şimdi bu yerde Telekom binası vardır), hamamın yanındaydı ve o zamanki Postahane de onun karşısındaydı. O mevkiye "Konak ön" denilir ve o zamanki törenler Konak önü alanında yapılırdı. Şimdiki hastanenenin karşısındaki göçmen evlerinin bulunduğu Atatürk İlköğretim okulunun içine alan saha Askeri Kışlaydı. Eski Ödemiş pazarı ise Cumartesi günleri Konak önünde, Ekin pazarında kurulurdu. Ödemiş'in o zamanki caddeleri: Manyası Caddesi (şimdiki Katırcı sokağı), Gageçlik mevkii (İzmir yolu) Çatalyolu (eski istasyon caddesi, caddelerin en işleğiydi), Arap Kazıkları caddesi (Yayla Caddesi), Beşgöz yolu (Birgi Caddesi), Yıldız Oteli caddesi ise Kendir Pazarıydı ve deveci hanları vardı. (10)

    1901 yılında Ödemiş kentinde 3517 hane, 871 dükkan, 27 han, 3 hamam, 1 zeytinyağı fabrikası, 1 un değirmeni,1 tasirhane vardı. Ayrıca kentte 1 Hükümet Konağı, 5 Karakol, 1 Ziraat Bankası, 1 telgrafhane, 1 tekke, 1 kütüphane, 4 kilise, 3 guraba hastahanesi, 2 rüştiye okulu, 38 medrese, 3 erkek ilkokulu, 2 kız ilkokulu, garimüslümlere ait okul yapılmıştı. Kentte redif 47. alayın 4. taburu da bulunuyordu. 
1904'de Belediye Başkanı Ali Haydar Efendi'dir. Kentin nüfusu 15981, kazanın genel nüfusu 67582'dir. 1906 yılından, 1914 yılına kadar Ödemiş kazasının "Liva" olan tartışmaları yaşanmış, 1910'da ikinci sınıf kazalar içinde yer almış, 1914 yılında birinci sınıf kaymakamlığa yükseltilmiştir. Çarkıcalı Mehmet Efe tarafından Ödemiş'te yapımına başlanan Yeni Camii, 1912'de Hacı Abdi Ağa tarafından Çağlayanlı Mehmet ustaya tamamlattırılmıştır. 1916'da Kanab Ali oğlu Hacı Ali Efendi tarafından Mustafa çakır ustaya Ödemiş'teki Tekeli Camii yaptırıldı. Bu arada görev sürelerini saptayamadığımız Helvacıoğlu Ali Efendi, İstanbul'lu Rauf Bey ve Başçavuşoğlu Şerif Efendi Ödemiş'te Belediye Başkanlıklarında bulundular. 1918'de Ödemiş kaymakamı Zühtü Bey'dir. 28 Mart 1919'dan, 1 Haziran 1919'a kadar kaymakmlığı Bekir Sami (Baran) Bey yapmıştır.  
     1 Haziran 1919'da Ödemiş Yunan ordusu tarafından işgal edildiğinden hükümet Yunanlılar'ın eline geçmiş ve bu durum 3 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. Türk Ordusu'nun Büyük Utkusundan sonra 3 Eylül 1922'de Yunalılar Ödemiş'i boşalttılar. Ankara'daki yeni hükümet 1922'de Ödemiş Kaymakamı olarak Osman Nuri Tekelli Bey'i atadı. Osman Nuri Tekelli Bey 1928 yılına kadar kaymakamlık yaptı. 5 Mart 1923-31 Mart 1923 tarihleri arasında Belediye Başkanı Mehmet Şükrü Saraçoğlu, 1 Nisan 1923-5 Mart 1927 tarihleri arasında Belediye başkanı Ragıp Mısırlıoğlu'dur. 1925'de Ödemiş kaymakamı Recep Bey'dir. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Ödemiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin, İzmir ilinin, bir ilçesi olmuştur. 

Dipnotları:
8-A.Munis Armağan, Batı Anadolu tarihinde İlginç Olaylar, İzmir-1984
9-Charles Felix Marie Texier, Description de 1'Asia Minor, Cilt:III, Paris-1870
10-XX. Yüzyılın başlarındaki Ödemiş kenti için bilgi, emekli din görevlisi Hafız Hacı rahmetli Şevket Vanlı'dan derlenmiştir. 

Behiç Galip YAVUZ
Tarihçi - Araştırmacı Yazar
Katkılarından dolayı Sayın Behiç Galip YAVUZ hocamıza teşekkürler...
    Bir kentin eskiliği, onun kuruluşu ile başlangıç kazanır. Kentlerin kuruluşu ise çok gerilere klasik, arkaik, hatta prehistorik (tarih öncesi) devirlere değin uzanabilir. Kentler ya bir halkın uygun bir coğrafi mekanı benimseyip topluca yerleşimi ile oluşmuş; ya bir yöneticinin (kral, imparator gibi) kendi adına bir kent kurma düşüncesi ile kurulmuş (örnek: Roma İmparatoru Hadrianus'un kurduğu Hadrianapolis yani bugünkü Edirne, yine Roma İmparatoru Konstantin'in kurduğu Kostantinapolis yani bugünkü İstanbul gibi); ya her dönemde kutsal sayılan bir mekana insanların yerleşmeleri ve çoğalmaları ile ortaya çıkmış; ya da önceleri küçük bir köy topluluğu iken zaman içinde türlü nedenlerle nüfusunun kabarması sonucu kent topluluğu biçimine dönüşmüştür.
    İşte yazımıza konu olan Ödemiş bu son nedenle kurularak, zaman sürecinde kentleşme olgusuna kavuşmuştur. Ödemiş, Ortaçağ'da çok küçük bir yerleşim birimi iken, yüzyıllar sonra bugünkü durumunu alan yeni kenttir.
    XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde Ödemiş o sıralarda metruk ve bugün durak istasyonu çevresinde Süleyman köyüne (bugün u köy yoktur) bağlı altı hisse arazidenbir parçaydı. 8-10 evlik bir çiftlikti ve halkı Rum asıllı 25-30 kişiden oluşmaktaydı.
    1334-1348 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği'nin ikinci hükümdarı Gazi I.Umur Bey'in sancaktarı İlyas Bey'e verildiğini o döneme ilişkin bir vakfiyedeki: "Nahiye-i Birgi'dir, Karye-i Süleyman, Kadıka-i İlyas" anlıyoruz.
    Otamış adlı bu yerin daha sonra XIV. yüzyılın ikinci yarısında Sofi Saruca'ya timar olarak verildiği 855 (hicri) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden anlaşılmaktadır.
    1390'da Aydınoğulları Beyliği Osmanlı Sultanı I.Beyazid tarafından ortadan kaldırılınca Aziz Bey'e verildiğini ve Otamış aldlı bir köy olduğu yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarına Ait Timar Defterindeki "Kariye- Otamış Timar-ı Kadı Asker" ifadesinden anlıyoruz.
    XV. yüzyıl başında Otamış kariyesi (köyü) şarapdar İskender Bey'in oğulları Yunus ve Yusuf Çelebilere birlikte timar olarak verilmiş olup, yılda biri eşküne giderdi. Otamış kariyesi bu sırada 27 evden oluşmaktaydı. 
    Yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden Otamış kariyesşnşn daha sonra Birgi'ye bağlı serbest timar oldğunu ve köyde vergi mükellefi 36 ev bulunduğunu çıkarıyoruz.
    991 (hicri) miladi 1583 tarihli Aydın Vakıflar Defterinden anladığımız kadarıyla Otamış kariyesi (köyü), Birgi kazasındaki bazı köyler gibi Mekke Hassı arasına alınıp, geliri vakfa verilmiştir. Bu durum Cumhuriyet yönetimindeki aşar vergisinin kaldırılmasına kadar sürmüştür. Birgili Müftü Arif Efendi vakfiyesine göre Ödemiş'in bulunduğu yer "Boyalık Timarı" adıyla kayda geçmiş ve İbrahim Ağa'nın sipahiliğine bırakılmıştır. 1671 yılında Küçükmendere Havzasına gelen Evliya Çelebi Ödemiş ya da Otamış kariyesinden söz etmez. Sanıyoruz ki Ödemiş o zaman göze batmayan bir köydü. 
    Ödemiş'in önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması o sıralarda havzada özellikle doğu kesiminde Ötemiş oymağı olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan Türkmenlerin 1684'den başlayarak bugünkü Ödemiş'in olduğu yerde sedanter gelmeleri ile oluştur(1). Kısaca XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde 8-10 evlik bir çiftlik olan bu yer, daha sonra köy topluluğu biçimini kazanacak, XVIII yüyılın yarısındaki yerleşmelerle kasaba kimliğine ulaşacaktır. Ödemiş'te ilk medre 1700 yılında Helvacı Ömer Ağa tarafından yaptırıldı. 1702'de Yeniköy'lü Bıçakzade Hacı Mustafa ağa tarafından Büyük Cami yaptırıldı. Gürcüzade Camii'nin (Küçük Cami) Gürcüzade Hacı Salih Efendi tarafından aynı yüzyılda yaptırıldığını sanıyoruz. Ödemiş hemen hemen bu iki caminin çevresinde kentleşti. 1704 tarihli Helvacıoğlu vakfiyesinde Ödemiş Birgi'ye bağlı bir köy olarak geçer.
    Ötemiş ya da daha sonraki söyleyiş biçimiyle Ödemiş, doğusundaki Alaşehir, Sarıgöl, Keles (Kiraz), Balyambolu (Beydağ), Birgi, Badmiye (Bademli), Adagide (Ovakent) gibi yerleşim merkezlerini ve bunlara bağlı köyleri batısındaki Tire, Bayındır, Tepeköy, Ayasulug(Selçuk), İzmir gibi yerleşim merkeziyle, Ege Denizindeki limanlara bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunduğundan nüfusu hızla çoğalarak XVIII. yüzyılda bir Voyvodalık durumuna gelecektir.
    Burada Voyvoda ve Voyvodalık sözcükleri üzerinde kısaca durmak isteriz. Voyvoda sözcüğünün aslı Slavca olan Vojvoda'dan gelir. Asker sürücü, ordu komutanı anlamlarında kullnılmıştır. Osmanlılar Eflak ve Boğdan Beylerine bu adı verdikleri gibi, kesime verilen bir yerin vergilerini toplamakla görevlendirilen kimselere de voyvoda demişlerdir. Ayrıca devletin iltizama verdiği mukataalarla, vezirlere ait hasların yıllık gelirini toplayan kimselere de voyvoda denirdi(2). XVIII. yüzyılda ve XIX. yüzyılın başlarında kaza düzeyindeki yönetim birimleri voyvodalarla yönetilirdi. Voyvodaların yönettiği bölgeye da voyvodalık denildi.
    Ödemiş'in XVIII. yüzyılda merkezi Aydın Güzelhisar kenti olan Aydın Livasına bağlı bir voyvodalık olduğu kesindir. 1795 yılından itibaren Ödemiş'in eski voyvodalarından adını saptandığımız kişiler Kara Hasan Ağa, Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa, Cin Ali Ağa, İbrahim Ağa ve Bayındırlı Mehmet Ağa'dır. Muhammed Ağa, 1760'li, 1770'li yıllarda Adagide (Ovakent) merkezli zaptiye amirliği yapan Kılcı Hasan Ağa'nın oğludur. Kılcı Hasan Ağa'nın oğlu Seyyid Muhammed Ağa'nın Ödemiş voyvodası olduğunu kanıtlayacak en önemli belge ise 1810 miladi yılında genişletip, yenileşmesine neden olduğu ve kendi adıyla söylenen bir vakıf da kurduğu Bademli Aşıklaroba mahallesindeki Kılcı Camii'nin girişindeki kitabede bulunan "Baisi tecdit tevsi camii şerif/ Ödemiş Voyvodası Kılcızade/Esseyid Muhammed Ağa / Sene 1226" iadesidir(4). Adagide'nin (Ovakent) kuzey doğusunda Çatalarmut ile Karahayıt arasındaki alan tapu kayıtlarında Kılcı çiftliği mevkii olarak geçer. Şimdi Kılcı ailesindeki kimsenin bir zamanlar çiftlik olan bu yerde toprağı yoktur.
    Ödemiş voyvodası Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa'nın 48 yıl yaşadığı ve miladi 1812 yılında vefat ettiği biliniyor. Erken yaşta öldüğüne göre voyvadalık görevini sürdürdüğü bir sırada aniden vefat etmiş olmalıdır.Mezarı Bademli'dedir.
    Burada "seyyid" sözcüğü üzerinde de durmak isteriz. Seyyid, Peygamber Hz. Muhammed'in soyundan olan kimseler için kullanılan Arapça kökenli olması gerekir. Fakat işin aslı öyle değildir. Seyyid sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu döneminde "Efendi, Ağa" yerine de kullanılıyordu(5). Voyvoda Kılcızade Muhammed Ağa Türk kökenliydi ve Seyyid sözcüğünü "Efendi" anlamında kullanmıştı. 
Ouinet ve Texier'e göre Ödemiş kasabasının nüfusu 1800 yıllarında başlayarak hızla arttı ve kent kuzey batısındaki antik Hypaipa (Günlüce) şehrinn mermerlerinden yararlanılarak onarıldı. XIX. Yüzyılda Ödemiş'in bir voyvodalık olduğu kesindir. 1820 tarihli Aydın Livasında bulunan memleketler: Birgi, Balyambolu, Bademiye, Keles ve Ödemiş olarak belirtilir(6).
XIX. yüzyılın birinci çeyreğinde Aydın bölgesinde Atçalı Kel Mehmet Efe ayaklanmış, hayli yandaş toplamış, hatta Küçükmenderes havzasındaki Tire, Bayındır, Balyambolu, Birgi Atçalı Kel Mehmet Efe'nin elebaşlarından Çakmakoğlu şecereli Mehmet komutasındaki bir kaç yüz neferlik kuvvet tarafından, Ödemiş ise Atçalı Kel Mehmet Efe'nin muhtelif kolları tarafından 1828'de zapt edilmiştir. Bu nedenle adı geçen yerlerdeki voyvoda, kadı, naib, müftü gibi yöneticiler yöreyi terk etmişlerdir. Bu durum 1829'da Bayındır, Birgi, Ödemiş ve Tire'nin Yetim Mehmet Ağa tarafından geri alınmasıyla son bulur(7).
Dipnotları:
1-Behiç Galip Yavuz, Ödemiş tarihi, III. Baskı, Ödemiş-1998 s.161-163.
2-M.Çağatay Uluçay, Tarih Ansiklopedisi, İstanbul-1961,s.588
3-Ödemiş Voyvodası Seyyid Muhammed Ağa hakkındaki bilgiler torunu Sayın Kemal Kılcı'dan derlenmiştir.
4-Behiç Galip Yavuz, Bademli Rehberi, İzmir-1998,s.60
5-Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, İstanbul-1959 s.642
6-Dr. Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara-1968
7-Çağatay Uluçay, Atçalı Kel Mehmed, İstanbul-1968
ÖDEMİŞ KENT TARİHİ 2
    1831 yılında Osmanlı İmparatorluğundan yapılan nüfus sayımında Ödemiş kaza merkezi olarak görülür. 
Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Navarin'de donanmasının yakılması üzerine Osmanlı Sultanı II. Mahmud'dan Suriye valiliğini istemesi ile başlayan anlaşmazlık, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa yönetiminde bir orduyu Suriye'ye göndermesi ile sürdü. Mısır Seraskeri İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu 1832'de geçidinde ve 1833'de konya Savaşı'nda yendi. Konya'yı ele geçirip, Kütahya'ya girdi. Batı Anadolu'da hiyerarşik bir hükümet teşkilatlanmasına gitti. 1833'de Osmanlı Devleti'nin hükmü Anadolu'da hemen hemen silinmişti. Aydın Sancağı'na Süeyman Bey Mütesellim atanarak, Osmanlı mütesellimi görevinden alındı (8). Ödemiş de içinde olmak üzere kazalardaki voyvodalıklara Mısır Seraskeri İbrahim Paşa'nın adamlarından atamalar yapıldı. Mütesellimliklere Mısır ordusuna bağlı askerler getirilerek bölge denetim altına tutuldu. Osmanlı gelir kaynakları Mısır Seraskerliği gelir laynaklarına dönüştürüldü. Mısır geçici hükümetinin gelmesiyle Ödemiş yöresinde huzursuzluk artmış, ekonomik bakımdan büyük bir darbe yenilmiş, soygunlar çoğalmıştır. Bu durum 1834 yılına değin sürdü. Bunan sonra Osmanlı'nın hükmü yeniden Ödemiş ve yöresinde geçmeye başladı. 
1841'de Ödemiş'e gelen Charles Felix Marie Texier kenti şöyle tanımlar: "En sonunda Bayındır'dan doğu ve kuzey doğu yönünde altı fersah uzakta olan Ödemiş adındaki büyük şehre geldik. Ödemiş'in 8000'den çok nüfusu vardır. 1200 ev Türk, 700 ev Rum ve 40 ev kadar da ermeni'dir(9)

    Ödemiş'in Sungurlu yöresindeki modern kabristanda mezarı bulunan ve kitabesinden Rumi: 1285, miladi:1869'da vefat ettiği anlaşılan Vamık Efendi de Ödemiş'in eski yöneticilerden birisidir. Gerek Voyvoda Muhammed Ağa'nın ve gerekse Kaymakam Vamık Efendi'nin tarafımızdan bilinip, tanınması Ödemiş'te vefat ederek bu yöreye defin edilmeleri ve kabirlerinin günümüze kadar ulaşmış olmasıdır. 
1843'de Ödemiş kenti yönetim bakımından merkezi Güzelhisar olan Aydın Eyaletine bağlıydı. 1850'de Ödemiş'i de içine alan vilayetin adı Aydın, merkezi İzmir oldu. 1867'deki Vilayetler İdaresi kanunu ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim bölünmesi değişmiş, Birgi, Keles, Balyambolu kaza olmaktan çıkarılarak, Ödemiş kazasına bağlı nahiye (bucak) durumuna getirilmişlerdir. 

    XIX. yüzyılın ikinci yarısında balkan toplulukarında görülen ayrılıkçı hareketler ve çeteleşme bazı Türk ailelerini rahatsız ettiği gibi, 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) sonucu Balkanlar'dan birçok soydaşımız ve Kırım'dan Türk kökenli Tatar ailelerinden bazıları Ödemiş'e gelerek yerleşmişlerdir. Tatarlar, Üçeylül mahallesi Kırımlı sokağın olduğu yeri satın alarak karşılıklı evler yapıp, bir sokak oluşturmuşlardır. ve sokağın her iki ucuna büyük kapılar yapmışlardır. Bugün bile bu sokağın adı "Kırım Sokağı" dır. 
Ödemiş'te Türkmen mahallesindeki Halepli çıkmazına girerken solda bulunan yapı eski Ödemiş voyvodalarının "Ağa konağı" olarak kullanılmıştır. XIX. yüzyılın son çeyreğinde bu Konak yetersiz kalınca "Emmioğlu Konağı" Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır. 
Ödemiş'te ilk belediye teşkilatı 1876'da kuruldu. İlk belediye binası 1897'de yapıldı. 1881 yılının kaymakamı: Rüstem Efendi, belediye Başkanı Hacı Mustafa Ağa'dır. 1888'de Torbalı'dan ayrılan demiryolu hattı Bayındır, Tire ve Ödemiş'e kadar uzandı. Ödemiş'teki eski istasyonun yapımı da aynı yılda gerçekleşti.

    1888'de Ödemiş Kaymakamı: Hakkı Bey, belediye başkanı ise: Hacı Ali Efendi'dir. 1892'de Kaymakam: İsmail Hakkı Bey Belediye Başkanı: Zühtü Efendi olmuştur. 1892'de Ödemiş kazasına bağlı Birgi, Balyambolu, Keles adlarında üç nahiyesi 124 kariyesi (köyü) bulunmaktaydı. Ödemiş kentinin nüfusu 4679 erkek, 4451 kadın olmak üzere toplam 9130 idi. Bina sayısı 1983 olup, kazanın nahiye ve kariyeleri ile genel nüfusu 29592'si erkek, 29118'i kadın olarak toplamm:58710 idi. Bu nüfusun 53847'sini Türkler, 4863'ünü Rum ve Ermeniler oluşturmaktaydı. 1892'de Ödemiş'te Belediyeye ait 20 yataklı hastahane kuruldu. Ödemiş'te geceleri yakılmakta olan sokak fenerlerinin sayısı 168 idi. 

    1895'de Ödemiş kaymakamı yine İsmail Hakkı Bey'dir. Belediye başkanı: Ahmet Efendi'dir. Aynı yılda Hacı Abdullatif Efendi tarafından Ödemiş'te Kırlıoğlu Camii yaptırıldı.

    1897'de kaymakam: Hasan Hüsnü Bey, belediye başkanı: Raşit Efendi'dir. 1901 yılında Ödemiş kaymakamı Mehmet Rıza Efendi, belediye başkanı: Ali Haydar Bey'dir. XX yüzyılın başında Ödemiş kenti şöyle bir durum ortaya koyuyordu: Mahalleleri Hamam (Emmioğlu), Hacı İmam (Umur Bey), Katırcılar (Mimar Sinan), Meşrutiyet, Bengisu, Şimdiki Hastane caddesi veuzun sokak Rum mahallesini oluşturuyordu. Yanan iyi sinema (şimdiki Yalgın düğün salonunun olduğu yerder) Rum kilisesiydi. O zaman belediye binası şimdiki postahanenin karşısında Vakıflar Bankası'nın doğusundaydı. Hükümet binası ise Ekin Pazarı'nda (şimdi bu yerde Telekom binası vardır), hamamın yanındaydı ve o zamanki Postahane de onun karşısındaydı. O mevkiye "Konak ön" denilir ve o zamanki törenler Konak önü alanında yapılırdı. Şimdiki hastanenenin karşısındaki göçmen evlerinin bulunduğu Atatürk İlköğretim okulunun içine alan saha Askeri Kışlaydı. Eski Ödemiş pazarı ise Cumartesi günleri Konak önünde, Ekin pazarında kurulurdu. Ödemiş'in o zamanki caddeleri: Manyası Caddesi (şimdiki Katırcı sokağı), Gageçlik mevkii (İzmir yolu) Çatalyolu (eski istasyon caddesi, caddelerin en işleğiydi), Arap Kazıkları caddesi (Yayla Caddesi), Beşgöz yolu (Birgi Caddesi), Yıldız Oteli caddesi ise Kendir Pazarıydı ve deveci hanları vardı. (10)

    1901 yılında Ödemiş kentinde 3517 hane, 871 dükkan, 27 han, 3 hamam, 1 zeytinyağı fabrikası, 1 un değirmeni,1 tasirhane vardı. Ayrıca kentte 1 Hükümet Konağı, 5 Karakol, 1 Ziraat Bankası, 1 telgrafhane, 1 tekke, 1 kütüphane, 4 kilise, 3 guraba hastahanesi, 2 rüştiye okulu, 38 medrese, 3 erkek ilkokulu, 2 kız ilkokulu, garimüslümlere ait okul yapılmıştı. Kentte redif 47. alayın 4. taburu da bulunuyordu. 
1904'de Belediye Başkanı Ali Haydar Efendi'dir. Kentin nüfusu 15981, kazanın genel nüfusu 67582'dir. 1906 yılından, 1914 yılına kadar Ödemiş kazasının "Liva" olan tartışmaları yaşanmış, 1910'da ikinci sınıf kazalar içinde yer almış, 1914 yılında birinci sınıf kaymakamlığa yükseltilmiştir. Çarkıcalı Mehmet Efe tarafından Ödemiş'te yapımına başlanan Yeni Camii, 1912'de Hacı Abdi Ağa tarafından Çağlayanlı Mehmet ustaya tamamlattırılmıştır. 1916'da Kanab Ali oğlu Hacı Ali Efendi tarafından Mustafa çakır ustaya Ödemiş'teki Tekeli Camii yaptırıldı. Bu arada görev sürelerini saptayamadığımız Helvacıoğlu Ali Efendi, İstanbul'lu Rauf Bey ve Başçavuşoğlu Şerif Efendi Ödemiş'te Belediye Başkanlıklarında bulundular. 1918'de Ödemiş kaymakamı Zühtü Bey'dir. 28 Mart 1919'dan, 1 Haziran 1919'a kadar kaymakmlığı Bekir Sami (Baran) Bey yapmıştır.  
     1 Haziran 1919'da Ödemiş Yunan ordusu tarafından işgal edildiğinden hükümet Yunanlılar'ın eline geçmiş ve bu durum 3 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. Türk Ordusu'nun Büyük Utkusundan sonra 3 Eylül 1922'de Yunalılar Ödemiş'i boşalttılar. Ankara'daki yeni hükümet 1922'de Ödemiş Kaymakamı olarak Osman Nuri Tekelli Bey'i atadı. Osman Nuri Tekelli Bey 1928 yılına kadar kaymakamlık yaptı. 5 Mart 1923-31 Mart 1923 tarihleri arasında Belediye Başkanı Mehmet Şükrü Saraçoğlu, 1 Nisan 1923-5 Mart 1927 tarihleri arasında Belediye başkanı Ragıp Mısırlıoğlu'dur. 1925'de Ödemiş kaymakamı Recep Bey'dir. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Ödemiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin, İzmir ilinin, bir ilçesi olmuştur. 

Dipnotları:
8-A.Munis Armağan, Batı Anadolu tarihinde İlginç Olaylar, İzmir-1984
9-Charles Felix Marie Texier, Description de 1'Asia Minor, Cilt:III, Paris-1870
10-XX. Yüzyılın başlarındaki Ödemiş kenti için bilgi, emekli din görevlisi Hafız Hacı rahmetli Şevket Vanlı'dan derlenmiştir. 

Behiç Galip YAVUZ
Tarihçi - Araştırmacı Yazar
Katkılarından dolayı Sayın Behiç Galip YAVUZ hocamıza teşekkürler...
    Bir kentin eskiliği, onun kuruluşu ile başlangıç kazanır. Kentlerin kuruluşu ise çok gerilere klasik, arkaik, hatta prehistorik (tarih öncesi) devirlere değin uzanabilir. Kentler ya bir halkın uygun bir coğrafi mekanı benimseyip topluca yerleşimi ile oluşmuş; ya bir yöneticinin (kral, imparator gibi) kendi adına bir kent kurma düşüncesi ile kurulmuş (örnek: Roma İmparatoru Hadrianus'un kurduğu Hadrianapolis yani bugünkü Edirne, yine Roma İmparatoru Konstantin'in kurduğu Kostantinapolis yani bugünkü İstanbul gibi); ya her dönemde kutsal sayılan bir mekana insanların yerleşmeleri ve çoğalmaları ile ortaya çıkmış; ya da önceleri küçük bir köy topluluğu iken zaman içinde türlü nedenlerle nüfusunun kabarması sonucu kent topluluğu biçimine dönüşmüştür.
    İşte yazımıza konu olan Ödemiş bu son nedenle kurularak, zaman sürecinde kentleşme olgusuna kavuşmuştur. Ödemiş, Ortaçağ'da çok küçük bir yerleşim birimi iken, yüzyıllar sonra bugünkü durumunu alan yeni kenttir.
    XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde Ödemiş o sıralarda metruk ve bugün durak istasyonu çevresinde Süleyman köyüne (bugün u köy yoktur) bağlı altı hisse arazidenbir parçaydı. 8-10 evlik bir çiftlikti ve halkı Rum asıllı 25-30 kişiden oluşmaktaydı.
    1334-1348 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği'nin ikinci hükümdarı Gazi I.Umur Bey'in sancaktarı İlyas Bey'e verildiğini o döneme ilişkin bir vakfiyedeki: "Nahiye-i Birgi'dir, Karye-i Süleyman, Kadıka-i İlyas" anlıyoruz.
    Otamış adlı bu yerin daha sonra XIV. yüzyılın ikinci yarısında Sofi Saruca'ya timar olarak verildiği 855 (hicri) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden anlaşılmaktadır.
    1390'da Aydınoğulları Beyliği Osmanlı Sultanı I.Beyazid tarafından ortadan kaldırılınca Aziz Bey'e verildiğini ve Otamış aldlı bir köy olduğu yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarına Ait Timar Defterindeki "Kariye- Otamış Timar-ı Kadı Asker" ifadesinden anlıyoruz.
    XV. yüzyıl başında Otamış kariyesi (köyü) şarapdar İskender Bey'in oğulları Yunus ve Yusuf Çelebilere birlikte timar olarak verilmiş olup, yılda biri eşküne giderdi. Otamış kariyesi bu sırada 27 evden oluşmaktaydı. 
    Yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden Otamış kariyesşnşn daha sonra Birgi'ye bağlı serbest timar oldğunu ve köyde vergi mükellefi 36 ev bulunduğunu çıkarıyoruz.
    991 (hicri) miladi 1583 tarihli Aydın Vakıflar Defterinden anladığımız kadarıyla Otamış kariyesi (köyü), Birgi kazasındaki bazı köyler gibi Mekke Hassı arasına alınıp, geliri vakfa verilmiştir. Bu durum Cumhuriyet yönetimindeki aşar vergisinin kaldırılmasına kadar sürmüştür. Birgili Müftü Arif Efendi vakfiyesine göre Ödemiş'in bulunduğu yer "Boyalık Timarı" adıyla kayda geçmiş ve İbrahim Ağa'nın sipahiliğine bırakılmıştır. 1671 yılında Küçükmendere Havzasına gelen Evliya Çelebi Ödemiş ya da Otamış kariyesinden söz etmez. Sanıyoruz ki Ödemiş o zaman göze batmayan bir köydü. 
    Ödemiş'in önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması o sıralarda havzada özellikle doğu kesiminde Ötemiş oymağı olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan Türkmenlerin 1684'den başlayarak bugünkü Ödemiş'in olduğu yerde sedanter gelmeleri ile oluştur(1). Kısaca XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde 8-10 evlik bir çiftlik olan bu yer, daha sonra köy topluluğu biçimini kazanacak, XVIII yüyılın yarısındaki yerleşmelerle kasaba kimliğine ulaşacaktır. Ödemiş'te ilk medre 1700 yılında Helvacı Ömer Ağa tarafından yaptırıldı. 1702'de Yeniköy'lü Bıçakzade Hacı Mustafa ağa tarafından Büyük Cami yaptırıldı. Gürcüzade Camii'nin (Küçük Cami) Gürcüzade Hacı Salih Efendi tarafından aynı yüzyılda yaptırıldığını sanıyoruz. Ödemiş hemen hemen bu iki caminin çevresinde kentleşti. 1704 tarihli Helvacıoğlu vakfiyesinde Ödemiş Birgi'ye bağlı bir köy olarak geçer.
    Ötemiş ya da daha sonraki söyleyiş biçimiyle Ödemiş, doğusundaki Alaşehir, Sarıgöl, Keles (Kiraz), Balyambolu (Beydağ), Birgi, Badmiye (Bademli), Adagide (Ovakent) gibi yerleşim merkezlerini ve bunlara bağlı köyleri batısındaki Tire, Bayındır, Tepeköy, Ayasulug(Selçuk), İzmir gibi yerleşim merkeziyle, Ege Denizindeki limanlara bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunduğundan nüfusu hızla çoğalarak XVIII. yüzyılda bir Voyvodalık durumuna gelecektir.
    Burada Voyvoda ve Voyvodalık sözcükleri üzerinde kısaca durmak isteriz. Voyvoda sözcüğünün aslı Slavca olan Vojvoda'dan gelir. Asker sürücü, ordu komutanı anlamlarında kullnılmıştır. Osmanlılar Eflak ve Boğdan Beylerine bu adı verdikleri gibi, kesime verilen bir yerin vergilerini toplamakla görevlendirilen kimselere de voyvoda demişlerdir. Ayrıca devletin iltizama verdiği mukataalarla, vezirlere ait hasların yıllık gelirini toplayan kimselere de voyvoda denirdi(2). XVIII. yüzyılda ve XIX. yüzyılın başlarında kaza düzeyindeki yönetim birimleri voyvodalarla yönetilirdi. Voyvodaların yönettiği bölgeye da voyvodalık denildi.
    Ödemiş'in XVIII. yüzyılda merkezi Aydın Güzelhisar kenti olan Aydın Livasına bağlı bir voyvodalık olduğu kesindir. 1795 yılından itibaren Ödemiş'in eski voyvodalarından adını saptandığımız kişiler Kara Hasan Ağa, Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa, Cin Ali Ağa, İbrahim Ağa ve Bayındırlı Mehmet Ağa'dır. Muhammed Ağa, 1760'li, 1770'li yıllarda Adagide (Ovakent) merkezli zaptiye amirliği yapan Kılcı Hasan Ağa'nın oğludur. Kılcı Hasan Ağa'nın oğlu Seyyid Muhammed Ağa'nın Ödemiş voyvodası olduğunu kanıtlayacak en önemli belge ise 1810 miladi yılında genişletip, yenileşmesine neden olduğu ve kendi adıyla söylenen bir vakıf da kurduğu Bademli Aşıklaroba mahallesindeki Kılcı Camii'nin girişindeki kitabede bulunan "Baisi tecdit tevsi camii şerif/ Ödemiş Voyvodası Kılcızade/Esseyid Muhammed Ağa / Sene 1226" iadesidir(4). Adagide'nin (Ovakent) kuzey doğusunda Çatalarmut ile Karahayıt arasındaki alan tapu kayıtlarında Kılcı çiftliği mevkii olarak geçer. Şimdi Kılcı ailesindeki kimsenin bir zamanlar çiftlik olan bu yerde toprağı yoktur.
    Ödemiş voyvodası Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa'nın 48 yıl yaşadığı ve miladi 1812 yılında vefat ettiği biliniyor. Erken yaşta öldüğüne göre voyvadalık görevini sürdürdüğü bir sırada aniden vefat etmiş olmalıdır.Mezarı Bademli'dedir.
    Burada "seyyid" sözcüğü üzerinde de durmak isteriz. Seyyid, Peygamber Hz. Muhammed'in soyundan olan kimseler için kullanılan Arapça kökenli olması gerekir. Fakat işin aslı öyle değildir. Seyyid sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu döneminde "Efendi, Ağa" yerine de kullanılıyordu(5). Voyvoda Kılcızade Muhammed Ağa Türk kökenliydi ve Seyyid sözcüğünü "Efendi" anlamında kullanmıştı. 
Ouinet ve Texier'e göre Ödemiş kasabasının nüfusu 1800 yıllarında başlayarak hızla arttı ve kent kuzey batısındaki antik Hypaipa (Günlüce) şehrinn mermerlerinden yararlanılarak onarıldı. XIX. Yüzyılda Ödemiş'in bir voyvodalık olduğu kesindir. 1820 tarihli Aydın Livasında bulunan memleketler: Birgi, Balyambolu, Bademiye, Keles ve Ödemiş olarak belirtilir(6).
XIX. yüzyılın birinci çeyreğinde Aydın bölgesinde Atçalı Kel Mehmet Efe ayaklanmış, hayli yandaş toplamış, hatta Küçükmenderes havzasındaki Tire, Bayındır, Balyambolu, Birgi Atçalı Kel Mehmet Efe'nin elebaşlarından Çakmakoğlu şecereli Mehmet komutasındaki bir kaç yüz neferlik kuvvet tarafından, Ödemiş ise Atçalı Kel Mehmet Efe'nin muhtelif kolları tarafından 1828'de zapt edilmiştir. Bu nedenle adı geçen yerlerdeki voyvoda, kadı, naib, müftü gibi yöneticiler yöreyi terk etmişlerdir. Bu durum 1829'da Bayındır, Birgi, Ödemiş ve Tire'nin Yetim Mehmet Ağa tarafından geri alınmasıyla son bulur(7).
Dipnotları:
1-Behiç Galip Yavuz, Ödemiş tarihi, III. Baskı, Ödemiş-1998 s.161-163.
2-M.Çağatay Uluçay, Tarih Ansiklopedisi, İstanbul-1961,s.588
3-Ödemiş Voyvodası Seyyid Muhammed Ağa hakkındaki bilgiler torunu Sayın Kemal Kılcı'dan derlenmiştir.
4-Behiç Galip Yavuz, Bademli Rehberi, İzmir-1998,s.60
5-Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, İstanbul-1959 s.642
6-Dr. Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara-1968
7-Çağatay Uluçay, Atçalı Kel Mehmed, İstanbul-1968
ÖDEMİŞ KENT TARİHİ 2
    1831 yılında Osmanlı İmparatorluğundan yapılan nüfus sayımında Ödemiş kaza merkezi olarak görülür. 
Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Navarin'de donanmasının yakılması üzerine Osmanlı Sultanı II. Mahmud'dan Suriye valiliğini istemesi ile başlayan anlaşmazlık, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa yönetiminde bir orduyu Suriye'ye göndermesi ile sürdü. Mısır Seraskeri İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu 1832'de geçidinde ve 1833'de konya Savaşı'nda yendi. Konya'yı ele geçirip, Kütahya'ya girdi. Batı Anadolu'da hiyerarşik bir hükümet teşkilatlanmasına gitti. 1833'de Osmanlı Devleti'nin hükmü Anadolu'da hemen hemen silinmişti. Aydın Sancağı'na Süeyman Bey Mütesellim atanarak, Osmanlı mütesellimi görevinden alındı (8). Ödemiş de içinde olmak üzere kazalardaki voyvodalıklara Mısır Seraskeri İbrahim Paşa'nın adamlarından atamalar yapıldı. Mütesellimliklere Mısır ordusuna bağlı askerler getirilerek bölge denetim altına tutuldu. Osmanlı gelir kaynakları Mısır Seraskerliği gelir laynaklarına dönüştürüldü. Mısır geçici hükümetinin gelmesiyle Ödemiş yöresinde huzursuzluk artmış, ekonomik bakımdan büyük bir darbe yenilmiş, soygunlar çoğalmıştır. Bu durum 1834 yılına değin sürdü. Bunan sonra Osmanlı'nın hükmü yeniden Ödemiş ve yöresinde geçmeye başladı. 
1841'de Ödemiş'e gelen Charles Felix Marie Texier kenti şöyle tanımlar: "En sonunda Bayındır'dan doğu ve kuzey doğu yönünde altı fersah uzakta olan Ödemiş adındaki büyük şehre geldik. Ödemiş'in 8000'den çok nüfusu vardır. 1200 ev Türk, 700 ev Rum ve 40 ev kadar da ermeni'dir(9)

    Ödemiş'in Sungurlu yöresindeki modern kabristanda mezarı bulunan ve kitabesinden Rumi: 1285, miladi:1869'da vefat ettiği anlaşılan Vamık Efendi de Ödemiş'in eski yöneticilerden birisidir. Gerek Voyvoda Muhammed Ağa'nın ve gerekse Kaymakam Vamık Efendi'nin tarafımızdan bilinip, tanınması Ödemiş'te vefat ederek bu yöreye defin edilmeleri ve kabirlerinin günümüze kadar ulaşmış olmasıdır. 
1843'de Ödemiş kenti yönetim bakımından merkezi Güzelhisar olan Aydın Eyaletine bağlıydı. 1850'de Ödemiş'i de içine alan vilayetin adı Aydın, merkezi İzmir oldu. 1867'deki Vilayetler İdaresi kanunu ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim bölünmesi değişmiş, Birgi, Keles, Balyambolu kaza olmaktan çıkarılarak, Ödemiş kazasına bağlı nahiye (bucak) durumuna getirilmişlerdir. 

    XIX. yüzyılın ikinci yarısında balkan toplulukarında görülen ayrılıkçı hareketler ve çeteleşme bazı Türk ailelerini rahatsız ettiği gibi, 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) sonucu Balkanlar'dan birçok soydaşımız ve Kırım'dan Türk kökenli Tatar ailelerinden bazıları Ödemiş'e gelerek yerleşmişlerdir. Tatarlar, Üçeylül mahallesi Kırımlı sokağın olduğu yeri satın alarak karşılıklı evler yapıp, bir sokak oluşturmuşlardır. ve sokağın her iki ucuna büyük kapılar yapmışlardır. Bugün bile bu sokağın adı "Kırım Sokağı" dır. 
Ödemiş'te Türkmen mahallesindeki Halepli çıkmazına girerken solda bulunan yapı eski Ödemiş voyvodalarının "Ağa konağı" olarak kullanılmıştır. XIX. yüzyılın son çeyreğinde bu Konak yetersiz kalınca "Emmioğlu Konağı" Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır. 
Ödemiş'te ilk belediye teşkilatı 1876'da kuruldu. İlk belediye binası 1897'de yapıldı. 1881 yılının kaymakamı: Rüstem Efendi, belediye Başkanı Hacı Mustafa Ağa'dır. 1888'de Torbalı'dan ayrılan demiryolu hattı Bayındır, Tire ve Ödemiş'e kadar uzandı. Ödemiş'teki eski istasyonun yapımı da aynı yılda gerçekleşti.

    1888'de Ödemiş Kaymakamı: Hakkı Bey, belediye başkanı ise: Hacı Ali Efendi'dir. 1892'de Kaymakam: İsmail Hakkı Bey Belediye Başkanı: Zühtü Efendi olmuştur. 1892'de Ödemiş kazasına bağlı Birgi, Balyambolu, Keles adlarında üç nahiyesi 124 kariyesi (köyü) bulunmaktaydı. Ödemiş kentinin nüfusu 4679 erkek, 4451 kadın olmak üzere toplam 9130 idi. Bina sayısı 1983 olup, kazanın nahiye ve kariyeleri ile genel nüfusu 29592'si erkek, 29118'i kadın olarak toplamm:58710 idi. Bu nüfusun 53847'sini Türkler, 4863'ünü Rum ve Ermeniler oluşturmaktaydı. 1892'de Ödemiş'te Belediyeye ait 20 yataklı hastahane kuruldu. Ödemiş'te geceleri yakılmakta olan sokak fenerlerinin sayısı 168 idi. 

    1895'de Ödemiş kaymakamı yine İsmail Hakkı Bey'dir. Belediye başkanı: Ahmet Efendi'dir. Aynı yılda Hacı Abdullatif Efendi tarafından Ödemiş'te Kırlıoğlu Camii yaptırıldı.

    1897'de kaymakam: Hasan Hüsnü Bey, belediye başkanı: Raşit Efendi'dir. 1901 yılında Ödemiş kaymakamı Mehmet Rıza Efendi, belediye başkanı: Ali Haydar Bey'dir. XX yüzyılın başında Ödemiş kenti şöyle bir durum ortaya koyuyordu: Mahalleleri Hamam (Emmioğlu), Hacı İmam (Umur Bey), Katırcılar (Mimar Sinan), Meşrutiyet, Bengisu, Şimdiki Hastane caddesi veuzun sokak Rum mahallesini oluşturuyordu. Yanan iyi sinema (şimdiki Yalgın düğün salonunun olduğu yerder) Rum kilisesiydi. O zaman belediye binası şimdiki postahanenin karşısında Vakıflar Bankası'nın doğusundaydı. Hükümet binası ise Ekin Pazarı'nda (şimdi bu yerde Telekom binası vardır), hamamın yanındaydı ve o zamanki Postahane de onun karşısındaydı. O mevkiye "Konak ön" denilir ve o zamanki törenler Konak önü alanında yapılırdı. Şimdiki hastanenenin karşısındaki göçmen evlerinin bulunduğu Atatürk İlköğretim okulunun içine alan saha Askeri Kışlaydı. Eski Ödemiş pazarı ise Cumartesi günleri Konak önünde, Ekin pazarında kurulurdu. Ödemiş'in o zamanki caddeleri: Manyası Caddesi (şimdiki Katırcı sokağı), Gageçlik mevkii (İzmir yolu) Çatalyolu (eski istasyon caddesi, caddelerin en işleğiydi), Arap Kazıkları caddesi (Yayla Caddesi), Beşgöz yolu (Birgi Caddesi), Yıldız Oteli caddesi ise Kendir Pazarıydı ve deveci hanları vardı. (10)

    1901 yılında Ödemiş kentinde 3517 hane, 871 dükkan, 27 han, 3 hamam, 1 zeytinyağı fabrikası, 1 un değirmeni,1 tasirhane vardı. Ayrıca kentte 1 Hükümet Konağı, 5 Karakol, 1 Ziraat Bankası, 1 telgrafhane, 1 tekke, 1 kütüphane, 4 kilise, 3 guraba hastahanesi, 2 rüştiye okulu, 38 medrese, 3 erkek ilkokulu, 2 kız ilkokulu, garimüslümlere ait okul yapılmıştı. Kentte redif 47. alayın 4. taburu da bulunuyordu. 
1904'de Belediye Başkanı Ali Haydar Efendi'dir. Kentin nüfusu 15981, kazanın genel nüfusu 67582'dir. 1906 yılından, 1914 yılına kadar Ödemiş kazasının "Liva" olan tartışmaları yaşanmış, 1910'da ikinci sınıf kazalar içinde yer almış, 1914 yılında birinci sınıf kaymakamlığa yükseltilmiştir. Çarkıcalı Mehmet Efe tarafından Ödemiş'te yapımına başlanan Yeni Camii, 1912'de Hacı Abdi Ağa tarafından Çağlayanlı Mehmet ustaya tamamlattırılmıştır. 1916'da Kanab Ali oğlu Hacı Ali Efendi tarafından Mustafa çakır ustaya Ödemiş'teki Tekeli Camii yaptırıldı. Bu arada görev sürelerini saptayamadığımız Helvacıoğlu Ali Efendi, İstanbul'lu Rauf Bey ve Başçavuşoğlu Şerif Efendi Ödemiş'te Belediye Başkanlıklarında bulundular. 1918'de Ödemiş kaymakamı Zühtü Bey'dir. 28 Mart 1919'dan, 1 Haziran 1919'a kadar kaymakmlığı Bekir Sami (Baran) Bey yapmıştır.  
     1 Haziran 1919'da Ödemiş Yunan ordusu tarafından işgal edildiğinden hükümet Yunanlılar'ın eline geçmiş ve bu durum 3 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. Türk Ordusu'nun Büyük Utkusundan sonra 3 Eylül 1922'de Yunalılar Ödemiş'i boşalttılar. Ankara'daki yeni hükümet 1922'de Ödemiş Kaymakamı olarak Osman Nuri Tekelli Bey'i atadı. Osman Nuri Tekelli Bey 1928 yılına kadar kaymakamlık yaptı. 5 Mart 1923-31 Mart 1923 tarihleri arasında Belediye Başkanı Mehmet Şükrü Saraçoğlu, 1 Nisan 1923-5 Mart 1927 tarihleri arasında Belediye başkanı Ragıp Mısırlıoğlu'dur. 1925'de Ödemiş kaymakamı Recep Bey'dir. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Ödemiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin, İzmir ilinin, bir ilçesi olmuştur. 

Dipnotları:
8-A.Munis Armağan, Batı Anadolu tarihinde İlginç Olaylar, İzmir-1984
9-Charles Felix Marie Texier, Description de 1'Asia Minor, Cilt:III, Paris-1870
10-XX. Yüzyılın başlarındaki Ödemiş kenti için bilgi, emekli din görevlisi Hafız Hacı rahmetli Şevket Vanlı'dan derlenmiştir. 

Behiç Galip YAVUZ
Tarihçi - Araştırmacı Yazar
Katkılarından dolayı Sayın Behiç Galip YAVUZ hocamıza teşekkürler...
    Bir kentin eskiliği, onun kuruluşu ile başlangıç kazanır. Kentlerin kuruluşu ise çok gerilere klasik, arkaik, hatta prehistorik (tarih öncesi) devirlere değin uzanabilir. Kentler ya bir halkın uygun bir coğrafi mekanı benimseyip topluca yerleşimi ile oluşmuş; ya bir yöneticinin (kral, imparator gibi) kendi adına bir kent kurma düşüncesi ile kurulmuş (örnek: Roma İmparatoru Hadrianus'un kurduğu Hadrianapolis yani bugünkü Edirne, yine Roma İmparatoru Konstantin'in kurduğu Kostantinapolis yani bugünkü İstanbul gibi); ya her dönemde kutsal sayılan bir mekana insanların yerleşmeleri ve çoğalmaları ile ortaya çıkmış; ya da önceleri küçük bir köy topluluğu iken zaman içinde türlü nedenlerle nüfusunun kabarması sonucu kent topluluğu biçimine dönüşmüştür.
    İşte yazımıza konu olan Ödemiş bu son nedenle kurularak, zaman sürecinde kentleşme olgusuna kavuşmuştur. Ödemiş, Ortaçağ'da çok küçük bir yerleşim birimi iken, yüzyıllar sonra bugünkü durumunu alan yeni kenttir.
    XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde Ödemiş o sıralarda metruk ve bugün durak istasyonu çevresinde Süleyman köyüne (bugün u köy yoktur) bağlı altı hisse arazidenbir parçaydı. 8-10 evlik bir çiftlikti ve halkı Rum asıllı 25-30 kişiden oluşmaktaydı.
    1334-1348 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği'nin ikinci hükümdarı Gazi I.Umur Bey'in sancaktarı İlyas Bey'e verildiğini o döneme ilişkin bir vakfiyedeki: "Nahiye-i Birgi'dir, Karye-i Süleyman, Kadıka-i İlyas" anlıyoruz.
    Otamış adlı bu yerin daha sonra XIV. yüzyılın ikinci yarısında Sofi Saruca'ya timar olarak verildiği 855 (hicri) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden anlaşılmaktadır.
    1390'da Aydınoğulları Beyliği Osmanlı Sultanı I.Beyazid tarafından ortadan kaldırılınca Aziz Bey'e verildiğini ve Otamış aldlı bir köy olduğu yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarına Ait Timar Defterindeki "Kariye- Otamış Timar-ı Kadı Asker" ifadesinden anlıyoruz.
    XV. yüzyıl başında Otamış kariyesi (köyü) şarapdar İskender Bey'in oğulları Yunus ve Yusuf Çelebilere birlikte timar olarak verilmiş olup, yılda biri eşküne giderdi. Otamış kariyesi bu sırada 27 evden oluşmaktaydı. 
    Yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden Otamış kariyesşnşn daha sonra Birgi'ye bağlı serbest timar oldğunu ve köyde vergi mükellefi 36 ev bulunduğunu çıkarıyoruz.
    991 (hicri) miladi 1583 tarihli Aydın Vakıflar Defterinden anladığımız kadarıyla Otamış kariyesi (köyü), Birgi kazasındaki bazı köyler gibi Mekke Hassı arasına alınıp, geliri vakfa verilmiştir. Bu durum Cumhuriyet yönetimindeki aşar vergisinin kaldırılmasına kadar sürmüştür. Birgili Müftü Arif Efendi vakfiyesine göre Ödemiş'in bulunduğu yer "Boyalık Timarı" adıyla kayda geçmiş ve İbrahim Ağa'nın sipahiliğine bırakılmıştır. 1671 yılında Küçükmendere Havzasına gelen Evliya Çelebi Ödemiş ya da Otamış kariyesinden söz etmez. Sanıyoruz ki Ödemiş o zaman göze batmayan bir köydü. 
    Ödemiş'in önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması o sıralarda havzada özellikle doğu kesiminde Ötemiş oymağı olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan Türkmenlerin 1684'den başlayarak bugünkü Ödemiş'in olduğu yerde sedanter gelmeleri ile oluştur(1). Kısaca XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde 8-10 evlik bir çiftlik olan bu yer, daha sonra köy topluluğu biçimini kazanacak, XVIII yüyılın yarısındaki yerleşmelerle kasaba kimliğine ulaşacaktır. Ödemiş'te ilk medre 1700 yılında Helvacı Ömer Ağa tarafından yaptırıldı. 1702'de Yeniköy'lü Bıçakzade Hacı Mustafa ağa tarafından Büyük Cami yaptırıldı. Gürcüzade Camii'nin (Küçük Cami) Gürcüzade Hacı Salih Efendi tarafından aynı yüzyılda yaptırıldığını sanıyoruz. Ödemiş hemen hemen bu iki caminin çevresinde kentleşti. 1704 tarihli Helvacıoğlu vakfiyesinde Ödemiş Birgi'ye bağlı bir köy olarak geçer.
    Ötemiş ya da daha sonraki söyleyiş biçimiyle Ödemiş, doğusundaki Alaşehir, Sarıgöl, Keles (Kiraz), Balyambolu (Beydağ), Birgi, Badmiye (Bademli), Adagide (Ovakent) gibi yerleşim merkezlerini ve bunlara bağlı köyleri batısındaki Tire, Bayındır, Tepeköy, Ayasulug(Selçuk), İzmir gibi yerleşim merkeziyle, Ege Denizindeki limanlara bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunduğundan nüfusu hızla çoğalarak XVIII. yüzyılda bir Voyvodalık durumuna gelecektir.
    Burada Voyvoda ve Voyvodalık sözcükleri üzerinde kısaca durmak isteriz. Voyvoda sözcüğünün aslı Slavca olan Vojvoda'dan gelir. Asker sürücü, ordu komutanı anlamlarında kullnılmıştır. Osmanlılar Eflak ve Boğdan Beylerine bu adı verdikleri gibi, kesime verilen bir yerin vergilerini toplamakla görevlendirilen kimselere de voyvoda demişlerdir. Ayrıca devletin iltizama verdiği mukataalarla, vezirlere ait hasların yıllık gelirini toplayan kimselere de voyvoda denirdi(2). XVIII. yüzyılda ve XIX. yüzyılın başlarında kaza düzeyindeki yönetim birimleri voyvodalarla yönetilirdi. Voyvodaların yönettiği bölgeye da voyvodalık denildi.
    Ödemiş'in XVIII. yüzyılda merkezi Aydın Güzelhisar kenti olan Aydın Livasına bağlı bir voyvodalık olduğu kesindir. 1795 yılından itibaren Ödemiş'in eski voyvodalarından adını saptandığımız kişiler Kara Hasan Ağa, Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa, Cin Ali Ağa, İbrahim Ağa ve Bayındırlı Mehmet Ağa'dır. Muhammed Ağa, 1760'li, 1770'li yıllarda Adagide (Ovakent) merkezli zaptiye amirliği yapan Kılcı Hasan Ağa'nın oğludur. Kılcı Hasan Ağa'nın oğlu Seyyid Muhammed Ağa'nın Ödemiş voyvodası olduğunu kanıtlayacak en önemli belge ise 1810 miladi yılında genişletip, yenileşmesine neden olduğu ve kendi adıyla söylenen bir vakıf da kurduğu Bademli Aşıklaroba mahallesindeki Kılcı Camii'nin girişindeki kitabede bulunan "Baisi tecdit tevsi camii şerif/ Ödemiş Voyvodası Kılcızade/Esseyid Muhammed Ağa / Sene 1226" iadesidir(4). Adagide'nin (Ovakent) kuzey doğusunda Çatalarmut ile Karahayıt arasındaki alan tapu kayıtlarında Kılcı çiftliği mevkii olarak geçer. Şimdi Kılcı ailesindeki kimsenin bir zamanlar çiftlik olan bu yerde toprağı yoktur.
    Ödemiş voyvodası Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa'nın 48 yıl yaşadığı ve miladi 1812 yılında vefat ettiği biliniyor. Erken yaşta öldüğüne göre voyvadalık görevini sürdürdüğü bir sırada aniden vefat etmiş olmalıdır.Mezarı Bademli'dedir.
    Burada "seyyid" sözcüğü üzerinde de durmak isteriz. Seyyid, Peygamber Hz. Muhammed'in soyundan olan kimseler için kullanılan Arapça kökenli olması gerekir. Fakat işin aslı öyle değildir. Seyyid sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu döneminde "Efendi, Ağa" yerine de kullanılıyordu(5). Voyvoda Kılcızade Muhammed Ağa Türk kökenliydi ve Seyyid sözcüğünü "Efendi" anlamında kullanmıştı. 
Ouinet ve Texier'e göre Ödemiş kasabasının nüfusu 1800 yıllarında başlayarak hızla arttı ve kent kuzey batısındaki antik Hypaipa (Günlüce) şehrinn mermerlerinden yararlanılarak onarıldı. XIX. Yüzyılda Ödemiş'in bir voyvodalık olduğu kesindir. 1820 tarihli Aydın Livasında bulunan memleketler: Birgi, Balyambolu, Bademiye, Keles ve Ödemiş olarak belirtilir(6).
XIX. yüzyılın birinci çeyreğinde Aydın bölgesinde Atçalı Kel Mehmet Efe ayaklanmış, hayli yandaş toplamış, hatta Küçükmenderes havzasındaki Tire, Bayındır, Balyambolu, Birgi Atçalı Kel Mehmet Efe'nin elebaşlarından Çakmakoğlu şecereli Mehmet komutasındaki bir kaç yüz neferlik kuvvet tarafından, Ödemiş ise Atçalı Kel Mehmet Efe'nin muhtelif kolları tarafından 1828'de zapt edilmiştir. Bu nedenle adı geçen yerlerdeki voyvoda, kadı, naib, müftü gibi yöneticiler yöreyi terk etmişlerdir. Bu durum 1829'da Bayındır, Birgi, Ödemiş ve Tire'nin Yetim Mehmet Ağa tarafından geri alınmasıyla son bulur(7).
Dipnotları:
1-Behiç Galip Yavuz, Ödemiş tarihi, III. Baskı, Ödemiş-1998 s.161-163.
2-M.Çağatay Uluçay, Tarih Ansiklopedisi, İstanbul-1961,s.588
3-Ödemiş Voyvodası Seyyid Muhammed Ağa hakkındaki bilgiler torunu Sayın Kemal Kılcı'dan derlenmiştir.
4-Behiç Galip Yavuz, Bademli Rehberi, İzmir-1998,s.60
5-Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, İstanbul-1959 s.642
6-Dr. Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara-1968
7-Çağatay Uluçay, Atçalı Kel Mehmed, İstanbul-1968
ÖDEMİŞ KENT TARİHİ 2
    1831 yılında Osmanlı İmparatorluğundan yapılan nüfus sayımında Ödemiş kaza merkezi olarak görülür. 
Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Navarin'de donanmasının yakılması üzerine Osmanlı Sultanı II. Mahmud'dan Suriye valiliğini istemesi ile başlayan anlaşmazlık, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa yönetiminde bir orduyu Suriye'ye göndermesi ile sürdü. Mısır Seraskeri İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu 1832'de geçidinde ve 1833'de konya Savaşı'nda yendi. Konya'yı ele geçirip, Kütahya'ya girdi. Batı Anadolu'da hiyerarşik bir hükümet teşkilatlanmasına gitti. 1833'de Osmanlı Devleti'nin hükmü Anadolu'da hemen hemen silinmişti. Aydın Sancağı'na Süeyman Bey Mütesellim atanarak, Osmanlı mütesellimi görevinden alındı (8). Ödemiş de içinde olmak üzere kazalardaki voyvodalıklara Mısır Seraskeri İbrahim Paşa'nın adamlarından atamalar yapıldı. Mütesellimliklere Mısır ordusuna bağlı askerler getirilerek bölge denetim altına tutuldu. Osmanlı gelir kaynakları Mısır Seraskerliği gelir laynaklarına dönüştürüldü. Mısır geçici hükümetinin gelmesiyle Ödemiş yöresinde huzursuzluk artmış, ekonomik bakımdan büyük bir darbe yenilmiş, soygunlar çoğalmıştır. Bu durum 1834 yılına değin sürdü. Bunan sonra Osmanlı'nın hükmü yeniden Ödemiş ve yöresinde geçmeye başladı. 
1841'de Ödemiş'e gelen Charles Felix Marie Texier kenti şöyle tanımlar: "En sonunda Bayındır'dan doğu ve kuzey doğu yönünde altı fersah uzakta olan Ödemiş adındaki büyük şehre geldik. Ödemiş'in 8000'den çok nüfusu vardır. 1200 ev Türk, 700 ev Rum ve 40 ev kadar da ermeni'dir(9)

    Ödemiş'in Sungurlu yöresindeki modern kabristanda mezarı bulunan ve kitabesinden Rumi: 1285, miladi:1869'da vefat ettiği anlaşılan Vamık Efendi de Ödemiş'in eski yöneticilerden birisidir. Gerek Voyvoda Muhammed Ağa'nın ve gerekse Kaymakam Vamık Efendi'nin tarafımızdan bilinip, tanınması Ödemiş'te vefat ederek bu yöreye defin edilmeleri ve kabirlerinin günümüze kadar ulaşmış olmasıdır. 
1843'de Ödemiş kenti yönetim bakımından merkezi Güzelhisar olan Aydın Eyaletine bağlıydı. 1850'de Ödemiş'i de içine alan vilayetin adı Aydın, merkezi İzmir oldu. 1867'deki Vilayetler İdaresi kanunu ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim bölünmesi değişmiş, Birgi, Keles, Balyambolu kaza olmaktan çıkarılarak, Ödemiş kazasına bağlı nahiye (bucak) durumuna getirilmişlerdir. 

    XIX. yüzyılın ikinci yarısında balkan toplulukarında görülen ayrılıkçı hareketler ve çeteleşme bazı Türk ailelerini rahatsız ettiği gibi, 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) sonucu Balkanlar'dan birçok soydaşımız ve Kırım'dan Türk kökenli Tatar ailelerinden bazıları Ödemiş'e gelerek yerleşmişlerdir. Tatarlar, Üçeylül mahallesi Kırımlı sokağın olduğu yeri satın alarak karşılıklı evler yapıp, bir sokak oluşturmuşlardır. ve sokağın her iki ucuna büyük kapılar yapmışlardır. Bugün bile bu sokağın adı "Kırım Sokağı" dır. 
Ödemiş'te Türkmen mahallesindeki Halepli çıkmazına girerken solda bulunan yapı eski Ödemiş voyvodalarının "Ağa konağı" olarak kullanılmıştır. XIX. yüzyılın son çeyreğinde bu Konak yetersiz kalınca "Emmioğlu Konağı" Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır. 
Ödemiş'te ilk belediye teşkilatı 1876'da kuruldu. İlk belediye binası 1897'de yapıldı. 1881 yılının kaymakamı: Rüstem Efendi, belediye Başkanı Hacı Mustafa Ağa'dır. 1888'de Torbalı'dan ayrılan demiryolu hattı Bayındır, Tire ve Ödemiş'e kadar uzandı. Ödemiş'teki eski istasyonun yapımı da aynı yılda gerçekleşti.

    1888'de Ödemiş Kaymakamı: Hakkı Bey, belediye başkanı ise: Hacı Ali Efendi'dir. 1892'de Kaymakam: İsmail Hakkı Bey Belediye Başkanı: Zühtü Efendi olmuştur. 1892'de Ödemiş kazasına bağlı Birgi, Balyambolu, Keles adlarında üç nahiyesi 124 kariyesi (köyü) bulunmaktaydı. Ödemiş kentinin nüfusu 4679 erkek, 4451 kadın olmak üzere toplam 9130 idi. Bina sayısı 1983 olup, kazanın nahiye ve kariyeleri ile genel nüfusu 29592'si erkek, 29118'i kadın olarak toplamm:58710 idi. Bu nüfusun 53847'sini Türkler, 4863'ünü Rum ve Ermeniler oluşturmaktaydı. 1892'de Ödemiş'te Belediyeye ait 20 yataklı hastahane kuruldu. Ödemiş'te geceleri yakılmakta olan sokak fenerlerinin sayısı 168 idi. 

    1895'de Ödemiş kaymakamı yine İsmail Hakkı Bey'dir. Belediye başkanı: Ahmet Efendi'dir. Aynı yılda Hacı Abdullatif Efendi tarafından Ödemiş'te Kırlıoğlu Camii yaptırıldı.

    1897'de kaymakam: Hasan Hüsnü Bey, belediye başkanı: Raşit Efendi'dir. 1901 yılında Ödemiş kaymakamı Mehmet Rıza Efendi, belediye başkanı: Ali Haydar Bey'dir. XX yüzyılın başında Ödemiş kenti şöyle bir durum ortaya koyuyordu: Mahalleleri Hamam (Emmioğlu), Hacı İmam (Umur Bey), Katırcılar (Mimar Sinan), Meşrutiyet, Bengisu, Şimdiki Hastane caddesi veuzun sokak Rum mahallesini oluşturuyordu. Yanan iyi sinema (şimdiki Yalgın düğün salonunun olduğu yerder) Rum kilisesiydi. O zaman belediye binası şimdiki postahanenin karşısında Vakıflar Bankası'nın doğusundaydı. Hükümet binası ise Ekin Pazarı'nda (şimdi bu yerde Telekom binası vardır), hamamın yanındaydı ve o zamanki Postahane de onun karşısındaydı. O mevkiye "Konak ön" denilir ve o zamanki törenler Konak önü alanında yapılırdı. Şimdiki hastanenenin karşısındaki göçmen evlerinin bulunduğu Atatürk İlköğretim okulunun içine alan saha Askeri Kışlaydı. Eski Ödemiş pazarı ise Cumartesi günleri Konak önünde, Ekin pazarında kurulurdu. Ödemiş'in o zamanki caddeleri: Manyası Caddesi (şimdiki Katırcı sokağı), Gageçlik mevkii (İzmir yolu) Çatalyolu (eski istasyon caddesi, caddelerin en işleğiydi), Arap Kazıkları caddesi (Yayla Caddesi), Beşgöz yolu (Birgi Caddesi), Yıldız Oteli caddesi ise Kendir Pazarıydı ve deveci hanları vardı. (10)

    1901 yılında Ödemiş kentinde 3517 hane, 871 dükkan, 27 han, 3 hamam, 1 zeytinyağı fabrikası, 1 un değirmeni,1 tasirhane vardı. Ayrıca kentte 1 Hükümet Konağı, 5 Karakol, 1 Ziraat Bankası, 1 telgrafhane, 1 tekke, 1 kütüphane, 4 kilise, 3 guraba hastahanesi, 2 rüştiye okulu, 38 medrese, 3 erkek ilkokulu, 2 kız ilkokulu, garimüslümlere ait okul yapılmıştı. Kentte redif 47. alayın 4. taburu da bulunuyordu. 
1904'de Belediye Başkanı Ali Haydar Efendi'dir. Kentin nüfusu 15981, kazanın genel nüfusu 67582'dir. 1906 yılından, 1914 yılına kadar Ödemiş kazasının "Liva" olan tartışmaları yaşanmış, 1910'da ikinci sınıf kazalar içinde yer almış, 1914 yılında birinci sınıf kaymakamlığa yükseltilmiştir. Çarkıcalı Mehmet Efe tarafından Ödemiş'te yapımına başlanan Yeni Camii, 1912'de Hacı Abdi Ağa tarafından Çağlayanlı Mehmet ustaya tamamlattırılmıştır. 1916'da Kanab Ali oğlu Hacı Ali Efendi tarafından Mustafa çakır ustaya Ödemiş'teki Tekeli Camii yaptırıldı. Bu arada görev sürelerini saptayamadığımız Helvacıoğlu Ali Efendi, İstanbul'lu Rauf Bey ve Başçavuşoğlu Şerif Efendi Ödemiş'te Belediye Başkanlıklarında bulundular. 1918'de Ödemiş kaymakamı Zühtü Bey'dir. 28 Mart 1919'dan, 1 Haziran 1919'a kadar kaymakmlığı Bekir Sami (Baran) Bey yapmıştır.  
     1 Haziran 1919'da Ödemiş Yunan ordusu tarafından işgal edildiğinden hükümet Yunanlılar'ın eline geçmiş ve bu durum 3 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. Türk Ordusu'nun Büyük Utkusundan sonra 3 Eylül 1922'de Yunalılar Ödemiş'i boşalttılar. Ankara'daki yeni hükümet 1922'de Ödemiş Kaymakamı olarak Osman Nuri Tekelli Bey'i atadı. Osman Nuri Tekelli Bey 1928 yılına kadar kaymakamlık yaptı. 5 Mart 1923-31 Mart 1923 tarihleri arasında Belediye Başkanı Mehmet Şükrü Saraçoğlu, 1 Nisan 1923-5 Mart 1927 tarihleri arasında Belediye başkanı Ragıp Mısırlıoğlu'dur. 1925'de Ödemiş kaymakamı Recep Bey'dir. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Ödemiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin, İzmir ilinin, bir ilçesi olmuştur. 

Dipnotları:
8-A.Munis Armağan, Batı Anadolu tarihinde İlginç Olaylar, İzmir-1984
9-Charles Felix Marie Texier, Description de 1'Asia Minor, Cilt:III, Paris-1870
10-XX. Yüzyılın başlarındaki Ödemiş kenti için bilgi, emekli din görevlisi Hafız Hacı rahmetli Şevket Vanlı'dan derlenmiştir. 

Behiç Galip YAVUZ
Tarihçi - Araştırmacı Yazar
Katkılarından dolayı Sayın Behiç Galip YAVUZ hocamıza teşekkürler...
    Bir kentin eskiliği, onun kuruluşu ile başlangıç kazanır. Kentlerin kuruluşu ise çok gerilere klasik, arkaik, hatta prehistorik (tarih öncesi) devirlere değin uzanabilir. Kentler ya bir halkın uygun bir coğrafi mekanı benimseyip topluca yerleşimi ile oluşmuş; ya bir yöneticinin (kral, imparator gibi) kendi adına bir kent kurma düşüncesi ile kurulmuş (örnek: Roma İmparatoru Hadrianus'un kurduğu Hadrianapolis yani bugünkü Edirne, yine Roma İmparatoru Konstantin'in kurduğu Kostantinapolis yani bugünkü İstanbul gibi); ya her dönemde kutsal sayılan bir mekana insanların yerleşmeleri ve çoğalmaları ile ortaya çıkmış; ya da önceleri küçük bir köy topluluğu iken zaman içinde türlü nedenlerle nüfusunun kabarması sonucu kent topluluğu biçimine dönüşmüştür.
    İşte yazımıza konu olan Ödemiş bu son nedenle kurularak, zaman sürecinde kentleşme olgusuna kavuşmuştur. Ödemiş, Ortaçağ'da çok küçük bir yerleşim birimi iken, yüzyıllar sonra bugünkü durumunu alan yeni kenttir.
    XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde Ödemiş o sıralarda metruk ve bugün durak istasyonu çevresinde Süleyman köyüne (bugün u köy yoktur) bağlı altı hisse arazidenbir parçaydı. 8-10 evlik bir çiftlikti ve halkı Rum asıllı 25-30 kişiden oluşmaktaydı.
    1334-1348 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği'nin ikinci hükümdarı Gazi I.Umur Bey'in sancaktarı İlyas Bey'e verildiğini o döneme ilişkin bir vakfiyedeki: "Nahiye-i Birgi'dir, Karye-i Süleyman, Kadıka-i İlyas" anlıyoruz.
    Otamış adlı bu yerin daha sonra XIV. yüzyılın ikinci yarısında Sofi Saruca'ya timar olarak verildiği 855 (hicri) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden anlaşılmaktadır.
    1390'da Aydınoğulları Beyliği Osmanlı Sultanı I.Beyazid tarafından ortadan kaldırılınca Aziz Bey'e verildiğini ve Otamış aldlı bir köy olduğu yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarına Ait Timar Defterindeki "Kariye- Otamış Timar-ı Kadı Asker" ifadesinden anlıyoruz.
    XV. yüzyıl başında Otamış kariyesi (köyü) şarapdar İskender Bey'in oğulları Yunus ve Yusuf Çelebilere birlikte timar olarak verilmiş olup, yılda biri eşküne giderdi. Otamış kariyesi bu sırada 27 evden oluşmaktaydı. 
    Yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden Otamış kariyesşnşn daha sonra Birgi'ye bağlı serbest timar oldğunu ve köyde vergi mükellefi 36 ev bulunduğunu çıkarıyoruz.
    991 (hicri) miladi 1583 tarihli Aydın Vakıflar Defterinden anladığımız kadarıyla Otamış kariyesi (köyü), Birgi kazasındaki bazı köyler gibi Mekke Hassı arasına alınıp, geliri vakfa verilmiştir. Bu durum Cumhuriyet yönetimindeki aşar vergisinin kaldırılmasına kadar sürmüştür. Birgili Müftü Arif Efendi vakfiyesine göre Ödemiş'in bulunduğu yer "Boyalık Timarı" adıyla kayda geçmiş ve İbrahim Ağa'nın sipahiliğine bırakılmıştır. 1671 yılında Küçükmendere Havzasına gelen Evliya Çelebi Ödemiş ya da Otamış kariyesinden söz etmez. Sanıyoruz ki Ödemiş o zaman göze batmayan bir köydü. 
    Ödemiş'in önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması o sıralarda havzada özellikle doğu kesiminde Ötemiş oymağı olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan Türkmenlerin 1684'den başlayarak bugünkü Ödemiş'in olduğu yerde sedanter gelmeleri ile oluştur(1). Kısaca XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde 8-10 evlik bir çiftlik olan bu yer, daha sonra köy topluluğu biçimini kazanacak, XVIII yüyılın yarısındaki yerleşmelerle kasaba kimliğine ulaşacaktır. Ödemiş'te ilk medre 1700 yılında Helvacı Ömer Ağa tarafından yaptırıldı. 1702'de Yeniköy'lü Bıçakzade Hacı Mustafa ağa tarafından Büyük Cami yaptırıldı. Gürcüzade Camii'nin (Küçük Cami) Gürcüzade Hacı Salih Efendi tarafından aynı yüzyılda yaptırıldığını sanıyoruz. Ödemiş hemen hemen bu iki caminin çevresinde kentleşti. 1704 tarihli Helvacıoğlu vakfiyesinde Ödemiş Birgi'ye bağlı bir köy olarak geçer.
    Ötemiş ya da daha sonraki söyleyiş biçimiyle Ödemiş, doğusundaki Alaşehir, Sarıgöl, Keles (Kiraz), Balyambolu (Beydağ), Birgi, Badmiye (Bademli), Adagide (Ovakent) gibi yerleşim merkezlerini ve bunlara bağlı köyleri batısındaki Tire, Bayındır, Tepeköy, Ayasulug(Selçuk), İzmir gibi yerleşim merkeziyle, Ege Denizindeki limanlara bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunduğundan nüfusu hızla çoğalarak XVIII. yüzyılda bir Voyvodalık durumuna gelecektir.
    Burada Voyvoda ve Voyvodalık sözcükleri üzerinde kısaca durmak isteriz. Voyvoda sözcüğünün aslı Slavca olan Vojvoda'dan gelir. Asker sürücü, ordu komutanı anlamlarında kullnılmıştır. Osmanlılar Eflak ve Boğdan Beylerine bu adı verdikleri gibi, kesime verilen bir yerin vergilerini toplamakla görevlendirilen kimselere de voyvoda demişlerdir. Ayrıca devletin iltizama verdiği mukataalarla, vezirlere ait hasların yıllık gelirini toplayan kimselere de voyvoda denirdi(2). XVIII. yüzyılda ve XIX. yüzyılın başlarında kaza düzeyindeki yönetim birimleri voyvodalarla yönetilirdi. Voyvodaların yönettiği bölgeye da voyvodalık denildi.
    Ödemiş'in XVIII. yüzyılda merkezi Aydın Güzelhisar kenti olan Aydın Livasına bağlı bir voyvodalık olduğu kesindir. 1795 yılından itibaren Ödemiş'in eski voyvodalarından adını saptandığımız kişiler Kara Hasan Ağa, Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa, Cin Ali Ağa, İbrahim Ağa ve Bayındırlı Mehmet Ağa'dır. Muhammed Ağa, 1760'li, 1770'li yıllarda Adagide (Ovakent) merkezli zaptiye amirliği yapan Kılcı Hasan Ağa'nın oğludur. Kılcı Hasan Ağa'nın oğlu Seyyid Muhammed Ağa'nın Ödemiş voyvodası olduğunu kanıtlayacak en önemli belge ise 1810 miladi yılında genişletip, yenileşmesine neden olduğu ve kendi adıyla söylenen bir vakıf da kurduğu Bademli Aşıklaroba mahallesindeki Kılcı Camii'nin girişindeki kitabede bulunan "Baisi tecdit tevsi camii şerif/ Ödemiş Voyvodası Kılcızade/Esseyid Muhammed Ağa / Sene 1226" iadesidir(4). Adagide'nin (Ovakent) kuzey doğusunda Çatalarmut ile Karahayıt arasındaki alan tapu kayıtlarında Kılcı çiftliği mevkii olarak geçer. Şimdi Kılcı ailesindeki kimsenin bir zamanlar çiftlik olan bu yerde toprağı yoktur.
    Ödemiş voyvodası Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa'nın 48 yıl yaşadığı ve miladi 1812 yılında vefat ettiği biliniyor. Erken yaşta öldüğüne göre voyvadalık görevini sürdürdüğü bir sırada aniden vefat etmiş olmalıdır.Mezarı Bademli'dedir.
    Burada "seyyid" sözcüğü üzerinde de durmak isteriz. Seyyid, Peygamber Hz. Muhammed'in soyundan olan kimseler için kullanılan Arapça kökenli olması gerekir. Fakat işin aslı öyle değildir. Seyyid sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu döneminde "Efendi, Ağa" yerine de kullanılıyordu(5). Voyvoda Kılcızade Muhammed Ağa Türk kökenliydi ve Seyyid sözcüğünü "Efendi" anlamında kullanmıştı. 
Ouinet ve Texier'e göre Ödemiş kasabasının nüfusu 1800 yıllarında başlayarak hızla arttı ve kent kuzey batısındaki antik Hypaipa (Günlüce) şehrinn mermerlerinden yararlanılarak onarıldı. XIX. Yüzyılda Ödemiş'in bir voyvodalık olduğu kesindir. 1820 tarihli Aydın Livasında bulunan memleketler: Birgi, Balyambolu, Bademiye, Keles ve Ödemiş olarak belirtilir(6).
XIX. yüzyılın birinci çeyreğinde Aydın bölgesinde Atçalı Kel Mehmet Efe ayaklanmış, hayli yandaş toplamış, hatta Küçükmenderes havzasındaki Tire, Bayındır, Balyambolu, Birgi Atçalı Kel Mehmet Efe'nin elebaşlarından Çakmakoğlu şecereli Mehmet komutasındaki bir kaç yüz neferlik kuvvet tarafından, Ödemiş ise Atçalı Kel Mehmet Efe'nin muhtelif kolları tarafından 1828'de zapt edilmiştir. Bu nedenle adı geçen yerlerdeki voyvoda, kadı, naib, müftü gibi yöneticiler yöreyi terk etmişlerdir. Bu durum 1829'da Bayındır, Birgi, Ödemiş ve Tire'nin Yetim Mehmet Ağa tarafından geri alınmasıyla son bulur(7).
Dipnotları:
1-Behiç Galip Yavuz, Ödemiş tarihi, III. Baskı, Ödemiş-1998 s.161-163.
2-M.Çağatay Uluçay, Tarih Ansiklopedisi, İstanbul-1961,s.588
3-Ödemiş Voyvodası Seyyid Muhammed Ağa hakkındaki bilgiler torunu Sayın Kemal Kılcı'dan derlenmiştir.
4-Behiç Galip Yavuz, Bademli Rehberi, İzmir-1998,s.60
5-Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, İstanbul-1959 s.642
6-Dr. Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara-1968
7-Çağatay Uluçay, Atçalı Kel Mehmed, İstanbul-1968
ÖDEMİŞ KENT TARİHİ 2
    1831 yılında Osmanlı İmparatorluğundan yapılan nüfus sayımında Ödemiş kaza merkezi olarak görülür. 
Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Navarin'de donanmasının yakılması üzerine Osmanlı Sultanı II. Mahmud'dan Suriye valiliğini istemesi ile başlayan anlaşmazlık, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa yönetiminde bir orduyu Suriye'ye göndermesi ile sürdü. Mısır Seraskeri İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu 1832'de geçidinde ve 1833'de konya Savaşı'nda yendi. Konya'yı ele geçirip, Kütahya'ya girdi. Batı Anadolu'da hiyerarşik bir hükümet teşkilatlanmasına gitti. 1833'de Osmanlı Devleti'nin hükmü Anadolu'da hemen hemen silinmişti. Aydın Sancağı'na Süeyman Bey Mütesellim atanarak, Osmanlı mütesellimi görevinden alındı (8). Ödemiş de içinde olmak üzere kazalardaki voyvodalıklara Mısır Seraskeri İbrahim Paşa'nın adamlarından atamalar yapıldı. Mütesellimliklere Mısır ordusuna bağlı askerler getirilerek bölge denetim altına tutuldu. Osmanlı gelir kaynakları Mısır Seraskerliği gelir laynaklarına dönüştürüldü. Mısır geçici hükümetinin gelmesiyle Ödemiş yöresinde huzursuzluk artmış, ekonomik bakımdan büyük bir darbe yenilmiş, soygunlar çoğalmıştır. Bu durum 1834 yılına değin sürdü. Bunan sonra Osmanlı'nın hükmü yeniden Ödemiş ve yöresinde geçmeye başladı. 
1841'de Ödemiş'e gelen Charles Felix Marie Texier kenti şöyle tanımlar: "En sonunda Bayındır'dan doğu ve kuzey doğu yönünde altı fersah uzakta olan Ödemiş adındaki büyük şehre geldik. Ödemiş'in 8000'den çok nüfusu vardır. 1200 ev Türk, 700 ev Rum ve 40 ev kadar da ermeni'dir(9)

    Ödemiş'in Sungurlu yöresindeki modern kabristanda mezarı bulunan ve kitabesinden Rumi: 1285, miladi:1869'da vefat ettiği anlaşılan Vamık Efendi de Ödemiş'in eski yöneticilerden birisidir. Gerek Voyvoda Muhammed Ağa'nın ve gerekse Kaymakam Vamık Efendi'nin tarafımızdan bilinip, tanınması Ödemiş'te vefat ederek bu yöreye defin edilmeleri ve kabirlerinin günümüze kadar ulaşmış olmasıdır. 
1843'de Ödemiş kenti yönetim bakımından merkezi Güzelhisar olan Aydın Eyaletine bağlıydı. 1850'de Ödemiş'i de içine alan vilayetin adı Aydın, merkezi İzmir oldu. 1867'deki Vilayetler İdaresi kanunu ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim bölünmesi değişmiş, Birgi, Keles, Balyambolu kaza olmaktan çıkarılarak, Ödemiş kazasına bağlı nahiye (bucak) durumuna getirilmişlerdir. 

    XIX. yüzyılın ikinci yarısında balkan toplulukarında görülen ayrılıkçı hareketler ve çeteleşme bazı Türk ailelerini rahatsız ettiği gibi, 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) sonucu Balkanlar'dan birçok soydaşımız ve Kırım'dan Türk kökenli Tatar ailelerinden bazıları Ödemiş'e gelerek yerleşmişlerdir. Tatarlar, Üçeylül mahallesi Kırımlı sokağın olduğu yeri satın alarak karşılıklı evler yapıp, bir sokak oluşturmuşlardır. ve sokağın her iki ucuna büyük kapılar yapmışlardır. Bugün bile bu sokağın adı "Kırım Sokağı" dır. 
Ödemiş'te Türkmen mahallesindeki Halepli çıkmazına girerken solda bulunan yapı eski Ödemiş voyvodalarının "Ağa konağı" olarak kullanılmıştır. XIX. yüzyılın son çeyreğinde bu Konak yetersiz kalınca "Emmioğlu Konağı" Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır. 
Ödemiş'te ilk belediye teşkilatı 1876'da kuruldu. İlk belediye binası 1897'de yapıldı. 1881 yılının kaymakamı: Rüstem Efendi, belediye Başkanı Hacı Mustafa Ağa'dır. 1888'de Torbalı'dan ayrılan demiryolu hattı Bayındır, Tire ve Ödemiş'e kadar uzandı. Ödemiş'teki eski istasyonun yapımı da aynı yılda gerçekleşti.

    1888'de Ödemiş Kaymakamı: Hakkı Bey, belediye başkanı ise: Hacı Ali Efendi'dir. 1892'de Kaymakam: İsmail Hakkı Bey Belediye Başkanı: Zühtü Efendi olmuştur. 1892'de Ödemiş kazasına bağlı Birgi, Balyambolu, Keles adlarında üç nahiyesi 124 kariyesi (köyü) bulunmaktaydı. Ödemiş kentinin nüfusu 4679 erkek, 4451 kadın olmak üzere toplam 9130 idi. Bina sayısı 1983 olup, kazanın nahiye ve kariyeleri ile genel nüfusu 29592'si erkek, 29118'i kadın olarak toplamm:58710 idi. Bu nüfusun 53847'sini Türkler, 4863'ünü Rum ve Ermeniler oluşturmaktaydı. 1892'de Ödemiş'te Belediyeye ait 20 yataklı hastahane kuruldu. Ödemiş'te geceleri yakılmakta olan sokak fenerlerinin sayısı 168 idi. 

    1895'de Ödemiş kaymakamı yine İsmail Hakkı Bey'dir. Belediye başkanı: Ahmet Efendi'dir. Aynı yılda Hacı Abdullatif Efendi tarafından Ödemiş'te Kırlıoğlu Camii yaptırıldı.

    1897'de kaymakam: Hasan Hüsnü Bey, belediye başkanı: Raşit Efendi'dir. 1901 yılında Ödemiş kaymakamı Mehmet Rıza Efendi, belediye başkanı: Ali Haydar Bey'dir. XX yüzyılın başında Ödemiş kenti şöyle bir durum ortaya koyuyordu: Mahalleleri Hamam (Emmioğlu), Hacı İmam (Umur Bey), Katırcılar (Mimar Sinan), Meşrutiyet, Bengisu, Şimdiki Hastane caddesi veuzun sokak Rum mahallesini oluşturuyordu. Yanan iyi sinema (şimdiki Yalgın düğün salonunun olduğu yerder) Rum kilisesiydi. O zaman belediye binası şimdiki postahanenin karşısında Vakıflar Bankası'nın doğusundaydı. Hükümet binası ise Ekin Pazarı'nda (şimdi bu yerde Telekom binası vardır), hamamın yanındaydı ve o zamanki Postahane de onun karşısındaydı. O mevkiye "Konak ön" denilir ve o zamanki törenler Konak önü alanında yapılırdı. Şimdiki hastanenenin karşısındaki göçmen evlerinin bulunduğu Atatürk İlköğretim okulunun içine alan saha Askeri Kışlaydı. Eski Ödemiş pazarı ise Cumartesi günleri Konak önünde, Ekin pazarında kurulurdu. Ödemiş'in o zamanki caddeleri: Manyası Caddesi (şimdiki Katırcı sokağı), Gageçlik mevkii (İzmir yolu) Çatalyolu (eski istasyon caddesi, caddelerin en işleğiydi), Arap Kazıkları caddesi (Yayla Caddesi), Beşgöz yolu (Birgi Caddesi), Yıldız Oteli caddesi ise Kendir Pazarıydı ve deveci hanları vardı. (10)

    1901 yılında Ödemiş kentinde 3517 hane, 871 dükkan, 27 han, 3 hamam, 1 zeytinyağı fabrikası, 1 un değirmeni,1 tasirhane vardı. Ayrıca kentte 1 Hükümet Konağı, 5 Karakol, 1 Ziraat Bankası, 1 telgrafhane, 1 tekke, 1 kütüphane, 4 kilise, 3 guraba hastahanesi, 2 rüştiye okulu, 38 medrese, 3 erkek ilkokulu, 2 kız ilkokulu, garimüslümlere ait okul yapılmıştı. Kentte redif 47. alayın 4. taburu da bulunuyordu. 
1904'de Belediye Başkanı Ali Haydar Efendi'dir. Kentin nüfusu 15981, kazanın genel nüfusu 67582'dir. 1906 yılından, 1914 yılına kadar Ödemiş kazasının "Liva" olan tartışmaları yaşanmış, 1910'da ikinci sınıf kazalar içinde yer almış, 1914 yılında birinci sınıf kaymakamlığa yükseltilmiştir. Çarkıcalı Mehmet Efe tarafından Ödemiş'te yapımına başlanan Yeni Camii, 1912'de Hacı Abdi Ağa tarafından Çağlayanlı Mehmet ustaya tamamlattırılmıştır. 1916'da Kanab Ali oğlu Hacı Ali Efendi tarafından Mustafa çakır ustaya Ödemiş'teki Tekeli Camii yaptırıldı. Bu arada görev sürelerini saptayamadığımız Helvacıoğlu Ali Efendi, İstanbul'lu Rauf Bey ve Başçavuşoğlu Şerif Efendi Ödemiş'te Belediye Başkanlıklarında bulundular. 1918'de Ödemiş kaymakamı Zühtü Bey'dir. 28 Mart 1919'dan, 1 Haziran 1919'a kadar kaymakmlığı Bekir Sami (Baran) Bey yapmıştır.  
     1 Haziran 1919'da Ödemiş Yunan ordusu tarafından işgal edildiğinden hükümet Yunanlılar'ın eline geçmiş ve bu durum 3 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. Türk Ordusu'nun Büyük Utkusundan sonra 3 Eylül 1922'de Yunalılar Ödemiş'i boşalttılar. Ankara'daki yeni hükümet 1922'de Ödemiş Kaymakamı olarak Osman Nuri Tekelli Bey'i atadı. Osman Nuri Tekelli Bey 1928 yılına kadar kaymakamlık yaptı. 5 Mart 1923-31 Mart 1923 tarihleri arasında Belediye Başkanı Mehmet Şükrü Saraçoğlu, 1 Nisan 1923-5 Mart 1927 tarihleri arasında Belediye başkanı Ragıp Mısırlıoğlu'dur. 1925'de Ödemiş kaymakamı Recep Bey'dir. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Ödemiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin, İzmir ilinin, bir ilçesi olmuştur. 

Dipnotları:
8-A.Munis Armağan, Batı Anadolu tarihinde İlginç Olaylar, İzmir-1984
9-Charles Felix Marie Texier, Description de 1'Asia Minor, Cilt:III, Paris-1870
10-XX. Yüzyılın başlarındaki Ödemiş kenti için bilgi, emekli din görevlisi Hafız Hacı rahmetli Şevket Vanlı'dan derlenmiştir. 

Behiç Galip YAVUZ
Tarihçi - Araştırmacı Yazar
Katkılarından dolayı Sayın Behiç Galip YAVUZ hocamıza teşekkürler...
    Bir kentin eskiliği, onun kuruluşu ile başlangıç kazanır. Kentlerin kuruluşu ise çok gerilere klasik, arkaik, hatta prehistorik (tarih öncesi) devirlere değin uzanabilir. Kentler ya bir halkın uygun bir coğrafi mekanı benimseyip topluca yerleşimi ile oluşmuş; ya bir yöneticinin (kral, imparator gibi) kendi adına bir kent kurma düşüncesi ile kurulmuş (örnek: Roma İmparatoru Hadrianus'un kurduğu Hadrianapolis yani bugünkü Edirne, yine Roma İmparatoru Konstantin'in kurduğu Kostantinapolis yani bugünkü İstanbul gibi); ya her dönemde kutsal sayılan bir mekana insanların yerleşmeleri ve çoğalmaları ile ortaya çıkmış; ya da önceleri küçük bir köy topluluğu iken zaman içinde türlü nedenlerle nüfusunun kabarması sonucu kent topluluğu biçimine dönüşmüştür.
    İşte yazımıza konu olan Ödemiş bu son nedenle kurularak, zaman sürecinde kentleşme olgusuna kavuşmuştur. Ödemiş, Ortaçağ'da çok küçük bir yerleşim birimi iken, yüzyıllar sonra bugünkü durumunu alan yeni kenttir.
    XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde Ödemiş o sıralarda metruk ve bugün durak istasyonu çevresinde Süleyman köyüne (bugün u köy yoktur) bağlı altı hisse arazidenbir parçaydı. 8-10 evlik bir çiftlikti ve halkı Rum asıllı 25-30 kişiden oluşmaktaydı.
    1334-1348 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği'nin ikinci hükümdarı Gazi I.Umur Bey'in sancaktarı İlyas Bey'e verildiğini o döneme ilişkin bir vakfiyedeki: "Nahiye-i Birgi'dir, Karye-i Süleyman, Kadıka-i İlyas" anlıyoruz.
    Otamış adlı bu yerin daha sonra XIV. yüzyılın ikinci yarısında Sofi Saruca'ya timar olarak verildiği 855 (hicri) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden anlaşılmaktadır.
    1390'da Aydınoğulları Beyliği Osmanlı Sultanı I.Beyazid tarafından ortadan kaldırılınca Aziz Bey'e verildiğini ve Otamış aldlı bir köy olduğu yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarına Ait Timar Defterindeki "Kariye- Otamış Timar-ı Kadı Asker" ifadesinden anlıyoruz.
    XV. yüzyıl başında Otamış kariyesi (köyü) şarapdar İskender Bey'in oğulları Yunus ve Yusuf Çelebilere birlikte timar olarak verilmiş olup, yılda biri eşküne giderdi. Otamış kariyesi bu sırada 27 evden oluşmaktaydı. 
    Yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden Otamış kariyesşnşn daha sonra Birgi'ye bağlı serbest timar oldğunu ve köyde vergi mükellefi 36 ev bulunduğunu çıkarıyoruz.
    991 (hicri) miladi 1583 tarihli Aydın Vakıflar Defterinden anladığımız kadarıyla Otamış kariyesi (köyü), Birgi kazasındaki bazı köyler gibi Mekke Hassı arasına alınıp, geliri vakfa verilmiştir. Bu durum Cumhuriyet yönetimindeki aşar vergisinin kaldırılmasına kadar sürmüştür. Birgili Müftü Arif Efendi vakfiyesine göre Ödemiş'in bulunduğu yer "Boyalık Timarı" adıyla kayda geçmiş ve İbrahim Ağa'nın sipahiliğine bırakılmıştır. 1671 yılında Küçükmendere Havzasına gelen Evliya Çelebi Ödemiş ya da Otamış kariyesinden söz etmez. Sanıyoruz ki Ödemiş o zaman göze batmayan bir köydü. 
    Ödemiş'in önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması o sıralarda havzada özellikle doğu kesiminde Ötemiş oymağı olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan Türkmenlerin 1684'den başlayarak bugünkü Ödemiş'in olduğu yerde sedanter gelmeleri ile oluştur(1). Kısaca XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde 8-10 evlik bir çiftlik olan bu yer, daha sonra köy topluluğu biçimini kazanacak, XVIII yüyılın yarısındaki yerleşmelerle kasaba kimliğine ulaşacaktır. Ödemiş'te ilk medre 1700 yılında Helvacı Ömer Ağa tarafından yaptırıldı. 1702'de Yeniköy'lü Bıçakzade Hacı Mustafa ağa tarafından Büyük Cami yaptırıldı. Gürcüzade Camii'nin (Küçük Cami) Gürcüzade Hacı Salih Efendi tarafından aynı yüzyılda yaptırıldığını sanıyoruz. Ödemiş hemen hemen bu iki caminin çevresinde kentleşti. 1704 tarihli Helvacıoğlu vakfiyesinde Ödemiş Birgi'ye bağlı bir köy olarak geçer.
    Ötemiş ya da daha sonraki söyleyiş biçimiyle Ödemiş, doğusundaki Alaşehir, Sarıgöl, Keles (Kiraz), Balyambolu (Beydağ), Birgi, Badmiye (Bademli), Adagide (Ovakent) gibi yerleşim merkezlerini ve bunlara bağlı köyleri batısındaki Tire, Bayındır, Tepeköy, Ayasulug(Selçuk), İzmir gibi yerleşim merkeziyle, Ege Denizindeki limanlara bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunduğundan nüfusu hızla çoğalarak XVIII. yüzyılda bir Voyvodalık durumuna gelecektir.
    Burada Voyvoda ve Voyvodalık sözcükleri üzerinde kısaca durmak isteriz. Voyvoda sözcüğünün aslı Slavca olan Vojvoda'dan gelir. Asker sürücü, ordu komutanı anlamlarında kullnılmıştır. Osmanlılar Eflak ve Boğdan Beylerine bu adı verdikleri gibi, kesime verilen bir yerin vergilerini toplamakla görevlendirilen kimselere de voyvoda demişlerdir. Ayrıca devletin iltizama verdiği mukataalarla, vezirlere ait hasların yıllık gelirini toplayan kimselere de voyvoda denirdi(2). XVIII. yüzyılda ve XIX. yüzyılın başlarında kaza düzeyindeki yönetim birimleri voyvodalarla yönetilirdi. Voyvodaların yönettiği bölgeye da voyvodalık denildi.
    Ödemiş'in XVIII. yüzyılda merkezi Aydın Güzelhisar kenti olan Aydın Livasına bağlı bir voyvodalık olduğu kesindir. 1795 yılından itibaren Ödemiş'in eski voyvodalarından adını saptandığımız kişiler Kara Hasan Ağa, Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa, Cin Ali Ağa, İbrahim Ağa ve Bayındırlı Mehmet Ağa'dır. Muhammed Ağa, 1760'li, 1770'li yıllarda Adagide (Ovakent) merkezli zaptiye amirliği yapan Kılcı Hasan Ağa'nın oğludur. Kılcı Hasan Ağa'nın oğlu Seyyid Muhammed Ağa'nın Ödemiş voyvodası olduğunu kanıtlayacak en önemli belge ise 1810 miladi yılında genişletip, yenileşmesine neden olduğu ve kendi adıyla söylenen bir vakıf da kurduğu Bademli Aşıklaroba mahallesindeki Kılcı Camii'nin girişindeki kitabede bulunan "Baisi tecdit tevsi camii şerif/ Ödemiş Voyvodası Kılcızade/Esseyid Muhammed Ağa / Sene 1226" iadesidir(4). Adagide'nin (Ovakent) kuzey doğusunda Çatalarmut ile Karahayıt arasındaki alan tapu kayıtlarında Kılcı çiftliği mevkii olarak geçer. Şimdi Kılcı ailesindeki kimsenin bir zamanlar çiftlik olan bu yerde toprağı yoktur.
    Ödemiş voyvodası Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa'nın 48 yıl yaşadığı ve miladi 1812 yılında vefat ettiği biliniyor. Erken yaşta öldüğüne göre voyvadalık görevini sürdürdüğü bir sırada aniden vefat etmiş olmalıdır.Mezarı Bademli'dedir.
    Burada "seyyid" sözcüğü üzerinde de durmak isteriz. Seyyid, Peygamber Hz. Muhammed'in soyundan olan kimseler için kullanılan Arapça kökenli olması gerekir. Fakat işin aslı öyle değildir. Seyyid sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu döneminde "Efendi, Ağa" yerine de kullanılıyordu(5). Voyvoda Kılcızade Muhammed Ağa Türk kökenliydi ve Seyyid sözcüğünü "Efendi" anlamında kullanmıştı. 
Ouinet ve Texier'e göre Ödemiş kasabasının nüfusu 1800 yıllarında başlayarak hızla arttı ve kent kuzey batısındaki antik Hypaipa (Günlüce) şehrinn mermerlerinden yararlanılarak onarıldı. XIX. Yüzyılda Ödemiş'in bir voyvodalık olduğu kesindir. 1820 tarihli Aydın Livasında bulunan memleketler: Birgi, Balyambolu, Bademiye, Keles ve Ödemiş olarak belirtilir(6).
XIX. yüzyılın birinci çeyreğinde Aydın bölgesinde Atçalı Kel Mehmet Efe ayaklanmış, hayli yandaş toplamış, hatta Küçükmenderes havzasındaki Tire, Bayındır, Balyambolu, Birgi Atçalı Kel Mehmet Efe'nin elebaşlarından Çakmakoğlu şecereli Mehmet komutasındaki bir kaç yüz neferlik kuvvet tarafından, Ödemiş ise Atçalı Kel Mehmet Efe'nin muhtelif kolları tarafından 1828'de zapt edilmiştir. Bu nedenle adı geçen yerlerdeki voyvoda, kadı, naib, müftü gibi yöneticiler yöreyi terk etmişlerdir. Bu durum 1829'da Bayındır, Birgi, Ödemiş ve Tire'nin Yetim Mehmet Ağa tarafından geri alınmasıyla son bulur(7).
Dipnotları:
1-Behiç Galip Yavuz, Ödemiş tarihi, III. Baskı, Ödemiş-1998 s.161-163.
2-M.Çağatay Uluçay, Tarih Ansiklopedisi, İstanbul-1961,s.588
3-Ödemiş Voyvodası Seyyid Muhammed Ağa hakkındaki bilgiler torunu Sayın Kemal Kılcı'dan derlenmiştir.
4-Behiç Galip Yavuz, Bademli Rehberi, İzmir-1998,s.60
5-Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, İstanbul-1959 s.642
6-Dr. Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara-1968
7-Çağatay Uluçay, Atçalı Kel Mehmed, İstanbul-1968
ÖDEMİŞ KENT TARİHİ 2
    1831 yılında Osmanlı İmparatorluğundan yapılan nüfus sayımında Ödemiş kaza merkezi olarak görülür. 
Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Navarin'de donanmasının yakılması üzerine Osmanlı Sultanı II. Mahmud'dan Suriye valiliğini istemesi ile başlayan anlaşmazlık, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa yönetiminde bir orduyu Suriye'ye göndermesi ile sürdü. Mısır Seraskeri İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu 1832'de geçidinde ve 1833'de konya Savaşı'nda yendi. Konya'yı ele geçirip, Kütahya'ya girdi. Batı Anadolu'da hiyerarşik bir hükümet teşkilatlanmasına gitti. 1833'de Osmanlı Devleti'nin hükmü Anadolu'da hemen hemen silinmişti. Aydın Sancağı'na Süeyman Bey Mütesellim atanarak, Osmanlı mütesellimi görevinden alındı (8). Ödemiş de içinde olmak üzere kazalardaki voyvodalıklara Mısır Seraskeri İbrahim Paşa'nın adamlarından atamalar yapıldı. Mütesellimliklere Mısır ordusuna bağlı askerler getirilerek bölge denetim altına tutuldu. Osmanlı gelir kaynakları Mısır Seraskerliği gelir laynaklarına dönüştürüldü. Mısır geçici hükümetinin gelmesiyle Ödemiş yöresinde huzursuzluk artmış, ekonomik bakımdan büyük bir darbe yenilmiş, soygunlar çoğalmıştır. Bu durum 1834 yılına değin sürdü. Bunan sonra Osmanlı'nın hükmü yeniden Ödemiş ve yöresinde geçmeye başladı. 
1841'de Ödemiş'e gelen Charles Felix Marie Texier kenti şöyle tanımlar: "En sonunda Bayındır'dan doğu ve kuzey doğu yönünde altı fersah uzakta olan Ödemiş adındaki büyük şehre geldik. Ödemiş'in 8000'den çok nüfusu vardır. 1200 ev Türk, 700 ev Rum ve 40 ev kadar da ermeni'dir(9)

    Ödemiş'in Sungurlu yöresindeki modern kabristanda mezarı bulunan ve kitabesinden Rumi: 1285, miladi:1869'da vefat ettiği anlaşılan Vamık Efendi de Ödemiş'in eski yöneticilerden birisidir. Gerek Voyvoda Muhammed Ağa'nın ve gerekse Kaymakam Vamık Efendi'nin tarafımızdan bilinip, tanınması Ödemiş'te vefat ederek bu yöreye defin edilmeleri ve kabirlerinin günümüze kadar ulaşmış olmasıdır. 
1843'de Ödemiş kenti yönetim bakımından merkezi Güzelhisar olan Aydın Eyaletine bağlıydı. 1850'de Ödemiş'i de içine alan vilayetin adı Aydın, merkezi İzmir oldu. 1867'deki Vilayetler İdaresi kanunu ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim bölünmesi değişmiş, Birgi, Keles, Balyambolu kaza olmaktan çıkarılarak, Ödemiş kazasına bağlı nahiye (bucak) durumuna getirilmişlerdir. 

    XIX. yüzyılın ikinci yarısında balkan toplulukarında görülen ayrılıkçı hareketler ve çeteleşme bazı Türk ailelerini rahatsız ettiği gibi, 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) sonucu Balkanlar'dan birçok soydaşımız ve Kırım'dan Türk kökenli Tatar ailelerinden bazıları Ödemiş'e gelerek yerleşmişlerdir. Tatarlar, Üçeylül mahallesi Kırımlı sokağın olduğu yeri satın alarak karşılıklı evler yapıp, bir sokak oluşturmuşlardır. ve sokağın her iki ucuna büyük kapılar yapmışlardır. Bugün bile bu sokağın adı "Kırım Sokağı" dır. 
Ödemiş'te Türkmen mahallesindeki Halepli çıkmazına girerken solda bulunan yapı eski Ödemiş voyvodalarının "Ağa konağı" olarak kullanılmıştır. XIX. yüzyılın son çeyreğinde bu Konak yetersiz kalınca "Emmioğlu Konağı" Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır. 
Ödemiş'te ilk belediye teşkilatı 1876'da kuruldu. İlk belediye binası 1897'de yapıldı. 1881 yılının kaymakamı: Rüstem Efendi, belediye Başkanı Hacı Mustafa Ağa'dır. 1888'de Torbalı'dan ayrılan demiryolu hattı Bayındır, Tire ve Ödemiş'e kadar uzandı. Ödemiş'teki eski istasyonun yapımı da aynı yılda gerçekleşti.

    1888'de Ödemiş Kaymakamı: Hakkı Bey, belediye başkanı ise: Hacı Ali Efendi'dir. 1892'de Kaymakam: İsmail Hakkı Bey Belediye Başkanı: Zühtü Efendi olmuştur. 1892'de Ödemiş kazasına bağlı Birgi, Balyambolu, Keles adlarında üç nahiyesi 124 kariyesi (köyü) bulunmaktaydı. Ödemiş kentinin nüfusu 4679 erkek, 4451 kadın olmak üzere toplam 9130 idi. Bina sayısı 1983 olup, kazanın nahiye ve kariyeleri ile genel nüfusu 29592'si erkek, 29118'i kadın olarak toplamm:58710 idi. Bu nüfusun 53847'sini Türkler, 4863'ünü Rum ve Ermeniler oluşturmaktaydı. 1892'de Ödemiş'te Belediyeye ait 20 yataklı hastahane kuruldu. Ödemiş'te geceleri yakılmakta olan sokak fenerlerinin sayısı 168 idi. 

    1895'de Ödemiş kaymakamı yine İsmail Hakkı Bey'dir. Belediye başkanı: Ahmet Efendi'dir. Aynı yılda Hacı Abdullatif Efendi tarafından Ödemiş'te Kırlıoğlu Camii yaptırıldı.

    1897'de kaymakam: Hasan Hüsnü Bey, belediye başkanı: Raşit Efendi'dir. 1901 yılında Ödemiş kaymakamı Mehmet Rıza Efendi, belediye başkanı: Ali Haydar Bey'dir. XX yüzyılın başında Ödemiş kenti şöyle bir durum ortaya koyuyordu: Mahalleleri Hamam (Emmioğlu), Hacı İmam (Umur Bey), Katırcılar (Mimar Sinan), Meşrutiyet, Bengisu, Şimdiki Hastane caddesi veuzun sokak Rum mahallesini oluşturuyordu. Yanan iyi sinema (şimdiki Yalgın düğün salonunun olduğu yerder) Rum kilisesiydi. O zaman belediye binası şimdiki postahanenin karşısında Vakıflar Bankası'nın doğusundaydı. Hükümet binası ise Ekin Pazarı'nda (şimdi bu yerde Telekom binası vardır), hamamın yanındaydı ve o zamanki Postahane de onun karşısındaydı. O mevkiye "Konak ön" denilir ve o zamanki törenler Konak önü alanında yapılırdı. Şimdiki hastanenenin karşısındaki göçmen evlerinin bulunduğu Atatürk İlköğretim okulunun içine alan saha Askeri Kışlaydı. Eski Ödemiş pazarı ise Cumartesi günleri Konak önünde, Ekin pazarında kurulurdu. Ödemiş'in o zamanki caddeleri: Manyası Caddesi (şimdiki Katırcı sokağı), Gageçlik mevkii (İzmir yolu) Çatalyolu (eski istasyon caddesi, caddelerin en işleğiydi), Arap Kazıkları caddesi (Yayla Caddesi), Beşgöz yolu (Birgi Caddesi), Yıldız Oteli caddesi ise Kendir Pazarıydı ve deveci hanları vardı. (10)

    1901 yılında Ödemiş kentinde 3517 hane, 871 dükkan, 27 han, 3 hamam, 1 zeytinyağı fabrikası, 1 un değirmeni,1 tasirhane vardı. Ayrıca kentte 1 Hükümet Konağı, 5 Karakol, 1 Ziraat Bankası, 1 telgrafhane, 1 tekke, 1 kütüphane, 4 kilise, 3 guraba hastahanesi, 2 rüştiye okulu, 38 medrese, 3 erkek ilkokulu, 2 kız ilkokulu, garimüslümlere ait okul yapılmıştı. Kentte redif 47. alayın 4. taburu da bulunuyordu. 
1904'de Belediye Başkanı Ali Haydar Efendi'dir. Kentin nüfusu 15981, kazanın genel nüfusu 67582'dir. 1906 yılından, 1914 yılına kadar Ödemiş kazasının "Liva" olan tartışmaları yaşanmış, 1910'da ikinci sınıf kazalar içinde yer almış, 1914 yılında birinci sınıf kaymakamlığa yükseltilmiştir. Çarkıcalı Mehmet Efe tarafından Ödemiş'te yapımına başlanan Yeni Camii, 1912'de Hacı Abdi Ağa tarafından Çağlayanlı Mehmet ustaya tamamlattırılmıştır. 1916'da Kanab Ali oğlu Hacı Ali Efendi tarafından Mustafa çakır ustaya Ödemiş'teki Tekeli Camii yaptırıldı. Bu arada görev sürelerini saptayamadığımız Helvacıoğlu Ali Efendi, İstanbul'lu Rauf Bey ve Başçavuşoğlu Şerif Efendi Ödemiş'te Belediye Başkanlıklarında bulundular. 1918'de Ödemiş kaymakamı Zühtü Bey'dir. 28 Mart 1919'dan, 1 Haziran 1919'a kadar kaymakmlığı Bekir Sami (Baran) Bey yapmıştır.  
     1 Haziran 1919'da Ödemiş Yunan ordusu tarafından işgal edildiğinden hükümet Yunanlılar'ın eline geçmiş ve bu durum 3 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. Türk Ordusu'nun Büyük Utkusundan sonra 3 Eylül 1922'de Yunalılar Ödemiş'i boşalttılar. Ankara'daki yeni hükümet 1922'de Ödemiş Kaymakamı olarak Osman Nuri Tekelli Bey'i atadı. Osman Nuri Tekelli Bey 1928 yılına kadar kaymakamlık yaptı. 5 Mart 1923-31 Mart 1923 tarihleri arasında Belediye Başkanı Mehmet Şükrü Saraçoğlu, 1 Nisan 1923-5 Mart 1927 tarihleri arasında Belediye başkanı Ragıp Mısırlıoğlu'dur. 1925'de Ödemiş kaymakamı Recep Bey'dir. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Ödemiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin, İzmir ilinin, bir ilçesi olmuştur. 

Dipnotları:
8-A.Munis Armağan, Batı Anadolu tarihinde İlginç Olaylar, İzmir-1984
9-Charles Felix Marie Texier, Description de 1'Asia Minor, Cilt:III, Paris-1870
10-XX. Yüzyılın başlarındaki Ödemiş kenti için bilgi, emekli din görevlisi Hafız Hacı rahmetli Şevket Vanlı'dan derlenmiştir. 

Behiç Galip YAVUZ
Tarihçi - Araştırmacı Yazar
Katkılarından dolayı Sayın Behiç Galip YAVUZ hocamıza teşekkürler...
    Bir kentin eskiliği, onun kuruluşu ile başlangıç kazanır. Kentlerin kuruluşu ise çok gerilere klasik, arkaik, hatta prehistorik (tarih öncesi) devirlere değin uzanabilir. Kentler ya bir halkın uygun bir coğrafi mekanı benimseyip topluca yerleşimi ile oluşmuş; ya bir yöneticinin (kral, imparator gibi) kendi adına bir kent kurma düşüncesi ile kurulmuş (örnek: Roma İmparatoru Hadrianus'un kurduğu Hadrianapolis yani bugünkü Edirne, yine Roma İmparatoru Konstantin'in kurduğu Kostantinapolis yani bugünkü İstanbul gibi); ya her dönemde kutsal sayılan bir mekana insanların yerleşmeleri ve çoğalmaları ile ortaya çıkmış; ya da önceleri küçük bir köy topluluğu iken zaman içinde türlü nedenlerle nüfusunun kabarması sonucu kent topluluğu biçimine dönüşmüştür.
    İşte yazımıza konu olan Ödemiş bu son nedenle kurularak, zaman sürecinde kentleşme olgusuna kavuşmuştur. Ödemiş, Ortaçağ'da çok küçük bir yerleşim birimi iken, yüzyıllar sonra bugünkü durumunu alan yeni kenttir.
    XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde Ödemiş o sıralarda metruk ve bugün durak istasyonu çevresinde Süleyman köyüne (bugün u köy yoktur) bağlı altı hisse arazidenbir parçaydı. 8-10 evlik bir çiftlikti ve halkı Rum asıllı 25-30 kişiden oluşmaktaydı.
    1334-1348 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği'nin ikinci hükümdarı Gazi I.Umur Bey'in sancaktarı İlyas Bey'e verildiğini o döneme ilişkin bir vakfiyedeki: "Nahiye-i Birgi'dir, Karye-i Süleyman, Kadıka-i İlyas" anlıyoruz.
    Otamış adlı bu yerin daha sonra XIV. yüzyılın ikinci yarısında Sofi Saruca'ya timar olarak verildiği 855 (hicri) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden anlaşılmaktadır.
    1390'da Aydınoğulları Beyliği Osmanlı Sultanı I.Beyazid tarafından ortadan kaldırılınca Aziz Bey'e verildiğini ve Otamış aldlı bir köy olduğu yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarına Ait Timar Defterindeki "Kariye- Otamış Timar-ı Kadı Asker" ifadesinden anlıyoruz.
    XV. yüzyıl başında Otamış kariyesi (köyü) şarapdar İskender Bey'in oğulları Yunus ve Yusuf Çelebilere birlikte timar olarak verilmiş olup, yılda biri eşküne giderdi. Otamış kariyesi bu sırada 27 evden oluşmaktaydı. 
    Yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden Otamış kariyesşnşn daha sonra Birgi'ye bağlı serbest timar oldğunu ve köyde vergi mükellefi 36 ev bulunduğunu çıkarıyoruz.
    991 (hicri) miladi 1583 tarihli Aydın Vakıflar Defterinden anladığımız kadarıyla Otamış kariyesi (köyü), Birgi kazasındaki bazı köyler gibi Mekke Hassı arasına alınıp, geliri vakfa verilmiştir. Bu durum Cumhuriyet yönetimindeki aşar vergisinin kaldırılmasına kadar sürmüştür. Birgili Müftü Arif Efendi vakfiyesine göre Ödemiş'in bulunduğu yer "Boyalık Timarı" adıyla kayda geçmiş ve İbrahim Ağa'nın sipahiliğine bırakılmıştır. 1671 yılında Küçükmendere Havzasına gelen Evliya Çelebi Ödemiş ya da Otamış kariyesinden söz etmez. Sanıyoruz ki Ödemiş o zaman göze batmayan bir köydü. 
    Ödemiş'in önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması o sıralarda havzada özellikle doğu kesiminde Ötemiş oymağı olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan Türkmenlerin 1684'den başlayarak bugünkü Ödemiş'in olduğu yerde sedanter gelmeleri ile oluştur(1). Kısaca XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde 8-10 evlik bir çiftlik olan bu yer, daha sonra köy topluluğu biçimini kazanacak, XVIII yüyılın yarısındaki yerleşmelerle kasaba kimliğine ulaşacaktır. Ödemiş'te ilk medre 1700 yılında Helvacı Ömer Ağa tarafından yaptırıldı. 1702'de Yeniköy'lü Bıçakzade Hacı Mustafa ağa tarafından Büyük Cami yaptırıldı. Gürcüzade Camii'nin (Küçük Cami) Gürcüzade Hacı Salih Efendi tarafından aynı yüzyılda yaptırıldığını sanıyoruz. Ödemiş hemen hemen bu iki caminin çevresinde kentleşti. 1704 tarihli Helvacıoğlu vakfiyesinde Ödemiş Birgi'ye bağlı bir köy olarak geçer.
    Ötemiş ya da daha sonraki söyleyiş biçimiyle Ödemiş, doğusundaki Alaşehir, Sarıgöl, Keles (Kiraz), Balyambolu (Beydağ), Birgi, Badmiye (Bademli), Adagide (Ovakent) gibi yerleşim merkezlerini ve bunlara bağlı köyleri batısındaki Tire, Bayındır, Tepeköy, Ayasulug(Selçuk), İzmir gibi yerleşim merkeziyle, Ege Denizindeki limanlara bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunduğundan nüfusu hızla çoğalarak XVIII. yüzyılda bir Voyvodalık durumuna gelecektir.
    Burada Voyvoda ve Voyvodalık sözcükleri üzerinde kısaca durmak isteriz. Voyvoda sözcüğünün aslı Slavca olan Vojvoda'dan gelir. Asker sürücü, ordu komutanı anlamlarında kullnılmıştır. Osmanlılar Eflak ve Boğdan Beylerine bu adı verdikleri gibi, kesime verilen bir yerin vergilerini toplamakla görevlendirilen kimselere de voyvoda demişlerdir. Ayrıca devletin iltizama verdiği mukataalarla, vezirlere ait hasların yıllık gelirini toplayan kimselere de voyvoda denirdi(2). XVIII. yüzyılda ve XIX. yüzyılın başlarında kaza düzeyindeki yönetim birimleri voyvodalarla yönetilirdi. Voyvodaların yönettiği bölgeye da voyvodalık denildi.
    Ödemiş'in XVIII. yüzyılda merkezi Aydın Güzelhisar kenti olan Aydın Livasına bağlı bir voyvodalık olduğu kesindir. 1795 yılından itibaren Ödemiş'in eski voyvodalarından adını saptandığımız kişiler Kara Hasan Ağa, Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa, Cin Ali Ağa, İbrahim Ağa ve Bayındırlı Mehmet Ağa'dır. Muhammed Ağa, 1760'li, 1770'li yıllarda Adagide (Ovakent) merkezli zaptiye amirliği yapan Kılcı Hasan Ağa'nın oğludur. Kılcı Hasan Ağa'nın oğlu Seyyid Muhammed Ağa'nın Ödemiş voyvodası olduğunu kanıtlayacak en önemli belge ise 1810 miladi yılında genişletip, yenileşmesine neden olduğu ve kendi adıyla söylenen bir vakıf da kurduğu Bademli Aşıklaroba mahallesindeki Kılcı Camii'nin girişindeki kitabede bulunan "Baisi tecdit tevsi camii şerif/ Ödemiş Voyvodası Kılcızade/Esseyid Muhammed Ağa / Sene 1226" iadesidir(4). Adagide'nin (Ovakent) kuzey doğusunda Çatalarmut ile Karahayıt arasındaki alan tapu kayıtlarında Kılcı çiftliği mevkii olarak geçer. Şimdi Kılcı ailesindeki kimsenin bir zamanlar çiftlik olan bu yerde toprağı yoktur.
    Ödemiş voyvodası Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa'nın 48 yıl yaşadığı ve miladi 1812 yılında vefat ettiği biliniyor. Erken yaşta öldüğüne göre voyvadalık görevini sürdürdüğü bir sırada aniden vefat etmiş olmalıdır.Mezarı Bademli'dedir.
    Burada "seyyid" sözcüğü üzerinde de durmak isteriz. Seyyid, Peygamber Hz. Muhammed'in soyundan olan kimseler için kullanılan Arapça kökenli olması gerekir. Fakat işin aslı öyle değildir. Seyyid sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu döneminde "Efendi, Ağa" yerine de kullanılıyordu(5). Voyvoda Kılcızade Muhammed Ağa Türk kökenliydi ve Seyyid sözcüğünü "Efendi" anlamında kullanmıştı. 
Ouinet ve Texier'e göre Ödemiş kasabasının nüfusu 1800 yıllarında başlayarak hızla arttı ve kent kuzey batısındaki antik Hypaipa (Günlüce) şehrinn mermerlerinden yararlanılarak onarıldı. XIX. Yüzyılda Ödemiş'in bir voyvodalık olduğu kesindir. 1820 tarihli Aydın Livasında bulunan memleketler: Birgi, Balyambolu, Bademiye, Keles ve Ödemiş olarak belirtilir(6).
XIX. yüzyılın birinci çeyreğinde Aydın bölgesinde Atçalı Kel Mehmet Efe ayaklanmış, hayli yandaş toplamış, hatta Küçükmenderes havzasındaki Tire, Bayındır, Balyambolu, Birgi Atçalı Kel Mehmet Efe'nin elebaşlarından Çakmakoğlu şecereli Mehmet komutasındaki bir kaç yüz neferlik kuvvet tarafından, Ödemiş ise Atçalı Kel Mehmet Efe'nin muhtelif kolları tarafından 1828'de zapt edilmiştir. Bu nedenle adı geçen yerlerdeki voyvoda, kadı, naib, müftü gibi yöneticiler yöreyi terk etmişlerdir. Bu durum 1829'da Bayındır, Birgi, Ödemiş ve Tire'nin Yetim Mehmet Ağa tarafından geri alınmasıyla son bulur(7).
Dipnotları:
1-Behiç Galip Yavuz, Ödemiş tarihi, III. Baskı, Ödemiş-1998 s.161-163.
2-M.Çağatay Uluçay, Tarih Ansiklopedisi, İstanbul-1961,s.588
3-Ödemiş Voyvodası Seyyid Muhammed Ağa hakkındaki bilgiler torunu Sayın Kemal Kılcı'dan derlenmiştir.
4-Behiç Galip Yavuz, Bademli Rehberi, İzmir-1998,s.60
5-Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, İstanbul-1959 s.642
6-Dr. Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara-1968
7-Çağatay Uluçay, Atçalı Kel Mehmed, İstanbul-1968
ÖDEMİŞ KENT TARİHİ 2
    1831 yılında Osmanlı İmparatorluğundan yapılan nüfus sayımında Ödemiş kaza merkezi olarak görülür. 
Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Navarin'de donanmasının yakılması üzerine Osmanlı Sultanı II. Mahmud'dan Suriye valiliğini istemesi ile başlayan anlaşmazlık, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa yönetiminde bir orduyu Suriye'ye göndermesi ile sürdü. Mısır Seraskeri İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu 1832'de geçidinde ve 1833'de konya Savaşı'nda yendi. Konya'yı ele geçirip, Kütahya'ya girdi. Batı Anadolu'da hiyerarşik bir hükümet teşkilatlanmasına gitti. 1833'de Osmanlı Devleti'nin hükmü Anadolu'da hemen hemen silinmişti. Aydın Sancağı'na Süeyman Bey Mütesellim atanarak, Osmanlı mütesellimi görevinden alındı (8). Ödemiş de içinde olmak üzere kazalardaki voyvodalıklara Mısır Seraskeri İbrahim Paşa'nın adamlarından atamalar yapıldı. Mütesellimliklere Mısır ordusuna bağlı askerler getirilerek bölge denetim altına tutuldu. Osmanlı gelir kaynakları Mısır Seraskerliği gelir laynaklarına dönüştürüldü. Mısır geçici hükümetinin gelmesiyle Ödemiş yöresinde huzursuzluk artmış, ekonomik bakımdan büyük bir darbe yenilmiş, soygunlar çoğalmıştır. Bu durum 1834 yılına değin sürdü. Bunan sonra Osmanlı'nın hükmü yeniden Ödemiş ve yöresinde geçmeye başladı. 
1841'de Ödemiş'e gelen Charles Felix Marie Texier kenti şöyle tanımlar: "En sonunda Bayındır'dan doğu ve kuzey doğu yönünde altı fersah uzakta olan Ödemiş adındaki büyük şehre geldik. Ödemiş'in 8000'den çok nüfusu vardır. 1200 ev Türk, 700 ev Rum ve 40 ev kadar da ermeni'dir(9)

    Ödemiş'in Sungurlu yöresindeki modern kabristanda mezarı bulunan ve kitabesinden Rumi: 1285, miladi:1869'da vefat ettiği anlaşılan Vamık Efendi de Ödemiş'in eski yöneticilerden birisidir. Gerek Voyvoda Muhammed Ağa'nın ve gerekse Kaymakam Vamık Efendi'nin tarafımızdan bilinip, tanınması Ödemiş'te vefat ederek bu yöreye defin edilmeleri ve kabirlerinin günümüze kadar ulaşmış olmasıdır. 
1843'de Ödemiş kenti yönetim bakımından merkezi Güzelhisar olan Aydın Eyaletine bağlıydı. 1850'de Ödemiş'i de içine alan vilayetin adı Aydın, merkezi İzmir oldu. 1867'deki Vilayetler İdaresi kanunu ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim bölünmesi değişmiş, Birgi, Keles, Balyambolu kaza olmaktan çıkarılarak, Ödemiş kazasına bağlı nahiye (bucak) durumuna getirilmişlerdir. 

    XIX. yüzyılın ikinci yarısında balkan toplulukarında görülen ayrılıkçı hareketler ve çeteleşme bazı Türk ailelerini rahatsız ettiği gibi, 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) sonucu Balkanlar'dan birçok soydaşımız ve Kırım'dan Türk kökenli Tatar ailelerinden bazıları Ödemiş'e gelerek yerleşmişlerdir. Tatarlar, Üçeylül mahallesi Kırımlı sokağın olduğu yeri satın alarak karşılıklı evler yapıp, bir sokak oluşturmuşlardır. ve sokağın her iki ucuna büyük kapılar yapmışlardır. Bugün bile bu sokağın adı "Kırım Sokağı" dır. 
Ödemiş'te Türkmen mahallesindeki Halepli çıkmazına girerken solda bulunan yapı eski Ödemiş voyvodalarının "Ağa konağı" olarak kullanılmıştır. XIX. yüzyılın son çeyreğinde bu Konak yetersiz kalınca "Emmioğlu Konağı" Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır. 
Ödemiş'te ilk belediye teşkilatı 1876'da kuruldu. İlk belediye binası 1897'de yapıldı. 1881 yılının kaymakamı: Rüstem Efendi, belediye Başkanı Hacı Mustafa Ağa'dır. 1888'de Torbalı'dan ayrılan demiryolu hattı Bayındır, Tire ve Ödemiş'e kadar uzandı. Ödemiş'teki eski istasyonun yapımı da aynı yılda gerçekleşti.

    1888'de Ödemiş Kaymakamı: Hakkı Bey, belediye başkanı ise: Hacı Ali Efendi'dir. 1892'de Kaymakam: İsmail Hakkı Bey Belediye Başkanı: Zühtü Efendi olmuştur. 1892'de Ödemiş kazasına bağlı Birgi, Balyambolu, Keles adlarında üç nahiyesi 124 kariyesi (köyü) bulunmaktaydı. Ödemiş kentinin nüfusu 4679 erkek, 4451 kadın olmak üzere toplam 9130 idi. Bina sayısı 1983 olup, kazanın nahiye ve kariyeleri ile genel nüfusu 29592'si erkek, 29118'i kadın olarak toplamm:58710 idi. Bu nüfusun 53847'sini Türkler, 4863'ünü Rum ve Ermeniler oluşturmaktaydı. 1892'de Ödemiş'te Belediyeye ait 20 yataklı hastahane kuruldu. Ödemiş'te geceleri yakılmakta olan sokak fenerlerinin sayısı 168 idi. 

    1895'de Ödemiş kaymakamı yine İsmail Hakkı Bey'dir. Belediye başkanı: Ahmet Efendi'dir. Aynı yılda Hacı Abdullatif Efendi tarafından Ödemiş'te Kırlıoğlu Camii yaptırıldı.

    1897'de kaymakam: Hasan Hüsnü Bey, belediye başkanı: Raşit Efendi'dir. 1901 yılında Ödemiş kaymakamı Mehmet Rıza Efendi, belediye başkanı: Ali Haydar Bey'dir. XX yüzyılın başında Ödemiş kenti şöyle bir durum ortaya koyuyordu: Mahalleleri Hamam (Emmioğlu), Hacı İmam (Umur Bey), Katırcılar (Mimar Sinan), Meşrutiyet, Bengisu, Şimdiki Hastane caddesi veuzun sokak Rum mahallesini oluşturuyordu. Yanan iyi sinema (şimdiki Yalgın düğün salonunun olduğu yerder) Rum kilisesiydi. O zaman belediye binası şimdiki postahanenin karşısında Vakıflar Bankası'nın doğusundaydı. Hükümet binası ise Ekin Pazarı'nda (şimdi bu yerde Telekom binası vardır), hamamın yanındaydı ve o zamanki Postahane de onun karşısındaydı. O mevkiye "Konak ön" denilir ve o zamanki törenler Konak önü alanında yapılırdı. Şimdiki hastanenenin karşısındaki göçmen evlerinin bulunduğu Atatürk İlköğretim okulunun içine alan saha Askeri Kışlaydı. Eski Ödemiş pazarı ise Cumartesi günleri Konak önünde, Ekin pazarında kurulurdu. Ödemiş'in o zamanki caddeleri: Manyası Caddesi (şimdiki Katırcı sokağı), Gageçlik mevkii (İzmir yolu) Çatalyolu (eski istasyon caddesi, caddelerin en işleğiydi), Arap Kazıkları caddesi (Yayla Caddesi), Beşgöz yolu (Birgi Caddesi), Yıldız Oteli caddesi ise Kendir Pazarıydı ve deveci hanları vardı. (10)

    1901 yılında Ödemiş kentinde 3517 hane, 871 dükkan, 27 han, 3 hamam, 1 zeytinyağı fabrikası, 1 un değirmeni,1 tasirhane vardı. Ayrıca kentte 1 Hükümet Konağı, 5 Karakol, 1 Ziraat Bankası, 1 telgrafhane, 1 tekke, 1 kütüphane, 4 kilise, 3 guraba hastahanesi, 2 rüştiye okulu, 38 medrese, 3 erkek ilkokulu, 2 kız ilkokulu, garimüslümlere ait okul yapılmıştı. Kentte redif 47. alayın 4. taburu da bulunuyordu. 
1904'de Belediye Başkanı Ali Haydar Efendi'dir. Kentin nüfusu 15981, kazanın genel nüfusu 67582'dir. 1906 yılından, 1914 yılına kadar Ödemiş kazasının "Liva" olan tartışmaları yaşanmış, 1910'da ikinci sınıf kazalar içinde yer almış, 1914 yılında birinci sınıf kaymakamlığa yükseltilmiştir. Çarkıcalı Mehmet Efe tarafından Ödemiş'te yapımına başlanan Yeni Camii, 1912'de Hacı Abdi Ağa tarafından Çağlayanlı Mehmet ustaya tamamlattırılmıştır. 1916'da Kanab Ali oğlu Hacı Ali Efendi tarafından Mustafa çakır ustaya Ödemiş'teki Tekeli Camii yaptırıldı. Bu arada görev sürelerini saptayamadığımız Helvacıoğlu Ali Efendi, İstanbul'lu Rauf Bey ve Başçavuşoğlu Şerif Efendi Ödemiş'te Belediye Başkanlıklarında bulundular. 1918'de Ödemiş kaymakamı Zühtü Bey'dir. 28 Mart 1919'dan, 1 Haziran 1919'a kadar kaymakmlığı Bekir Sami (Baran) Bey yapmıştır.  
     1 Haziran 1919'da Ödemiş Yunan ordusu tarafından işgal edildiğinden hükümet Yunanlılar'ın eline geçmiş ve bu durum 3 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. Türk Ordusu'nun Büyük Utkusundan sonra 3 Eylül 1922'de Yunalılar Ödemiş'i boşalttılar. Ankara'daki yeni hükümet 1922'de Ödemiş Kaymakamı olarak Osman Nuri Tekelli Bey'i atadı. Osman Nuri Tekelli Bey 1928 yılına kadar kaymakamlık yaptı. 5 Mart 1923-31 Mart 1923 tarihleri arasında Belediye Başkanı Mehmet Şükrü Saraçoğlu, 1 Nisan 1923-5 Mart 1927 tarihleri arasında Belediye başkanı Ragıp Mısırlıoğlu'dur. 1925'de Ödemiş kaymakamı Recep Bey'dir. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Ödemiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin, İzmir ilinin, bir ilçesi olmuştur. 

Dipnotları:
8-A.Munis Armağan, Batı Anadolu tarihinde İlginç Olaylar, İzmir-1984
9-Charles Felix Marie Texier, Description de 1'Asia Minor, Cilt:III, Paris-1870
10-XX. Yüzyılın başlarındaki Ödemiş kenti için bilgi, emekli din görevlisi Hafız Hacı rahmetli Şevket Vanlı'dan derlenmiştir. 

Behiç Galip YAVUZ
Tarihçi - Araştırmacı Yazar
Katkılarından dolayı Sayın Behiç Galip YAVUZ hocamıza teşekkürler...
    Bir kentin eskiliği, onun kuruluşu ile başlangıç kazanır. Kentlerin kuruluşu ise çok gerilere klasik, arkaik, hatta prehistorik (tarih öncesi) devirlere değin uzanabilir. Kentler ya bir halkın uygun bir coğrafi mekanı benimseyip topluca yerleşimi ile oluşmuş; ya bir yöneticinin (kral, imparator gibi) kendi adına bir kent kurma düşüncesi ile kurulmuş (örnek: Roma İmparatoru Hadrianus'un kurduğu Hadrianapolis yani bugünkü Edirne, yine Roma İmparatoru Konstantin'in kurduğu Kostantinapolis yani bugünkü İstanbul gibi); ya her dönemde kutsal sayılan bir mekana insanların yerleşmeleri ve çoğalmaları ile ortaya çıkmış; ya da önceleri küçük bir köy topluluğu iken zaman içinde türlü nedenlerle nüfusunun kabarması sonucu kent topluluğu biçimine dönüşmüştür.
    İşte yazımıza konu olan Ödemiş bu son nedenle kurularak, zaman sürecinde kentleşme olgusuna kavuşmuştur. Ödemiş, Ortaçağ'da çok küçük bir yerleşim birimi iken, yüzyıllar sonra bugünkü durumunu alan yeni kenttir.
    XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde Ödemiş o sıralarda metruk ve bugün durak istasyonu çevresinde Süleyman köyüne (bugün u köy yoktur) bağlı altı hisse arazidenbir parçaydı. 8-10 evlik bir çiftlikti ve halkı Rum asıllı 25-30 kişiden oluşmaktaydı.
    1334-1348 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği'nin ikinci hükümdarı Gazi I.Umur Bey'in sancaktarı İlyas Bey'e verildiğini o döneme ilişkin bir vakfiyedeki: "Nahiye-i Birgi'dir, Karye-i Süleyman, Kadıka-i İlyas" anlıyoruz.
    Otamış adlı bu yerin daha sonra XIV. yüzyılın ikinci yarısında Sofi Saruca'ya timar olarak verildiği 855 (hicri) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden anlaşılmaktadır.
    1390'da Aydınoğulları Beyliği Osmanlı Sultanı I.Beyazid tarafından ortadan kaldırılınca Aziz Bey'e verildiğini ve Otamış aldlı bir köy olduğu yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarına Ait Timar Defterindeki "Kariye- Otamış Timar-ı Kadı Asker" ifadesinden anlıyoruz.
    XV. yüzyıl başında Otamış kariyesi (köyü) şarapdar İskender Bey'in oğulları Yunus ve Yusuf Çelebilere birlikte timar olarak verilmiş olup, yılda biri eşküne giderdi. Otamış kariyesi bu sırada 27 evden oluşmaktaydı. 
    Yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden Otamış kariyesşnşn daha sonra Birgi'ye bağlı serbest timar oldğunu ve köyde vergi mükellefi 36 ev bulunduğunu çıkarıyoruz.
    991 (hicri) miladi 1583 tarihli Aydın Vakıflar Defterinden anladığımız kadarıyla Otamış kariyesi (köyü), Birgi kazasındaki bazı köyler gibi Mekke Hassı arasına alınıp, geliri vakfa verilmiştir. Bu durum Cumhuriyet yönetimindeki aşar vergisinin kaldırılmasına kadar sürmüştür. Birgili Müftü Arif Efendi vakfiyesine göre Ödemiş'in bulunduğu yer "Boyalık Timarı" adıyla kayda geçmiş ve İbrahim Ağa'nın sipahiliğine bırakılmıştır. 1671 yılında Küçükmendere Havzasına gelen Evliya Çelebi Ödemiş ya da Otamış kariyesinden söz etmez. Sanıyoruz ki Ödemiş o zaman göze batmayan bir köydü. 
    Ödemiş'in önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması o sıralarda havzada özellikle doğu kesiminde Ötemiş oymağı olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan Türkmenlerin 1684'den başlayarak bugünkü Ödemiş'in olduğu yerde sedanter gelmeleri ile oluştur(1). Kısaca XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde 8-10 evlik bir çiftlik olan bu yer, daha sonra köy topluluğu biçimini kazanacak, XVIII yüyılın yarısındaki yerleşmelerle kasaba kimliğine ulaşacaktır. Ödemiş'te ilk medre 1700 yılında Helvacı Ömer Ağa tarafından yaptırıldı. 1702'de Yeniköy'lü Bıçakzade Hacı Mustafa ağa tarafından Büyük Cami yaptırıldı. Gürcüzade Camii'nin (Küçük Cami) Gürcüzade Hacı Salih Efendi tarafından aynı yüzyılda yaptırıldığını sanıyoruz. Ödemiş hemen hemen bu iki caminin çevresinde kentleşti. 1704 tarihli Helvacıoğlu vakfiyesinde Ödemiş Birgi'ye bağlı bir köy olarak geçer.
    Ötemiş ya da daha sonraki söyleyiş biçimiyle Ödemiş, doğusundaki Alaşehir, Sarıgöl, Keles (Kiraz), Balyambolu (Beydağ), Birgi, Badmiye (Bademli), Adagide (Ovakent) gibi yerleşim merkezlerini ve bunlara bağlı köyleri batısındaki Tire, Bayındır, Tepeköy, Ayasulug(Selçuk), İzmir gibi yerleşim merkeziyle, Ege Denizindeki limanlara bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunduğundan nüfusu hızla çoğalarak XVIII. yüzyılda bir Voyvodalık durumuna gelecektir.
    Burada Voyvoda ve Voyvodalık sözcükleri üzerinde kısaca durmak isteriz. Voyvoda sözcüğünün aslı Slavca olan Vojvoda'dan gelir. Asker sürücü, ordu komutanı anlamlarında kullnılmıştır. Osmanlılar Eflak ve Boğdan Beylerine bu adı verdikleri gibi, kesime verilen bir yerin vergilerini toplamakla görevlendirilen kimselere de voyvoda demişlerdir. Ayrıca devletin iltizama verdiği mukataalarla, vezirlere ait hasların yıllık gelirini toplayan kimselere de voyvoda denirdi(2). XVIII. yüzyılda ve XIX. yüzyılın başlarında kaza düzeyindeki yönetim birimleri voyvodalarla yönetilirdi. Voyvodaların yönettiği bölgeye da voyvodalık denildi.
    Ödemiş'in XVIII. yüzyılda merkezi Aydın Güzelhisar kenti olan Aydın Livasına bağlı bir voyvodalık olduğu kesindir. 1795 yılından itibaren Ödemiş'in eski voyvodalarından adını saptandığımız kişiler Kara Hasan Ağa, Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa, Cin Ali Ağa, İbrahim Ağa ve Bayındırlı Mehmet Ağa'dır. Muhammed Ağa, 1760'li, 1770'li yıllarda Adagide (Ovakent) merkezli zaptiye amirliği yapan Kılcı Hasan Ağa'nın oğludur. Kılcı Hasan Ağa'nın oğlu Seyyid Muhammed Ağa'nın Ödemiş voyvodası olduğunu kanıtlayacak en önemli belge ise 1810 miladi yılında genişletip, yenileşmesine neden olduğu ve kendi adıyla söylenen bir vakıf da kurduğu Bademli Aşıklaroba mahallesindeki Kılcı Camii'nin girişindeki kitabede bulunan "Baisi tecdit tevsi camii şerif/ Ödemiş Voyvodası Kılcızade/Esseyid Muhammed Ağa / Sene 1226" iadesidir(4). Adagide'nin (Ovakent) kuzey doğusunda Çatalarmut ile Karahayıt arasındaki alan tapu kayıtlarında Kılcı çiftliği mevkii olarak geçer. Şimdi Kılcı ailesindeki kimsenin bir zamanlar çiftlik olan bu yerde toprağı yoktur.
    Ödemiş voyvodası Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa'nın 48 yıl yaşadığı ve miladi 1812 yılında vefat ettiği biliniyor. Erken yaşta öldüğüne göre voyvadalık görevini sürdürdüğü bir sırada aniden vefat etmiş olmalıdır.Mezarı Bademli'dedir.
    Burada "seyyid" sözcüğü üzerinde de durmak isteriz. Seyyid, Peygamber Hz. Muhammed'in soyundan olan kimseler için kullanılan Arapça kökenli olması gerekir. Fakat işin aslı öyle değildir. Seyyid sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu döneminde "Efendi, Ağa" yerine de kullanılıyordu(5). Voyvoda Kılcızade Muhammed Ağa Türk kökenliydi ve Seyyid sözcüğünü "Efendi" anlamında kullanmıştı. 
Ouinet ve Texier'e göre Ödemiş kasabasının nüfusu 1800 yıllarında başlayarak hızla arttı ve kent kuzey batısındaki antik Hypaipa (Günlüce) şehrinn mermerlerinden yararlanılarak onarıldı. XIX. Yüzyılda Ödemiş'in bir voyvodalık olduğu kesindir. 1820 tarihli Aydın Livasında bulunan memleketler: Birgi, Balyambolu, Bademiye, Keles ve Ödemiş olarak belirtilir(6).
XIX. yüzyılın birinci çeyreğinde Aydın bölgesinde Atçalı Kel Mehmet Efe ayaklanmış, hayli yandaş toplamış, hatta Küçükmenderes havzasındaki Tire, Bayındır, Balyambolu, Birgi Atçalı Kel Mehmet Efe'nin elebaşlarından Çakmakoğlu şecereli Mehmet komutasındaki bir kaç yüz neferlik kuvvet tarafından, Ödemiş ise Atçalı Kel Mehmet Efe'nin muhtelif kolları tarafından 1828'de zapt edilmiştir. Bu nedenle adı geçen yerlerdeki voyvoda, kadı, naib, müftü gibi yöneticiler yöreyi terk etmişlerdir. Bu durum 1829'da Bayındır, Birgi, Ödemiş ve Tire'nin Yetim Mehmet Ağa tarafından geri alınmasıyla son bulur(7).
Dipnotları:
1-Behiç Galip Yavuz, Ödemiş tarihi, III. Baskı, Ödemiş-1998 s.161-163.
2-M.Çağatay Uluçay, Tarih Ansiklopedisi, İstanbul-1961,s.588
3-Ödemiş Voyvodası Seyyid Muhammed Ağa hakkındaki bilgiler torunu Sayın Kemal Kılcı'dan derlenmiştir.
4-Behiç Galip Yavuz, Bademli Rehberi, İzmir-1998,s.60
5-Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, İstanbul-1959 s.642
6-Dr. Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara-1968
7-Çağatay Uluçay, Atçalı Kel Mehmed, İstanbul-1968
ÖDEMİŞ KENT TARİHİ 2
    1831 yılında Osmanlı İmparatorluğundan yapılan nüfus sayımında Ödemiş kaza merkezi olarak görülür. 
Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Navarin'de donanmasının yakılması üzerine Osmanlı Sultanı II. Mahmud'dan Suriye valiliğini istemesi ile başlayan anlaşmazlık, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa yönetiminde bir orduyu Suriye'ye göndermesi ile sürdü. Mısır Seraskeri İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu 1832'de geçidinde ve 1833'de konya Savaşı'nda yendi. Konya'yı ele geçirip, Kütahya'ya girdi. Batı Anadolu'da hiyerarşik bir hükümet teşkilatlanmasına gitti. 1833'de Osmanlı Devleti'nin hükmü Anadolu'da hemen hemen silinmişti. Aydın Sancağı'na Süeyman Bey Mütesellim atanarak, Osmanlı mütesellimi görevinden alındı (8). Ödemiş de içinde olmak üzere kazalardaki voyvodalıklara Mısır Seraskeri İbrahim Paşa'nın adamlarından atamalar yapıldı. Mütesellimliklere Mısır ordusuna bağlı askerler getirilerek bölge denetim altına tutuldu. Osmanlı gelir kaynakları Mısır Seraskerliği gelir laynaklarına dönüştürüldü. Mısır geçici hükümetinin gelmesiyle Ödemiş yöresinde huzursuzluk artmış, ekonomik bakımdan büyük bir darbe yenilmiş, soygunlar çoğalmıştır. Bu durum 1834 yılına değin sürdü. Bunan sonra Osmanlı'nın hükmü yeniden Ödemiş ve yöresinde geçmeye başladı. 
1841'de Ödemiş'e gelen Charles Felix Marie Texier kenti şöyle tanımlar: "En sonunda Bayındır'dan doğu ve kuzey doğu yönünde altı fersah uzakta olan Ödemiş adındaki büyük şehre geldik. Ödemiş'in 8000'den çok nüfusu vardır. 1200 ev Türk, 700 ev Rum ve 40 ev kadar da ermeni'dir(9)

    Ödemiş'in Sungurlu yöresindeki modern kabristanda mezarı bulunan ve kitabesinden Rumi: 1285, miladi:1869'da vefat ettiği anlaşılan Vamık Efendi de Ödemiş'in eski yöneticilerden birisidir. Gerek Voyvoda Muhammed Ağa'nın ve gerekse Kaymakam Vamık Efendi'nin tarafımızdan bilinip, tanınması Ödemiş'te vefat ederek bu yöreye defin edilmeleri ve kabirlerinin günümüze kadar ulaşmış olmasıdır. 
1843'de Ödemiş kenti yönetim bakımından merkezi Güzelhisar olan Aydın Eyaletine bağlıydı. 1850'de Ödemiş'i de içine alan vilayetin adı Aydın, merkezi İzmir oldu. 1867'deki Vilayetler İdaresi kanunu ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim bölünmesi değişmiş, Birgi, Keles, Balyambolu kaza olmaktan çıkarılarak, Ödemiş kazasına bağlı nahiye (bucak) durumuna getirilmişlerdir. 

    XIX. yüzyılın ikinci yarısında balkan toplulukarında görülen ayrılıkçı hareketler ve çeteleşme bazı Türk ailelerini rahatsız ettiği gibi, 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) sonucu Balkanlar'dan birçok soydaşımız ve Kırım'dan Türk kökenli Tatar ailelerinden bazıları Ödemiş'e gelerek yerleşmişlerdir. Tatarlar, Üçeylül mahallesi Kırımlı sokağın olduğu yeri satın alarak karşılıklı evler yapıp, bir sokak oluşturmuşlardır. ve sokağın her iki ucuna büyük kapılar yapmışlardır. Bugün bile bu sokağın adı "Kırım Sokağı" dır. 
Ödemiş'te Türkmen mahallesindeki Halepli çıkmazına girerken solda bulunan yapı eski Ödemiş voyvodalarının "Ağa konağı" olarak kullanılmıştır. XIX. yüzyılın son çeyreğinde bu Konak yetersiz kalınca "Emmioğlu Konağı" Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır. 
Ödemiş'te ilk belediye teşkilatı 1876'da kuruldu. İlk belediye binası 1897'de yapıldı. 1881 yılının kaymakamı: Rüstem Efendi, belediye Başkanı Hacı Mustafa Ağa'dır. 1888'de Torbalı'dan ayrılan demiryolu hattı Bayındır, Tire ve Ödemiş'e kadar uzandı. Ödemiş'teki eski istasyonun yapımı da aynı yılda gerçekleşti.

    1888'de Ödemiş Kaymakamı: Hakkı Bey, belediye başkanı ise: Hacı Ali Efendi'dir. 1892'de Kaymakam: İsmail Hakkı Bey Belediye Başkanı: Zühtü Efendi olmuştur. 1892'de Ödemiş kazasına bağlı Birgi, Balyambolu, Keles adlarında üç nahiyesi 124 kariyesi (köyü) bulunmaktaydı. Ödemiş kentinin nüfusu 4679 erkek, 4451 kadın olmak üzere toplam 9130 idi. Bina sayısı 1983 olup, kazanın nahiye ve kariyeleri ile genel nüfusu 29592'si erkek, 29118'i kadın olarak toplamm:58710 idi. Bu nüfusun 53847'sini Türkler, 4863'ünü Rum ve Ermeniler oluşturmaktaydı. 1892'de Ödemiş'te Belediyeye ait 20 yataklı hastahane kuruldu. Ödemiş'te geceleri yakılmakta olan sokak fenerlerinin sayısı 168 idi. 

    1895'de Ödemiş kaymakamı yine İsmail Hakkı Bey'dir. Belediye başkanı: Ahmet Efendi'dir. Aynı yılda Hacı Abdullatif Efendi tarafından Ödemiş'te Kırlıoğlu Camii yaptırıldı.

    1897'de kaymakam: Hasan Hüsnü Bey, belediye başkanı: Raşit Efendi'dir. 1901 yılında Ödemiş kaymakamı Mehmet Rıza Efendi, belediye başkanı: Ali Haydar Bey'dir. XX yüzyılın başında Ödemiş kenti şöyle bir durum ortaya koyuyordu: Mahalleleri Hamam (Emmioğlu), Hacı İmam (Umur Bey), Katırcılar (Mimar Sinan), Meşrutiyet, Bengisu, Şimdiki Hastane caddesi veuzun sokak Rum mahallesini oluşturuyordu. Yanan iyi sinema (şimdiki Yalgın düğün salonunun olduğu yerder) Rum kilisesiydi. O zaman belediye binası şimdiki postahanenin karşısında Vakıflar Bankası'nın doğusundaydı. Hükümet binası ise Ekin Pazarı'nda (şimdi bu yerde Telekom binası vardır), hamamın yanındaydı ve o zamanki Postahane de onun karşısındaydı. O mevkiye "Konak ön" denilir ve o zamanki törenler Konak önü alanında yapılırdı. Şimdiki hastanenenin karşısındaki göçmen evlerinin bulunduğu Atatürk İlköğretim okulunun içine alan saha Askeri Kışlaydı. Eski Ödemiş pazarı ise Cumartesi günleri Konak önünde, Ekin pazarında kurulurdu. Ödemiş'in o zamanki caddeleri: Manyası Caddesi (şimdiki Katırcı sokağı), Gageçlik mevkii (İzmir yolu) Çatalyolu (eski istasyon caddesi, caddelerin en işleğiydi), Arap Kazıkları caddesi (Yayla Caddesi), Beşgöz yolu (Birgi Caddesi), Yıldız Oteli caddesi ise Kendir Pazarıydı ve deveci hanları vardı. (10)

    1901 yılında Ödemiş kentinde 3517 hane, 871 dükkan, 27 han, 3 hamam, 1 zeytinyağı fabrikası, 1 un değirmeni,1 tasirhane vardı. Ayrıca kentte 1 Hükümet Konağı, 5 Karakol, 1 Ziraat Bankası, 1 telgrafhane, 1 tekke, 1 kütüphane, 4 kilise, 3 guraba hastahanesi, 2 rüştiye okulu, 38 medrese, 3 erkek ilkokulu, 2 kız ilkokulu, garimüslümlere ait okul yapılmıştı. Kentte redif 47. alayın 4. taburu da bulunuyordu. 
1904'de Belediye Başkanı Ali Haydar Efendi'dir. Kentin nüfusu 15981, kazanın genel nüfusu 67582'dir. 1906 yılından, 1914 yılına kadar Ödemiş kazasının "Liva" olan tartışmaları yaşanmış, 1910'da ikinci sınıf kazalar içinde yer almış, 1914 yılında birinci sınıf kaymakamlığa yükseltilmiştir. Çarkıcalı Mehmet Efe tarafından Ödemiş'te yapımına başlanan Yeni Camii, 1912'de Hacı Abdi Ağa tarafından Çağlayanlı Mehmet ustaya tamamlattırılmıştır. 1916'da Kanab Ali oğlu Hacı Ali Efendi tarafından Mustafa çakır ustaya Ödemiş'teki Tekeli Camii yaptırıldı. Bu arada görev sürelerini saptayamadığımız Helvacıoğlu Ali Efendi, İstanbul'lu Rauf Bey ve Başçavuşoğlu Şerif Efendi Ödemiş'te Belediye Başkanlıklarında bulundular. 1918'de Ödemiş kaymakamı Zühtü Bey'dir. 28 Mart 1919'dan, 1 Haziran 1919'a kadar kaymakmlığı Bekir Sami (Baran) Bey yapmıştır.  
     1 Haziran 1919'da Ödemiş Yunan ordusu tarafından işgal edildiğinden hükümet Yunanlılar'ın eline geçmiş ve bu durum 3 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. Türk Ordusu'nun Büyük Utkusundan sonra 3 Eylül 1922'de Yunalılar Ödemiş'i boşalttılar. Ankara'daki yeni hükümet 1922'de Ödemiş Kaymakamı olarak Osman Nuri Tekelli Bey'i atadı. Osman Nuri Tekelli Bey 1928 yılına kadar kaymakamlık yaptı. 5 Mart 1923-31 Mart 1923 tarihleri arasında Belediye Başkanı Mehmet Şükrü Saraçoğlu, 1 Nisan 1923-5 Mart 1927 tarihleri arasında Belediye başkanı Ragıp Mısırlıoğlu'dur. 1925'de Ödemiş kaymakamı Recep Bey'dir. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Ödemiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin, İzmir ilinin, bir ilçesi olmuştur. 

Dipnotları:
8-A.Munis Armağan, Batı Anadolu tarihinde İlginç Olaylar, İzmir-1984
9-Charles Felix Marie Texier, Description de 1'Asia Minor, Cilt:III, Paris-1870
10-XX. Yüzyılın başlarındaki Ödemiş kenti için bilgi, emekli din görevlisi Hafız Hacı rahmetli Şevket Vanlı'dan derlenmiştir. 

Behiç Galip YAVUZ
Tarihçi - Araştırmacı Yazar
Katkılarından dolayı Sayın Behiç Galip YAVUZ hocamıza teşekkürler...
    Bir kentin eskiliği, onun kuruluşu ile başlangıç kazanır. Kentlerin kuruluşu ise çok gerilere klasik, arkaik, hatta prehistorik (tarih öncesi) devirlere değin uzanabilir. Kentler ya bir halkın uygun bir coğrafi mekanı benimseyip topluca yerleşimi ile oluşmuş; ya bir yöneticinin (kral, imparator gibi) kendi adına bir kent kurma düşüncesi ile kurulmuş (örnek: Roma İmparatoru Hadrianus'un kurduğu Hadrianapolis yani bugünkü Edirne, yine Roma İmparatoru Konstantin'in kurduğu Kostantinapolis yani bugünkü İstanbul gibi); ya her dönemde kutsal sayılan bir mekana insanların yerleşmeleri ve çoğalmaları ile ortaya çıkmış; ya da önceleri küçük bir köy topluluğu iken zaman içinde türlü nedenlerle nüfusunun kabarması sonucu kent topluluğu biçimine dönüşmüştür.
    İşte yazımıza konu olan Ödemiş bu son nedenle kurularak, zaman sürecinde kentleşme olgusuna kavuşmuştur. Ödemiş, Ortaçağ'da çok küçük bir yerleşim birimi iken, yüzyıllar sonra bugünkü durumunu alan yeni kenttir.
    XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde Ödemiş o sıralarda metruk ve bugün durak istasyonu çevresinde Süleyman köyüne (bugün u köy yoktur) bağlı altı hisse arazidenbir parçaydı. 8-10 evlik bir çiftlikti ve halkı Rum asıllı 25-30 kişiden oluşmaktaydı.
    1334-1348 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği'nin ikinci hükümdarı Gazi I.Umur Bey'in sancaktarı İlyas Bey'e verildiğini o döneme ilişkin bir vakfiyedeki: "Nahiye-i Birgi'dir, Karye-i Süleyman, Kadıka-i İlyas" anlıyoruz.
    Otamış adlı bu yerin daha sonra XIV. yüzyılın ikinci yarısında Sofi Saruca'ya timar olarak verildiği 855 (hicri) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden anlaşılmaktadır.
    1390'da Aydınoğulları Beyliği Osmanlı Sultanı I.Beyazid tarafından ortadan kaldırılınca Aziz Bey'e verildiğini ve Otamış aldlı bir köy olduğu yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarına Ait Timar Defterindeki "Kariye- Otamış Timar-ı Kadı Asker" ifadesinden anlıyoruz.
    XV. yüzyıl başında Otamış kariyesi (köyü) şarapdar İskender Bey'in oğulları Yunus ve Yusuf Çelebilere birlikte timar olarak verilmiş olup, yılda biri eşküne giderdi. Otamış kariyesi bu sırada 27 evden oluşmaktaydı. 
    Yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden Otamış kariyesşnşn daha sonra Birgi'ye bağlı serbest timar oldğunu ve köyde vergi mükellefi 36 ev bulunduğunu çıkarıyoruz.
    991 (hicri) miladi 1583 tarihli Aydın Vakıflar Defterinden anladığımız kadarıyla Otamış kariyesi (köyü), Birgi kazasındaki bazı köyler gibi Mekke Hassı arasına alınıp, geliri vakfa verilmiştir. Bu durum Cumhuriyet yönetimindeki aşar vergisinin kaldırılmasına kadar sürmüştür. Birgili Müftü Arif Efendi vakfiyesine göre Ödemiş'in bulunduğu yer "Boyalık Timarı" adıyla kayda geçmiş ve İbrahim Ağa'nın sipahiliğine bırakılmıştır. 1671 yılında Küçükmendere Havzasına gelen Evliya Çelebi Ödemiş ya da Otamış kariyesinden söz etmez. Sanıyoruz ki Ödemiş o zaman göze batmayan bir köydü. 
    Ödemiş'in önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması o sıralarda havzada özellikle doğu kesiminde Ötemiş oymağı olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan Türkmenlerin 1684'den başlayarak bugünkü Ödemiş'in olduğu yerde sedanter gelmeleri ile oluştur(1). Kısaca XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde 8-10 evlik bir çiftlik olan bu yer, daha sonra köy topluluğu biçimini kazanacak, XVIII yüyılın yarısındaki yerleşmelerle kasaba kimliğine ulaşacaktır. Ödemiş'te ilk medre 1700 yılında Helvacı Ömer Ağa tarafından yaptırıldı. 1702'de Yeniköy'lü Bıçakzade Hacı Mustafa ağa tarafından Büyük Cami yaptırıldı. Gürcüzade Camii'nin (Küçük Cami) Gürcüzade Hacı Salih Efendi tarafından aynı yüzyılda yaptırıldığını sanıyoruz. Ödemiş hemen hemen bu iki caminin çevresinde kentleşti. 1704 tarihli Helvacıoğlu vakfiyesinde Ödemiş Birgi'ye bağlı bir köy olarak geçer.
    Ötemiş ya da daha sonraki söyleyiş biçimiyle Ödemiş, doğusundaki Alaşehir, Sarıgöl, Keles (Kiraz), Balyambolu (Beydağ), Birgi, Badmiye (Bademli), Adagide (Ovakent) gibi yerleşim merkezlerini ve bunlara bağlı köyleri batısındaki Tire, Bayındır, Tepeköy, Ayasulug(Selçuk), İzmir gibi yerleşim merkeziyle, Ege Denizindeki limanlara bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunduğundan nüfusu hızla çoğalarak XVIII. yüzyılda bir Voyvodalık durumuna gelecektir.
    Burada Voyvoda ve Voyvodalık sözcükleri üzerinde kısaca durmak isteriz. Voyvoda sözcüğünün aslı Slavca olan Vojvoda'dan gelir. Asker sürücü, ordu komutanı anlamlarında kullnılmıştır. Osmanlılar Eflak ve Boğdan Beylerine bu adı verdikleri gibi, kesime verilen bir yerin vergilerini toplamakla görevlendirilen kimselere de voyvoda demişlerdir. Ayrıca devletin iltizama verdiği mukataalarla, vezirlere ait hasların yıllık gelirini toplayan kimselere de voyvoda denirdi(2). XVIII. yüzyılda ve XIX. yüzyılın başlarında kaza düzeyindeki yönetim birimleri voyvodalarla yönetilirdi. Voyvodaların yönettiği bölgeye da voyvodalık denildi.
    Ödemiş'in XVIII. yüzyılda merkezi Aydın Güzelhisar kenti olan Aydın Livasına bağlı bir voyvodalık olduğu kesindir. 1795 yılından itibaren Ödemiş'in eski voyvodalarından adını saptandığımız kişiler Kara Hasan Ağa, Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa, Cin Ali Ağa, İbrahim Ağa ve Bayındırlı Mehmet Ağa'dır. Muhammed Ağa, 1760'li, 1770'li yıllarda Adagide (Ovakent) merkezli zaptiye amirliği yapan Kılcı Hasan Ağa'nın oğludur. Kılcı Hasan Ağa'nın oğlu Seyyid Muhammed Ağa'nın Ödemiş voyvodası olduğunu kanıtlayacak en önemli belge ise 1810 miladi yılında genişletip, yenileşmesine neden olduğu ve kendi adıyla söylenen bir vakıf da kurduğu Bademli Aşıklaroba mahallesindeki Kılcı Camii'nin girişindeki kitabede bulunan "Baisi tecdit tevsi camii şerif/ Ödemiş Voyvodası Kılcızade/Esseyid Muhammed Ağa / Sene 1226" iadesidir(4). Adagide'nin (Ovakent) kuzey doğusunda Çatalarmut ile Karahayıt arasındaki alan tapu kayıtlarında Kılcı çiftliği mevkii olarak geçer. Şimdi Kılcı ailesindeki kimsenin bir zamanlar çiftlik olan bu yerde toprağı yoktur.
    Ödemiş voyvodası Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa'nın 48 yıl yaşadığı ve miladi 1812 yılında vefat ettiği biliniyor. Erken yaşta öldüğüne göre voyvadalık görevini sürdürdüğü bir sırada aniden vefat etmiş olmalıdır.Mezarı Bademli'dedir.
    Burada "seyyid" sözcüğü üzerinde de durmak isteriz. Seyyid, Peygamber Hz. Muhammed'in soyundan olan kimseler için kullanılan Arapça kökenli olması gerekir. Fakat işin aslı öyle değildir. Seyyid sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu döneminde "Efendi, Ağa" yerine de kullanılıyordu(5). Voyvoda Kılcızade Muhammed Ağa Türk kökenliydi ve Seyyid sözcüğünü "Efendi" anlamında kullanmıştı. 
Ouinet ve Texier'e göre Ödemiş kasabasının nüfusu 1800 yıllarında başlayarak hızla arttı ve kent kuzey batısındaki antik Hypaipa (Günlüce) şehrinn mermerlerinden yararlanılarak onarıldı. XIX. Yüzyılda Ödemiş'in bir voyvodalık olduğu kesindir. 1820 tarihli Aydın Livasında bulunan memleketler: Birgi, Balyambolu, Bademiye, Keles ve Ödemiş olarak belirtilir(6).
XIX. yüzyılın birinci çeyreğinde Aydın bölgesinde Atçalı Kel Mehmet Efe ayaklanmış, hayli yandaş toplamış, hatta Küçükmenderes havzasındaki Tire, Bayındır, Balyambolu, Birgi Atçalı Kel Mehmet Efe'nin elebaşlarından Çakmakoğlu şecereli Mehmet komutasındaki bir kaç yüz neferlik kuvvet tarafından, Ödemiş ise Atçalı Kel Mehmet Efe'nin muhtelif kolları tarafından 1828'de zapt edilmiştir. Bu nedenle adı geçen yerlerdeki voyvoda, kadı, naib, müftü gibi yöneticiler yöreyi terk etmişlerdir. Bu durum 1829'da Bayındır, Birgi, Ödemiş ve Tire'nin Yetim Mehmet Ağa tarafından geri alınmasıyla son bulur(7).
Dipnotları:
1-Behiç Galip Yavuz, Ödemiş tarihi, III. Baskı, Ödemiş-1998 s.161-163.
2-M.Çağatay Uluçay, Tarih Ansiklopedisi, İstanbul-1961,s.588
3-Ödemiş Voyvodası Seyyid Muhammed Ağa hakkındaki bilgiler torunu Sayın Kemal Kılcı'dan derlenmiştir.
4-Behiç Galip Yavuz, Bademli Rehberi, İzmir-1998,s.60
5-Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, İstanbul-1959 s.642
6-Dr. Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara-1968
7-Çağatay Uluçay, Atçalı Kel Mehmed, İstanbul-1968
ÖDEMİŞ KENT TARİHİ 2
    1831 yılında Osmanlı İmparatorluğundan yapılan nüfus sayımında Ödemiş kaza merkezi olarak görülür. 
Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Navarin'de donanmasının yakılması üzerine Osmanlı Sultanı II. Mahmud'dan Suriye valiliğini istemesi ile başlayan anlaşmazlık, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa yönetiminde bir orduyu Suriye'ye göndermesi ile sürdü. Mısır Seraskeri İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu 1832'de geçidinde ve 1833'de konya Savaşı'nda yendi. Konya'yı ele geçirip, Kütahya'ya girdi. Batı Anadolu'da hiyerarşik bir hükümet teşkilatlanmasına gitti. 1833'de Osmanlı Devleti'nin hükmü Anadolu'da hemen hemen silinmişti. Aydın Sancağı'na Süeyman Bey Mütesellim atanarak, Osmanlı mütesellimi görevinden alındı (8). Ödemiş de içinde olmak üzere kazalardaki voyvodalıklara Mısır Seraskeri İbrahim Paşa'nın adamlarından atamalar yapıldı. Mütesellimliklere Mısır ordusuna bağlı askerler getirilerek bölge denetim altına tutuldu. Osmanlı gelir kaynakları Mısır Seraskerliği gelir laynaklarına dönüştürüldü. Mısır geçici hükümetinin gelmesiyle Ödemiş yöresinde huzursuzluk artmış, ekonomik bakımdan büyük bir darbe yenilmiş, soygunlar çoğalmıştır. Bu durum 1834 yılına değin sürdü. Bunan sonra Osmanlı'nın hükmü yeniden Ödemiş ve yöresinde geçmeye başladı. 
1841'de Ödemiş'e gelen Charles Felix Marie Texier kenti şöyle tanımlar: "En sonunda Bayındır'dan doğu ve kuzey doğu yönünde altı fersah uzakta olan Ödemiş adındaki büyük şehre geldik. Ödemiş'in 8000'den çok nüfusu vardır. 1200 ev Türk, 700 ev Rum ve 40 ev kadar da ermeni'dir(9)

    Ödemiş'in Sungurlu yöresindeki modern kabristanda mezarı bulunan ve kitabesinden Rumi: 1285, miladi:1869'da vefat ettiği anlaşılan Vamık Efendi de Ödemiş'in eski yöneticilerden birisidir. Gerek Voyvoda Muhammed Ağa'nın ve gerekse Kaymakam Vamık Efendi'nin tarafımızdan bilinip, tanınması Ödemiş'te vefat ederek bu yöreye defin edilmeleri ve kabirlerinin günümüze kadar ulaşmış olmasıdır. 
1843'de Ödemiş kenti yönetim bakımından merkezi Güzelhisar olan Aydın Eyaletine bağlıydı. 1850'de Ödemiş'i de içine alan vilayetin adı Aydın, merkezi İzmir oldu. 1867'deki Vilayetler İdaresi kanunu ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim bölünmesi değişmiş, Birgi, Keles, Balyambolu kaza olmaktan çıkarılarak, Ödemiş kazasına bağlı nahiye (bucak) durumuna getirilmişlerdir. 

    XIX. yüzyılın ikinci yarısında balkan toplulukarında görülen ayrılıkçı hareketler ve çeteleşme bazı Türk ailelerini rahatsız ettiği gibi, 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) sonucu Balkanlar'dan birçok soydaşımız ve Kırım'dan Türk kökenli Tatar ailelerinden bazıları Ödemiş'e gelerek yerleşmişlerdir. Tatarlar, Üçeylül mahallesi Kırımlı sokağın olduğu yeri satın alarak karşılıklı evler yapıp, bir sokak oluşturmuşlardır. ve sokağın her iki ucuna büyük kapılar yapmışlardır. Bugün bile bu sokağın adı "Kırım Sokağı" dır. 
Ödemiş'te Türkmen mahallesindeki Halepli çıkmazına girerken solda bulunan yapı eski Ödemiş voyvodalarının "Ağa konağı" olarak kullanılmıştır. XIX. yüzyılın son çeyreğinde bu Konak yetersiz kalınca "Emmioğlu Konağı" Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır. 
Ödemiş'te ilk belediye teşkilatı 1876'da kuruldu. İlk belediye binası 1897'de yapıldı. 1881 yılının kaymakamı: Rüstem Efendi, belediye Başkanı Hacı Mustafa Ağa'dır. 1888'de Torbalı'dan ayrılan demiryolu hattı Bayındır, Tire ve Ödemiş'e kadar uzandı. Ödemiş'teki eski istasyonun yapımı da aynı yılda gerçekleşti.

    1888'de Ödemiş Kaymakamı: Hakkı Bey, belediye başkanı ise: Hacı Ali Efendi'dir. 1892'de Kaymakam: İsmail Hakkı Bey Belediye Başkanı: Zühtü Efendi olmuştur. 1892'de Ödemiş kazasına bağlı Birgi, Balyambolu, Keles adlarında üç nahiyesi 124 kariyesi (köyü) bulunmaktaydı. Ödemiş kentinin nüfusu 4679 erkek, 4451 kadın olmak üzere toplam 9130 idi. Bina sayısı 1983 olup, kazanın nahiye ve kariyeleri ile genel nüfusu 29592'si erkek, 29118'i kadın olarak toplamm:58710 idi. Bu nüfusun 53847'sini Türkler, 4863'ünü Rum ve Ermeniler oluşturmaktaydı. 1892'de Ödemiş'te Belediyeye ait 20 yataklı hastahane kuruldu. Ödemiş'te geceleri yakılmakta olan sokak fenerlerinin sayısı 168 idi. 

    1895'de Ödemiş kaymakamı yine İsmail Hakkı Bey'dir. Belediye başkanı: Ahmet Efendi'dir. Aynı yılda Hacı Abdullatif Efendi tarafından Ödemiş'te Kırlıoğlu Camii yaptırıldı.

    1897'de kaymakam: Hasan Hüsnü Bey, belediye başkanı: Raşit Efendi'dir. 1901 yılında Ödemiş kaymakamı Mehmet Rıza Efendi, belediye başkanı: Ali Haydar Bey'dir. XX yüzyılın başında Ödemiş kenti şöyle bir durum ortaya koyuyordu: Mahalleleri Hamam (Emmioğlu), Hacı İmam (Umur Bey), Katırcılar (Mimar Sinan), Meşrutiyet, Bengisu, Şimdiki Hastane caddesi veuzun sokak Rum mahallesini oluşturuyordu. Yanan iyi sinema (şimdiki Yalgın düğün salonunun olduğu yerder) Rum kilisesiydi. O zaman belediye binası şimdiki postahanenin karşısında Vakıflar Bankası'nın doğusundaydı. Hükümet binası ise Ekin Pazarı'nda (şimdi bu yerde Telekom binası vardır), hamamın yanındaydı ve o zamanki Postahane de onun karşısındaydı. O mevkiye "Konak ön" denilir ve o zamanki törenler Konak önü alanında yapılırdı. Şimdiki hastanenenin karşısındaki göçmen evlerinin bulunduğu Atatürk İlköğretim okulunun içine alan saha Askeri Kışlaydı. Eski Ödemiş pazarı ise Cumartesi günleri Konak önünde, Ekin pazarında kurulurdu. Ödemiş'in o zamanki caddeleri: Manyası Caddesi (şimdiki Katırcı sokağı), Gageçlik mevkii (İzmir yolu) Çatalyolu (eski istasyon caddesi, caddelerin en işleğiydi), Arap Kazıkları caddesi (Yayla Caddesi), Beşgöz yolu (Birgi Caddesi), Yıldız Oteli caddesi ise Kendir Pazarıydı ve deveci hanları vardı. (10)

    1901 yılında Ödemiş kentinde 3517 hane, 871 dükkan, 27 han, 3 hamam, 1 zeytinyağı fabrikası, 1 un değirmeni,1 tasirhane vardı. Ayrıca kentte 1 Hükümet Konağı, 5 Karakol, 1 Ziraat Bankası, 1 telgrafhane, 1 tekke, 1 kütüphane, 4 kilise, 3 guraba hastahanesi, 2 rüştiye okulu, 38 medrese, 3 erkek ilkokulu, 2 kız ilkokulu, garimüslümlere ait okul yapılmıştı. Kentte redif 47. alayın 4. taburu da bulunuyordu. 
1904'de Belediye Başkanı Ali Haydar Efendi'dir. Kentin nüfusu 15981, kazanın genel nüfusu 67582'dir. 1906 yılından, 1914 yılına kadar Ödemiş kazasının "Liva" olan tartışmaları yaşanmış, 1910'da ikinci sınıf kazalar içinde yer almış, 1914 yılında birinci sınıf kaymakamlığa yükseltilmiştir. Çarkıcalı Mehmet Efe tarafından Ödemiş'te yapımına başlanan Yeni Camii, 1912'de Hacı Abdi Ağa tarafından Çağlayanlı Mehmet ustaya tamamlattırılmıştır. 1916'da Kanab Ali oğlu Hacı Ali Efendi tarafından Mustafa çakır ustaya Ödemiş'teki Tekeli Camii yaptırıldı. Bu arada görev sürelerini saptayamadığımız Helvacıoğlu Ali Efendi, İstanbul'lu Rauf Bey ve Başçavuşoğlu Şerif Efendi Ödemiş'te Belediye Başkanlıklarında bulundular. 1918'de Ödemiş kaymakamı Zühtü Bey'dir. 28 Mart 1919'dan, 1 Haziran 1919'a kadar kaymakmlığı Bekir Sami (Baran) Bey yapmıştır.  
     1 Haziran 1919'da Ödemiş Yunan ordusu tarafından işgal edildiğinden hükümet Yunanlılar'ın eline geçmiş ve bu durum 3 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. Türk Ordusu'nun Büyük Utkusundan sonra 3 Eylül 1922'de Yunalılar Ödemiş'i boşalttılar. Ankara'daki yeni hükümet 1922'de Ödemiş Kaymakamı olarak Osman Nuri Tekelli Bey'i atadı. Osman Nuri Tekelli Bey 1928 yılına kadar kaymakamlık yaptı. 5 Mart 1923-31 Mart 1923 tarihleri arasında Belediye Başkanı Mehmet Şükrü Saraçoğlu, 1 Nisan 1923-5 Mart 1927 tarihleri arasında Belediye başkanı Ragıp Mısırlıoğlu'dur. 1925'de Ödemiş kaymakamı Recep Bey'dir. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Ödemiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin, İzmir ilinin, bir ilçesi olmuştur. 

Dipnotları:
8-A.Munis Armağan, Batı Anadolu tarihinde İlginç Olaylar, İzmir-1984
9-Charles Felix Marie Texier, Description de 1'Asia Minor, Cilt:III, Paris-1870
10-XX. Yüzyılın başlarındaki Ödemiş kenti için bilgi, emekli din görevlisi Hafız Hacı rahmetli Şevket Vanlı'dan derlenmiştir. 

Behiç Galip YAVUZ
Tarihçi - Araştırmacı Yazar
Katkılarından dolayı Sayın Behiç Galip YAVUZ hocamıza teşekkürler...
    Bir kentin eskiliği, onun kuruluşu ile başlangıç kazanır. Kentlerin kuruluşu ise çok gerilere klasik, arkaik, hatta prehistorik (tarih öncesi) devirlere değin uzanabilir. Kentler ya bir halkın uygun bir coğrafi mekanı benimseyip topluca yerleşimi ile oluşmuş; ya bir yöneticinin (kral, imparator gibi) kendi adına bir kent kurma düşüncesi ile kurulmuş (örnek: Roma İmparatoru Hadrianus'un kurduğu Hadrianapolis yani bugünkü Edirne, yine Roma İmparatoru Konstantin'in kurduğu Kostantinapolis yani bugünkü İstanbul gibi); ya her dönemde kutsal sayılan bir mekana insanların yerleşmeleri ve çoğalmaları ile ortaya çıkmış; ya da önceleri küçük bir köy topluluğu iken zaman içinde türlü nedenlerle nüfusunun kabarması sonucu kent topluluğu biçimine dönüşmüştür.
    İşte yazımıza konu olan Ödemiş bu son nedenle kurularak, zaman sürecinde kentleşme olgusuna kavuşmuştur. Ödemiş, Ortaçağ'da çok küçük bir yerleşim birimi iken, yüzyıllar sonra bugünkü durumunu alan yeni kenttir.
    XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde Ödemiş o sıralarda metruk ve bugün durak istasyonu çevresinde Süleyman köyüne (bugün u köy yoktur) bağlı altı hisse arazidenbir parçaydı. 8-10 evlik bir çiftlikti ve halkı Rum asıllı 25-30 kişiden oluşmaktaydı.
    1334-1348 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği'nin ikinci hükümdarı Gazi I.Umur Bey'in sancaktarı İlyas Bey'e verildiğini o döneme ilişkin bir vakfiyedeki: "Nahiye-i Birgi'dir, Karye-i Süleyman, Kadıka-i İlyas" anlıyoruz.
    Otamış adlı bu yerin daha sonra XIV. yüzyılın ikinci yarısında Sofi Saruca'ya timar olarak verildiği 855 (hicri) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden anlaşılmaktadır.
    1390'da Aydınoğulları Beyliği Osmanlı Sultanı I.Beyazid tarafından ortadan kaldırılınca Aziz Bey'e verildiğini ve Otamış aldlı bir köy olduğu yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarına Ait Timar Defterindeki "Kariye- Otamış Timar-ı Kadı Asker" ifadesinden anlıyoruz.
    XV. yüzyıl başında Otamış kariyesi (köyü) şarapdar İskender Bey'in oğulları Yunus ve Yusuf Çelebilere birlikte timar olarak verilmiş olup, yılda biri eşküne giderdi. Otamış kariyesi bu sırada 27 evden oluşmaktaydı. 
    Yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden Otamış kariyesşnşn daha sonra Birgi'ye bağlı serbest timar oldğunu ve köyde vergi mükellefi 36 ev bulunduğunu çıkarıyoruz.
    991 (hicri) miladi 1583 tarihli Aydın Vakıflar Defterinden anladığımız kadarıyla Otamış kariyesi (köyü), Birgi kazasındaki bazı köyler gibi Mekke Hassı arasına alınıp, geliri vakfa verilmiştir. Bu durum Cumhuriyet yönetimindeki aşar vergisinin kaldırılmasına kadar sürmüştür. Birgili Müftü Arif Efendi vakfiyesine göre Ödemiş'in bulunduğu yer "Boyalık Timarı" adıyla kayda geçmiş ve İbrahim Ağa'nın sipahiliğine bırakılmıştır. 1671 yılında Küçükmendere Havzasına gelen Evliya Çelebi Ödemiş ya da Otamış kariyesinden söz etmez. Sanıyoruz ki Ödemiş o zaman göze batmayan bir köydü. 
    Ödemiş'in önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması o sıralarda havzada özellikle doğu kesiminde Ötemiş oymağı olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan Türkmenlerin 1684'den başlayarak bugünkü Ödemiş'in olduğu yerde sedanter gelmeleri ile oluştur(1). Kısaca XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde 8-10 evlik bir çiftlik olan bu yer, daha sonra köy topluluğu biçimini kazanacak, XVIII yüyılın yarısındaki yerleşmelerle kasaba kimliğine ulaşacaktır. Ödemiş'te ilk medre 1700 yılında Helvacı Ömer Ağa tarafından yaptırıldı. 1702'de Yeniköy'lü Bıçakzade Hacı Mustafa ağa tarafından Büyük Cami yaptırıldı. Gürcüzade Camii'nin (Küçük Cami) Gürcüzade Hacı Salih Efendi tarafından aynı yüzyılda yaptırıldığını sanıyoruz. Ödemiş hemen hemen bu iki caminin çevresinde kentleşti. 1704 tarihli Helvacıoğlu vakfiyesinde Ödemiş Birgi'ye bağlı bir köy olarak geçer.
    Ötemiş ya da daha sonraki söyleyiş biçimiyle Ödemiş, doğusundaki Alaşehir, Sarıgöl, Keles (Kiraz), Balyambolu (Beydağ), Birgi, Badmiye (Bademli), Adagide (Ovakent) gibi yerleşim merkezlerini ve bunlara bağlı köyleri batısındaki Tire, Bayındır, Tepeköy, Ayasulug(Selçuk), İzmir gibi yerleşim merkeziyle, Ege Denizindeki limanlara bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunduğundan nüfusu hızla çoğalarak XVIII. yüzyılda bir Voyvodalık durumuna gelecektir.
    Burada Voyvoda ve Voyvodalık sözcükleri üzerinde kısaca durmak isteriz. Voyvoda sözcüğünün aslı Slavca olan Vojvoda'dan gelir. Asker sürücü, ordu komutanı anlamlarında kullnılmıştır. Osmanlılar Eflak ve Boğdan Beylerine bu adı verdikleri gibi, kesime verilen bir yerin vergilerini toplamakla görevlendirilen kimselere de voyvoda demişlerdir. Ayrıca devletin iltizama verdiği mukataalarla, vezirlere ait hasların yıllık gelirini toplayan kimselere de voyvoda denirdi(2). XVIII. yüzyılda ve XIX. yüzyılın başlarında kaza düzeyindeki yönetim birimleri voyvodalarla yönetilirdi. Voyvodaların yönettiği bölgeye da voyvodalık denildi.
    Ödemiş'in XVIII. yüzyılda merkezi Aydın Güzelhisar kenti olan Aydın Livasına bağlı bir voyvodalık olduğu kesindir. 1795 yılından itibaren Ödemiş'in eski voyvodalarından adını saptandığımız kişiler Kara Hasan Ağa, Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa, Cin Ali Ağa, İbrahim Ağa ve Bayındırlı Mehmet Ağa'dır. Muhammed Ağa, 1760'li, 1770'li yıllarda Adagide (Ovakent) merkezli zaptiye amirliği yapan Kılcı Hasan Ağa'nın oğludur. Kılcı Hasan Ağa'nın oğlu Seyyid Muhammed Ağa'nın Ödemiş voyvodası olduğunu kanıtlayacak en önemli belge ise 1810 miladi yılında genişletip, yenileşmesine neden olduğu ve kendi adıyla söylenen bir vakıf da kurduğu Bademli Aşıklaroba mahallesindeki Kılcı Camii'nin girişindeki kitabede bulunan "Baisi tecdit tevsi camii şerif/ Ödemiş Voyvodası Kılcızade/Esseyid Muhammed Ağa / Sene 1226" iadesidir(4). Adagide'nin (Ovakent) kuzey doğusunda Çatalarmut ile Karahayıt arasındaki alan tapu kayıtlarında Kılcı çiftliği mevkii olarak geçer. Şimdi Kılcı ailesindeki kimsenin bir zamanlar çiftlik olan bu yerde toprağı yoktur.
    Ödemiş voyvodası Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa'nın 48 yıl yaşadığı ve miladi 1812 yılında vefat ettiği biliniyor. Erken yaşta öldüğüne göre voyvadalık görevini sürdürdüğü bir sırada aniden vefat etmiş olmalıdır.Mezarı Bademli'dedir.
    Burada "seyyid" sözcüğü üzerinde de durmak isteriz. Seyyid, Peygamber Hz. Muhammed'in soyundan olan kimseler için kullanılan Arapça kökenli olması gerekir. Fakat işin aslı öyle değildir. Seyyid sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu döneminde "Efendi, Ağa" yerine de kullanılıyordu(5). Voyvoda Kılcızade Muhammed Ağa Türk kökenliydi ve Seyyid sözcüğünü "Efendi" anlamında kullanmıştı. 
Ouinet ve Texier'e göre Ödemiş kasabasının nüfusu 1800 yıllarında başlayarak hızla arttı ve kent kuzey batısındaki antik Hypaipa (Günlüce) şehrinn mermerlerinden yararlanılarak onarıldı. XIX. Yüzyılda Ödemiş'in bir voyvodalık olduğu kesindir. 1820 tarihli Aydın Livasında bulunan memleketler: Birgi, Balyambolu, Bademiye, Keles ve Ödemiş olarak belirtilir(6).
XIX. yüzyılın birinci çeyreğinde Aydın bölgesinde Atçalı Kel Mehmet Efe ayaklanmış, hayli yandaş toplamış, hatta Küçükmenderes havzasındaki Tire, Bayındır, Balyambolu, Birgi Atçalı Kel Mehmet Efe'nin elebaşlarından Çakmakoğlu şecereli Mehmet komutasındaki bir kaç yüz neferlik kuvvet tarafından, Ödemiş ise Atçalı Kel Mehmet Efe'nin muhtelif kolları tarafından 1828'de zapt edilmiştir. Bu nedenle adı geçen yerlerdeki voyvoda, kadı, naib, müftü gibi yöneticiler yöreyi terk etmişlerdir. Bu durum 1829'da Bayındır, Birgi, Ödemiş ve Tire'nin Yetim Mehmet Ağa tarafından geri alınmasıyla son bulur(7).
Dipnotları:
1-Behiç Galip Yavuz, Ödemiş tarihi, III. Baskı, Ödemiş-1998 s.161-163.
2-M.Çağatay Uluçay, Tarih Ansiklopedisi, İstanbul-1961,s.588
3-Ödemiş Voyvodası Seyyid Muhammed Ağa hakkındaki bilgiler torunu Sayın Kemal Kılcı'dan derlenmiştir.
4-Behiç Galip Yavuz, Bademli Rehberi, İzmir-1998,s.60
5-Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, İstanbul-1959 s.642
6-Dr. Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara-1968
7-Çağatay Uluçay, Atçalı Kel Mehmed, İstanbul-1968
ÖDEMİŞ KENT TARİHİ 2
    1831 yılında Osmanlı İmparatorluğundan yapılan nüfus sayımında Ödemiş kaza merkezi olarak görülür. 
Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Navarin'de donanmasının yakılması üzerine Osmanlı Sultanı II. Mahmud'dan Suriye valiliğini istemesi ile başlayan anlaşmazlık, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa yönetiminde bir orduyu Suriye'ye göndermesi ile sürdü. Mısır Seraskeri İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu 1832'de geçidinde ve 1833'de konya Savaşı'nda yendi. Konya'yı ele geçirip, Kütahya'ya girdi. Batı Anadolu'da hiyerarşik bir hükümet teşkilatlanmasına gitti. 1833'de Osmanlı Devleti'nin hükmü Anadolu'da hemen hemen silinmişti. Aydın Sancağı'na Süeyman Bey Mütesellim atanarak, Osmanlı mütesellimi görevinden alındı (8). Ödemiş de içinde olmak üzere kazalardaki voyvodalıklara Mısır Seraskeri İbrahim Paşa'nın adamlarından atamalar yapıldı. Mütesellimliklere Mısır ordusuna bağlı askerler getirilerek bölge denetim altına tutuldu. Osmanlı gelir kaynakları Mısır Seraskerliği gelir laynaklarına dönüştürüldü. Mısır geçici hükümetinin gelmesiyle Ödemiş yöresinde huzursuzluk artmış, ekonomik bakımdan büyük bir darbe yenilmiş, soygunlar çoğalmıştır. Bu durum 1834 yılına değin sürdü. Bunan sonra Osmanlı'nın hükmü yeniden Ödemiş ve yöresinde geçmeye başladı. 
1841'de Ödemiş'e gelen Charles Felix Marie Texier kenti şöyle tanımlar: "En sonunda Bayındır'dan doğu ve kuzey doğu yönünde altı fersah uzakta olan Ödemiş adındaki büyük şehre geldik. Ödemiş'in 8000'den çok nüfusu vardır. 1200 ev Türk, 700 ev Rum ve 40 ev kadar da ermeni'dir(9)

    Ödemiş'in Sungurlu yöresindeki modern kabristanda mezarı bulunan ve kitabesinden Rumi: 1285, miladi:1869'da vefat ettiği anlaşılan Vamık Efendi de Ödemiş'in eski yöneticilerden birisidir. Gerek Voyvoda Muhammed Ağa'nın ve gerekse Kaymakam Vamık Efendi'nin tarafımızdan bilinip, tanınması Ödemiş'te vefat ederek bu yöreye defin edilmeleri ve kabirlerinin günümüze kadar ulaşmış olmasıdır. 
1843'de Ödemiş kenti yönetim bakımından merkezi Güzelhisar olan Aydın Eyaletine bağlıydı. 1850'de Ödemiş'i de içine alan vilayetin adı Aydın, merkezi İzmir oldu. 1867'deki Vilayetler İdaresi kanunu ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim bölünmesi değişmiş, Birgi, Keles, Balyambolu kaza olmaktan çıkarılarak, Ödemiş kazasına bağlı nahiye (bucak) durumuna getirilmişlerdir. 

    XIX. yüzyılın ikinci yarısında balkan toplulukarında görülen ayrılıkçı hareketler ve çeteleşme bazı Türk ailelerini rahatsız ettiği gibi, 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) sonucu Balkanlar'dan birçok soydaşımız ve Kırım'dan Türk kökenli Tatar ailelerinden bazıları Ödemiş'e gelerek yerleşmişlerdir. Tatarlar, Üçeylül mahallesi Kırımlı sokağın olduğu yeri satın alarak karşılıklı evler yapıp, bir sokak oluşturmuşlardır. ve sokağın her iki ucuna büyük kapılar yapmışlardır. Bugün bile bu sokağın adı "Kırım Sokağı" dır. 
Ödemiş'te Türkmen mahallesindeki Halepli çıkmazına girerken solda bulunan yapı eski Ödemiş voyvodalarının "Ağa konağı" olarak kullanılmıştır. XIX. yüzyılın son çeyreğinde bu Konak yetersiz kalınca "Emmioğlu Konağı" Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır. 
Ödemiş'te ilk belediye teşkilatı 1876'da kuruldu. İlk belediye binası 1897'de yapıldı. 1881 yılının kaymakamı: Rüstem Efendi, belediye Başkanı Hacı Mustafa Ağa'dır. 1888'de Torbalı'dan ayrılan demiryolu hattı Bayındır, Tire ve Ödemiş'e kadar uzandı. Ödemiş'teki eski istasyonun yapımı da aynı yılda gerçekleşti.

    1888'de Ödemiş Kaymakamı: Hakkı Bey, belediye başkanı ise: Hacı Ali Efendi'dir. 1892'de Kaymakam: İsmail Hakkı Bey Belediye Başkanı: Zühtü Efendi olmuştur. 1892'de Ödemiş kazasına bağlı Birgi, Balyambolu, Keles adlarında üç nahiyesi 124 kariyesi (köyü) bulunmaktaydı. Ödemiş kentinin nüfusu 4679 erkek, 4451 kadın olmak üzere toplam 9130 idi. Bina sayısı 1983 olup, kazanın nahiye ve kariyeleri ile genel nüfusu 29592'si erkek, 29118'i kadın olarak toplamm:58710 idi. Bu nüfusun 53847'sini Türkler, 4863'ünü Rum ve Ermeniler oluşturmaktaydı. 1892'de Ödemiş'te Belediyeye ait 20 yataklı hastahane kuruldu. Ödemiş'te geceleri yakılmakta olan sokak fenerlerinin sayısı 168 idi. 

    1895'de Ödemiş kaymakamı yine İsmail Hakkı Bey'dir. Belediye başkanı: Ahmet Efendi'dir. Aynı yılda Hacı Abdullatif Efendi tarafından Ödemiş'te Kırlıoğlu Camii yaptırıldı.

    1897'de kaymakam: Hasan Hüsnü Bey, belediye başkanı: Raşit Efendi'dir. 1901 yılında Ödemiş kaymakamı Mehmet Rıza Efendi, belediye başkanı: Ali Haydar Bey'dir. XX yüzyılın başında Ödemiş kenti şöyle bir durum ortaya koyuyordu: Mahalleleri Hamam (Emmioğlu), Hacı İmam (Umur Bey), Katırcılar (Mimar Sinan), Meşrutiyet, Bengisu, Şimdiki Hastane caddesi veuzun sokak Rum mahallesini oluşturuyordu. Yanan iyi sinema (şimdiki Yalgın düğün salonunun olduğu yerder) Rum kilisesiydi. O zaman belediye binası şimdiki postahanenin karşısında Vakıflar Bankası'nın doğusundaydı. Hükümet binası ise Ekin Pazarı'nda (şimdi bu yerde Telekom binası vardır), hamamın yanındaydı ve o zamanki Postahane de onun karşısındaydı. O mevkiye "Konak ön" denilir ve o zamanki törenler Konak önü alanında yapılırdı. Şimdiki hastanenenin karşısındaki göçmen evlerinin bulunduğu Atatürk İlköğretim okulunun içine alan saha Askeri Kışlaydı. Eski Ödemiş pazarı ise Cumartesi günleri Konak önünde, Ekin pazarında kurulurdu. Ödemiş'in o zamanki caddeleri: Manyası Caddesi (şimdiki Katırcı sokağı), Gageçlik mevkii (İzmir yolu) Çatalyolu (eski istasyon caddesi, caddelerin en işleğiydi), Arap Kazıkları caddesi (Yayla Caddesi), Beşgöz yolu (Birgi Caddesi), Yıldız Oteli caddesi ise Kendir Pazarıydı ve deveci hanları vardı. (10)

    1901 yılında Ödemiş kentinde 3517 hane, 871 dükkan, 27 han, 3 hamam, 1 zeytinyağı fabrikası, 1 un değirmeni,1 tasirhane vardı. Ayrıca kentte 1 Hükümet Konağı, 5 Karakol, 1 Ziraat Bankası, 1 telgrafhane, 1 tekke, 1 kütüphane, 4 kilise, 3 guraba hastahanesi, 2 rüştiye okulu, 38 medrese, 3 erkek ilkokulu, 2 kız ilkokulu, garimüslümlere ait okul yapılmıştı. Kentte redif 47. alayın 4. taburu da bulunuyordu. 
1904'de Belediye Başkanı Ali Haydar Efendi'dir. Kentin nüfusu 15981, kazanın genel nüfusu 67582'dir. 1906 yılından, 1914 yılına kadar Ödemiş kazasının "Liva" olan tartışmaları yaşanmış, 1910'da ikinci sınıf kazalar içinde yer almış, 1914 yılında birinci sınıf kaymakamlığa yükseltilmiştir. Çarkıcalı Mehmet Efe tarafından Ödemiş'te yapımına başlanan Yeni Camii, 1912'de Hacı Abdi Ağa tarafından Çağlayanlı Mehmet ustaya tamamlattırılmıştır. 1916'da Kanab Ali oğlu Hacı Ali Efendi tarafından Mustafa çakır ustaya Ödemiş'teki Tekeli Camii yaptırıldı. Bu arada görev sürelerini saptayamadığımız Helvacıoğlu Ali Efendi, İstanbul'lu Rauf Bey ve Başçavuşoğlu Şerif Efendi Ödemiş'te Belediye Başkanlıklarında bulundular. 1918'de Ödemiş kaymakamı Zühtü Bey'dir. 28 Mart 1919'dan, 1 Haziran 1919'a kadar kaymakmlığı Bekir Sami (Baran) Bey yapmıştır.  
     1 Haziran 1919'da Ödemiş Yunan ordusu tarafından işgal edildiğinden hükümet Yunanlılar'ın eline geçmiş ve bu durum 3 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. Türk Ordusu'nun Büyük Utkusundan sonra 3 Eylül 1922'de Yunalılar Ödemiş'i boşalttılar. Ankara'daki yeni hükümet 1922'de Ödemiş Kaymakamı olarak Osman Nuri Tekelli Bey'i atadı. Osman Nuri Tekelli Bey 1928 yılına kadar kaymakamlık yaptı. 5 Mart 1923-31 Mart 1923 tarihleri arasında Belediye Başkanı Mehmet Şükrü Saraçoğlu, 1 Nisan 1923-5 Mart 1927 tarihleri arasında Belediye başkanı Ragıp Mısırlıoğlu'dur. 1925'de Ödemiş kaymakamı Recep Bey'dir. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Ödemiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin, İzmir ilinin, bir ilçesi olmuştur. 

Dipnotları:
8-A.Munis Armağan, Batı Anadolu tarihinde İlginç Olaylar, İzmir-1984
9-Charles Felix Marie Texier, Description de 1'Asia Minor, Cilt:III, Paris-1870
10-XX. Yüzyılın başlarındaki Ödemiş kenti için bilgi, emekli din görevlisi Hafız Hacı rahmetli Şevket Vanlı'dan derlenmiştir. 

Behiç Galip YAVUZ
Tarihçi - Araştırmacı Yazar
Katkılarından dolayı Sayın Behiç Galip YAVUZ hocamıza teşekkürler...
    Bir kentin eskiliği, onun kuruluşu ile başlangıç kazanır. Kentlerin kuruluşu ise çok gerilere klasik, arkaik, hatta prehistorik (tarih öncesi) devirlere değin uzanabilir. Kentler ya bir halkın uygun bir coğrafi mekanı benimseyip topluca yerleşimi ile oluşmuş; ya bir yöneticinin (kral, imparator gibi) kendi adına bir kent kurma düşüncesi ile kurulmuş (örnek: Roma İmparatoru Hadrianus'un kurduğu Hadrianapolis yani bugünkü Edirne, yine Roma İmparatoru Konstantin'in kurduğu Kostantinapolis yani bugünkü İstanbul gibi); ya her dönemde kutsal sayılan bir mekana insanların yerleşmeleri ve çoğalmaları ile ortaya çıkmış; ya da önceleri küçük bir köy topluluğu iken zaman içinde türlü nedenlerle nüfusunun kabarması sonucu kent topluluğu biçimine dönüşmüştür.
    İşte yazımıza konu olan Ödemiş bu son nedenle kurularak, zaman sürecinde kentleşme olgusuna kavuşmuştur. Ödemiş, Ortaçağ'da çok küçük bir yerleşim birimi iken, yüzyıllar sonra bugünkü durumunu alan yeni kenttir.
    XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde Ödemiş o sıralarda metruk ve bugün durak istasyonu çevresinde Süleyman köyüne (bugün u köy yoktur) bağlı altı hisse arazidenbir parçaydı. 8-10 evlik bir çiftlikti ve halkı Rum asıllı 25-30 kişiden oluşmaktaydı.
    1334-1348 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği'nin ikinci hükümdarı Gazi I.Umur Bey'in sancaktarı İlyas Bey'e verildiğini o döneme ilişkin bir vakfiyedeki: "Nahiye-i Birgi'dir, Karye-i Süleyman, Kadıka-i İlyas" anlıyoruz.
    Otamış adlı bu yerin daha sonra XIV. yüzyılın ikinci yarısında Sofi Saruca'ya timar olarak verildiği 855 (hicri) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden anlaşılmaktadır.
    1390'da Aydınoğulları Beyliği Osmanlı Sultanı I.Beyazid tarafından ortadan kaldırılınca Aziz Bey'e verildiğini ve Otamış aldlı bir köy olduğu yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarına Ait Timar Defterindeki "Kariye- Otamış Timar-ı Kadı Asker" ifadesinden anlıyoruz.
    XV. yüzyıl başında Otamış kariyesi (köyü) şarapdar İskender Bey'in oğulları Yunus ve Yusuf Çelebilere birlikte timar olarak verilmiş olup, yılda biri eşküne giderdi. Otamış kariyesi bu sırada 27 evden oluşmaktaydı. 
    Yine 855 (H) tarihli Mufassal Aydın ve Civarının Timar Defterinden Otamış kariyesşnşn daha sonra Birgi'ye bağlı serbest timar oldğunu ve köyde vergi mükellefi 36 ev bulunduğunu çıkarıyoruz.
    991 (hicri) miladi 1583 tarihli Aydın Vakıflar Defterinden anladığımız kadarıyla Otamış kariyesi (köyü), Birgi kazasındaki bazı köyler gibi Mekke Hassı arasına alınıp, geliri vakfa verilmiştir. Bu durum Cumhuriyet yönetimindeki aşar vergisinin kaldırılmasına kadar sürmüştür. Birgili Müftü Arif Efendi vakfiyesine göre Ödemiş'in bulunduğu yer "Boyalık Timarı" adıyla kayda geçmiş ve İbrahim Ağa'nın sipahiliğine bırakılmıştır. 1671 yılında Küçükmendere Havzasına gelen Evliya Çelebi Ödemiş ya da Otamış kariyesinden söz etmez. Sanıyoruz ki Ödemiş o zaman göze batmayan bir köydü. 
    Ödemiş'in önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması o sıralarda havzada özellikle doğu kesiminde Ötemiş oymağı olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan Türkmenlerin 1684'den başlayarak bugünkü Ödemiş'in olduğu yerde sedanter gelmeleri ile oluştur(1). Kısaca XIV. yüzyılın birinci çeyreğinde 8-10 evlik bir çiftlik olan bu yer, daha sonra köy topluluğu biçimini kazanacak, XVIII yüyılın yarısındaki yerleşmelerle kasaba kimliğine ulaşacaktır. Ödemiş'te ilk medre 1700 yılında Helvacı Ömer Ağa tarafından yaptırıldı. 1702'de Yeniköy'lü Bıçakzade Hacı Mustafa ağa tarafından Büyük Cami yaptırıldı. Gürcüzade Camii'nin (Küçük Cami) Gürcüzade Hacı Salih Efendi tarafından aynı yüzyılda yaptırıldığını sanıyoruz. Ödemiş hemen hemen bu iki caminin çevresinde kentleşti. 1704 tarihli Helvacıoğlu vakfiyesinde Ödemiş Birgi'ye bağlı bir köy olarak geçer.
    Ötemiş ya da daha sonraki söyleyiş biçimiyle Ödemiş, doğusundaki Alaşehir, Sarıgöl, Keles (Kiraz), Balyambolu (Beydağ), Birgi, Badmiye (Bademli), Adagide (Ovakent) gibi yerleşim merkezlerini ve bunlara bağlı köyleri batısındaki Tire, Bayındır, Tepeköy, Ayasulug(Selçuk), İzmir gibi yerleşim merkeziyle, Ege Denizindeki limanlara bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunduğundan nüfusu hızla çoğalarak XVIII. yüzyılda bir Voyvodalık durumuna gelecektir.
    Burada Voyvoda ve Voyvodalık sözcükleri üzerinde kısaca durmak isteriz. Voyvoda sözcüğünün aslı Slavca olan Vojvoda'dan gelir. Asker sürücü, ordu komutanı anlamlarında kullnılmıştır. Osmanlılar Eflak ve Boğdan Beylerine bu adı verdikleri gibi, kesime verilen bir yerin vergilerini toplamakla görevlendirilen kimselere de voyvoda demişlerdir. Ayrıca devletin iltizama verdiği mukataalarla, vezirlere ait hasların yıllık gelirini toplayan kimselere de voyvoda denirdi(2). XVIII. yüzyılda ve XIX. yüzyılın başlarında kaza düzeyindeki yönetim birimleri voyvodalarla yönetilirdi. Voyvodaların yönettiği bölgeye da voyvodalık denildi.
    Ödemiş'in XVIII. yüzyılda merkezi Aydın Güzelhisar kenti olan Aydın Livasına bağlı bir voyvodalık olduğu kesindir. 1795 yılından itibaren Ödemiş'in eski voyvodalarından adını saptandığımız kişiler Kara Hasan Ağa, Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa, Cin Ali Ağa, İbrahim Ağa ve Bayındırlı Mehmet Ağa'dır. Muhammed Ağa, 1760'li, 1770'li yıllarda Adagide (Ovakent) merkezli zaptiye amirliği yapan Kılcı Hasan Ağa'nın oğludur. Kılcı Hasan Ağa'nın oğlu Seyyid Muhammed Ağa'nın Ödemiş voyvodası olduğunu kanıtlayacak en önemli belge ise 1810 miladi yılında genişletip, yenileşmesine neden olduğu ve kendi adıyla söylenen bir vakıf da kurduğu Bademli Aşıklaroba mahallesindeki Kılcı Camii'nin girişindeki kitabede bulunan "Baisi tecdit tevsi camii şerif/ Ödemiş Voyvodası Kılcızade/Esseyid Muhammed Ağa / Sene 1226" iadesidir(4). Adagide'nin (Ovakent) kuzey doğusunda Çatalarmut ile Karahayıt arasındaki alan tapu kayıtlarında Kılcı çiftliği mevkii olarak geçer. Şimdi Kılcı ailesindeki kimsenin bir zamanlar çiftlik olan bu yerde toprağı yoktur.
    Ödemiş voyvodası Kılcızade Seyyid Muhammed Ağa'nın 48 yıl yaşadığı ve miladi 1812 yılında vefat ettiği biliniyor. Erken yaşta öldüğüne göre voyvadalık görevini sürdürdüğü bir sırada aniden vefat etmiş olmalıdır.Mezarı Bademli'dedir.
    Burada "seyyid" sözcüğü üzerinde de durmak isteriz. Seyyid, Peygamber Hz. Muhammed'in soyundan olan kimseler için kullanılan Arapça kökenli olması gerekir. Fakat işin aslı öyle değildir. Seyyid sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu döneminde "Efendi, Ağa" yerine de kullanılıyordu(5). Voyvoda Kılcızade Muhammed Ağa Türk kökenliydi ve Seyyid sözcüğünü "Efendi" anlamında kullanmıştı. 
Ouinet ve Texier'e göre Ödemiş kasabasının nüfusu 1800 yıllarında başlayarak hızla arttı ve kent kuzey batısındaki antik Hypaipa (Günlüce) şehrinn mermerlerinden yararlanılarak onarıldı. XIX. Yüzyılda Ödemiş'in bir voyvodalık olduğu kesindir. 1820 tarihli Aydın Livasında bulunan memleketler: Birgi, Balyambolu, Bademiye, Keles ve Ödemiş olarak belirtilir(6).
XIX. yüzyılın birinci çeyreğinde Aydın bölgesinde Atçalı Kel Mehmet Efe ayaklanmış, hayli yandaş toplamış, hatta Küçükmenderes havzasındaki Tire, Bayındır, Balyambolu, Birgi Atçalı Kel Mehmet Efe'nin elebaşlarından Çakmakoğlu şecereli Mehmet komutasındaki bir kaç yüz neferlik kuvvet tarafından, Ödemiş ise Atçalı Kel Mehmet Efe'nin muhtelif kolları tarafından 1828'de zapt edilmiştir. Bu nedenle adı geçen yerlerdeki voyvoda, kadı, naib, müftü gibi yöneticiler yöreyi terk etmişlerdir. Bu durum 1829'da Bayındır, Birgi, Ödemiş ve Tire'nin Yetim Mehmet Ağa tarafından geri alınmasıyla son bulur(7).
Dipnotları:
1-Behiç Galip Yavuz, Ödemiş tarihi, III. Baskı, Ödemiş-1998 s.161-163.
2-M.Çağatay Uluçay, Tarih Ansiklopedisi, İstanbul-1961,s.588
3-Ödemiş Voyvodası Seyyid Muhammed Ağa hakkındaki bilgiler torunu Sayın Kemal Kılcı'dan derlenmiştir.
4-Behiç Galip Yavuz, Bademli Rehberi, İzmir-1998,s.60
5-Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, İstanbul-1959 s.642
6-Dr. Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara-1968
7-Çağatay Uluçay, Atçalı Kel Mehmed, İstanbul-1968
ÖDEMİŞ KENT TARİHİ 2
    1831 yılında Osmanlı İmparatorluğundan yapılan nüfus sayımında Ödemiş kaza merkezi olarak görülür. 
Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Navarin'de donanmasının yakılması üzerine Osmanlı Sultanı II. Mahmud'dan Suriye valiliğini istemesi ile başlayan anlaşmazlık, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa yönetiminde bir orduyu Suriye'ye göndermesi ile sürdü. Mısır Seraskeri İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu 1832'de geçidinde ve 1833'de konya Savaşı'nda yendi. Konya'yı ele geçirip, Kütahya'ya girdi. Batı Anadolu'da hiyerarşik bir hükümet teşkilatlanmasına gitti. 1833'de Osmanlı Devleti'nin hükmü Anadolu'da hemen hemen silinmişti. Aydın Sancağı'na Süeyman Bey Mütesellim atanarak, Osmanlı mütesellimi görevinden alındı (8). Ödemiş de içinde olmak üzere kazalardaki voyvodalıklara Mısır Seraskeri İbrahim Paşa'nın adamlarından atamalar yapıldı. Mütesellimliklere Mısır ordusuna bağlı askerler getirilerek bölge denetim altına tutuldu. Osmanlı gelir kaynakları Mısır Seraskerliği gelir laynaklarına dönüştürüldü. Mısır geçici hükümetinin gelmesiyle Ödemiş yöresinde huzursuzluk artmış, ekonomik bakımdan büyük bir darbe yenilmiş, soygunlar çoğalmıştır. Bu durum 1834 yılına değin sürdü. Bunan sonra Osmanlı'nın hükmü yeniden Ödemiş ve yöresinde geçmeye başladı. 
1841'de Ödemiş'e gelen Charles Felix Marie Texier kenti şöyle tanımlar: "En sonunda Bayındır'dan doğu ve kuzey doğu yönünde altı fersah uzakta olan Ödemiş adındaki büyük şehre geldik. Ödemiş'in 8000'den çok nüfusu vardır. 1200 ev Türk, 700 ev Rum ve 40 ev kadar da ermeni'dir(9)

    Ödemiş'in Sungurlu yöresindeki modern kabristanda mezarı bulunan ve kitabesinden Rumi: 1285, miladi:1869'da vefat ettiği anlaşılan Vamık Efendi de Ödemiş'in eski yöneticilerden birisidir. Gerek Voyvoda Muhammed Ağa'nın ve gerekse Kaymakam Vamık Efendi'nin tarafımızdan bilinip, tanınması Ödemiş'te vefat ederek bu yöreye defin edilmeleri ve kabirlerinin günümüze kadar ulaşmış olmasıdır. 
1843'de Ödemiş kenti yönetim bakımından merkezi Güzelhisar olan Aydın Eyaletine bağlıydı. 1850'de Ödemiş'i de içine alan vilayetin adı Aydın, merkezi İzmir oldu. 1867'deki Vilayetler İdaresi kanunu ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim bölünmesi değişmiş, Birgi, Keles, Balyambolu kaza olmaktan çıkarılarak, Ödemiş kazasına bağlı nahiye (bucak) durumuna getirilmişlerdir. 

    XIX. yüzyılın ikinci yarısında balkan toplulukarında görülen ayrılıkçı hareketler ve çeteleşme bazı Türk ailelerini rahatsız ettiği gibi, 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) sonucu Balkanlar'dan birçok soydaşımız ve Kırım'dan Türk kökenli Tatar ailelerinden bazıları Ödemiş'e gelerek yerleşmişlerdir. Tatarlar, Üçeylül mahallesi Kırımlı sokağın olduğu yeri satın alarak karşılıklı evler yapıp, bir sokak oluşturmuşlardır. ve sokağın her iki ucuna büyük kapılar yapmışlardır. Bugün bile bu sokağın adı "Kırım Sokağı" dır. 
Ödemiş'te Türkmen mahallesindeki Halepli çıkmazına girerken solda bulunan yapı eski Ödemiş voyvodalarının "Ağa konağı" olarak kullanılmıştır. XIX. yüzyılın son çeyreğinde bu Konak yetersiz kalınca "Emmioğlu Konağı" Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır. 
Ödemiş'te ilk belediye teşkilatı 1876'da kuruldu. İlk belediye binası 1897'de yapıldı. 1881 yılının kaymakamı: Rüstem Efendi, belediye Başkanı Hacı Mustafa Ağa'dır. 1888'de Torbalı'dan ayrılan demiryolu hattı Bayındır, Tire ve Ödemiş'e kadar uzandı. Ödemiş'teki eski istasyonun yapımı da aynı yılda gerçekleşti.

    1888'de Ödemiş Kaymakamı: Hakkı Bey, belediye başkanı ise: Hacı Ali Efendi'dir. 1892'de Kaymakam: İsmail Hakkı Bey Belediye Başkanı: Zühtü Efendi olmuştur. 1892'de Ödemiş kazasına bağlı Birgi, Balyambolu, Keles adlarında üç nahiyesi 124 kariyesi (köyü) bulunmaktaydı. Ödemiş kentinin nüfusu 4679 erkek, 4451 kadın olmak üzere toplam 9130 idi. Bina sayısı 1983 olup, kazanın nahiye ve kariyeleri ile genel nüfusu 29592'si erkek, 29118'i kadın olarak toplamm:58710 idi. Bu nüfusun 53847'sini Türkler, 4863'ünü Rum ve Ermeniler oluşturmaktaydı. 1892'de Ödemiş'te Belediyeye ait 20 yataklı hastahane kuruldu. Ödemiş'te geceleri yakılmakta olan sokak fenerlerinin sayısı 168 idi. 

    1895'de Ödemiş kaymakamı yine İsmail Hakkı Bey'dir. Belediye başkanı: Ahmet Efendi'dir. Aynı yılda Hacı Abdullatif Efendi tarafından Ödemiş'te Kırlıoğlu Camii yaptırıldı.

    1897'de kaymakam: Hasan Hüsnü Bey, belediye başkanı: Raşit Efendi'dir. 1901 yılında Ödemiş kaymakamı Mehmet Rıza Efendi, belediye başkanı: Ali Haydar Bey'dir. XX yüzyılın başında Ödemiş kenti şöyle bir durum ortaya koyuyordu: Mahalleleri Hamam (Emmioğlu), Hacı İmam (Umur Bey), Katırcılar (Mimar Sinan), Meşrutiyet, Bengisu, Şimdiki Hastane caddesi veuzun sokak Rum mahallesini oluşturuyordu. Yanan iyi sinema (şimdiki Yalgın düğün salonunun olduğu yerder) Rum kilisesiydi. O zaman belediye binası şimdiki postahanenin karşısında Vakıflar Bankası'nın doğusundaydı. Hükümet binası ise Ekin Pazarı'nda (şimdi bu yerde Telekom binası vardır), hamamın yanındaydı ve o zamanki Postahane de onun karşısındaydı. O mevkiye "Konak ön" denilir ve o zamanki törenler Konak önü alanında yapılırdı. Şimdiki hastanenenin karşısındaki göçmen evlerinin bulunduğu Atatürk İlköğretim okulunun içine alan saha Askeri Kışlaydı. Eski Ödemiş pazarı ise Cumartesi günleri Konak önünde, Ekin pazarında kurulurdu. Ödemiş'in o zamanki caddeleri: Manyası Caddesi (şimdiki Katırcı sokağı), Gageçlik mevkii (İzmir yolu) Çatalyolu (eski istasyon caddesi, caddelerin en işleğiydi), Arap Kazıkları caddesi (Yayla Caddesi), Beşgöz yolu (Birgi Caddesi), Yıldız Oteli caddesi ise Kendir Pazarıydı ve deveci hanları vardı. (10)

    1901 yılında Ödemiş kentinde 3517 hane, 871 dükkan, 27 han, 3 hamam, 1 zeytinyağı fabrikası, 1 un değirmeni,1 tasirhane vardı. Ayrıca kentte 1 Hükümet Konağı, 5 Karakol, 1 Ziraat Bankası, 1 telgrafhane, 1 tekke, 1 kütüphane, 4 kilise, 3 guraba hastahanesi, 2 rüştiye okulu, 38 medrese, 3 erkek ilkokulu, 2 kız ilkokulu, garimüslümlere ait okul yapılmıştı. Kentte redif 47. alayın 4. taburu da bulunuyordu. 
1904'de Belediye Başkanı Ali Haydar Efendi'dir. Kentin nüfusu 15981, kazanın genel nüfusu 67582'dir. 1906 yılından, 1914 yılına kadar Ödemiş kazasının "Liva" olan tartışmaları yaşanmış, 1910'da ikinci sınıf kazalar içinde yer almış, 1914 yılında birinci sınıf kaymakamlığa yükseltilmiştir. Çarkıcalı Mehmet Efe tarafından Ödemiş'te yapımına başlanan Yeni Camii, 1912'de Hacı Abdi Ağa tarafından Çağlayanlı Mehmet ustaya tamamlattırılmıştır. 1916'da Kanab Ali oğlu Hacı Ali Efendi tarafından Mustafa çakır ustaya Ödemiş'teki Tekeli Camii yaptırıldı. Bu arada görev sürelerini saptayamadığımız Helvacıoğlu Ali Efendi, İstanbul'lu Rauf Bey ve Başçavuşoğlu Şerif Efendi Ödemiş'te Belediye Başkanlıklarında bulundular. 1918'de Ödemiş kaymakamı Zühtü Bey'dir. 28 Mart 1919'dan, 1 Haziran 1919'a kadar kaymakmlığı Bekir Sami (Baran) Bey yapmıştır.  
     1 Haziran 1919'da Ödemiş Yunan ordusu tarafından işgal edildiğinden hükümet Yunanlılar'ın eline geçmiş ve bu durum 3 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. Türk Ordusu'nun Büyük Utkusundan sonra 3 Eylül 1922'de Yunalılar Ödemiş'i boşalttılar. Ankara'daki yeni hükümet 1922'de Ödemiş Kaymakamı olarak Osman Nuri Tekelli Bey'i atadı. Osman Nuri Tekelli Bey 1928 yılına kadar kaymakamlık yaptı. 5 Mart 1923-31 Mart 1923 tarihleri arasında Belediye Başkanı Mehmet Şükrü Saraçoğlu, 1 Nisan 1923-5 Mart 1927 tarihleri arasında Belediye başkanı Ragıp Mısırlıoğlu'dur. 1925'de Ödemiş kaymakamı Recep Bey'dir. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Ödemiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin, İzmir ilinin, bir ilçesi olmuştur. 

Dipnotları:
8-A.Munis Armağan, Batı Anadolu tarihinde İlginç Olaylar, İzmir-1984
9-Charles Felix Marie Texier, Description de 1'Asia Minor, Cilt:III, Paris-1870
10-XX. Yüzyılın başlarındaki Ödemiş kenti için bilgi, emekli din görevlisi Hafız Hacı rahmetli Şevket Vanlı'dan derlenmiştir. 

Behiç Galip YAVUZ
Tarihçi - Araştırmacı Yazar
Katkılarından dolayı Sayın Behiç Galip YAVUZ hocamıza teşekkür ederiz.
 
İzmir Hava Durumu
 
Son Dakika Haberler
 
En Yeni Videolar
 
 
toplist - msn - msn nickleri - site ekle Samanalevi Netkafe Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol